Konu
:
Muş Gelenekleri
Yalnız Mesajı Göster
Muş Gelenekleri
10-14-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Muş Gelenekleri
Muş Gelenekleri
Muş Gelenekleri
SOSYAL HAYATTA MUŞ
Muş ve çevresinin sosyal hayatında geleneksel yapı hakimiyeti sürmektedir
Tarihe bakıldığında Türk Devlet geleneğinin en köklü ve en belirgin yapısı olan aşiret unsuru özelliğini halen korumaktadır
Zira Türk devletleri Tarihinde aileler birleşip obaları; obalar birleşip aşiretleri; aşiretler birleşip oymakları; oymaklar birleşip beylikleri; beylikler birleşip devletler oluşturuyorlardı
Bu noktadan hareketle töreler inançla birleşip önemli bir konuma gelmiş özellikle köylerimizde bu hayat biçimi sosyal yapıyı güçlendiren bir faktör olarak karşımıza çıkar
DOĞUM TÖRENLERİ:
Muşlular esasen kalıplaşmış ve eskiden beri devam ede gelen birçok merasimleriyle kendi gelenek ve göreneklerini devam ettirmektedirler
Doğum törenleri de modern tıbbın hayatımıza girmesiyle unutulmaya yüz tutmuştur
Doğuma Hazırlık:
Doğumun olacağı ev büyük bir temizlik yapılarak hazırlanılır
Güzel kokularla evin havası değiştirilir
Anne adayı yıkanır ve yeni elbiseler giydirilir
Göbek annesi (Çocuğun göbeğini kesen) denilen çok çocuklu anneler ve tecrübeli nineler davet edilir
Komşuların hazırlamış olduğu çörek ve yemekler gelen misafirlere ikram edilir
Doğum zamanı yaklaştığında evin yeme içme ihtiyaçları genellikle komşular tarafından karşılanır
Sofra hazırlanarak anne adayının evine getirilir
Bu durum doğum gerçekleştikten sonra yedi gün boyunca devam eder
Doğum müddetinden kırk gün sonra ya da kırkı çıktıktan sonra baba yeni doğan bebekle birlikte eşini kayınpederine götürür
Belli bir süre geçtikten sonra ya kendisi ya da kayınpeder tarafından eşi ve çocuğu geri getirilir
DOĞRUM SONRASI TÖRENLER:
Ad Verme : Çocuğun doğumunu müteakip 3-7 gün içerisinde özellikle baba (damat) tarafının büyükleri ve anne (gelin) tarafının büyükleri bebeğe isim verilmesi için davet edilirler
Büyüklere danışılmadan ve onay alınmadan büyüklerden herhangi birinin adının bebeğe verilmesi hoş karşılanmaz
Bebeğe isim verilirken kundaklı bebek kucağa alınır
Sağ kulağa ezan sol kulağa tekbir okunarak bebeğin ağzına kızılcık ya da içinde şeker eritilerek hazırlanan sudan verilir
Bu merasimin sonunda çocuğa ismi verilir
Doğan her çocuk için maddi durumları iyi olan ailelerce ‘Hakika’ denilen kurbanlar fakir ailelere dağıtılmak amacıyla kesilir
Ayrıca yakın komşular yemeğe çağrılır
BEŞİK:
Bebek dünyaya geldikten 40 gün sonra anne ayağa kalkarak evin dışına çıkar
Loğusa annenin anası kız kardeşi babasını evlerine gönderme amacı ile bu merasim düzenlenir
Kırkıncı günde eve yakın komşular ve akrabalar davet edilir
Her davetli yanında çocuk için giyim beşik aksesuarları çeşitli hediyeler getirirler
Bu hediyeler arasında nazar boncuğu mutlaka bulunur
Getirilen bu hediyeler önceden hazırlanmış beşiğe ya da yastığa iliştirilir ve hayır duada bulunulur
Misafirlerin gitmesinden sonra yaşlı ve saygın bir bayan tarafından (genelde loğusa annenin kayınvalidesidir) bir leğende ‘Kırk Suyu’ hazırlanır
Çocuğun saçını kesmekle görevli kişice çocuğun saçı kesilir ve çocuk yıkanmaya alınır
Tas veya büyükçe bir tahta kaşıkla su ‘Kırk Suyu’ndan dua ve niyazlarla alınıp çocuğun başına dökülür ve annesinin ziynet eşyalarının batırılmış olduğu ılık suda yıkanır
Daha sonra yıkama işini yapan hanım tarafından bir defa sallanır ve kurulanıp pudralanarak giydirilir ve kundaklanır
Bebeğin tıraşındaki saçı toplanarak tartılır
Bu saçın ağırlığınca altın gümüş ya da para tıraşı yapana verilir
Zengin aileler de adak kurbanı keserek etini yedi yoksul aileye dağıtırlar
Bebeğin saçı ise yeni bir beze sarılıp saklanır
Sünnet Merasimi:
Eğer bebek erkek ise masraflarını üzerine alan bir yakının kirveliği eşliğinde sünnet ettirilir
Sünnet zamanı bebek ya bir haftalık iken ya da yedi yaşına kadar bekletilebilir
Kirve olanın bütün ailesi de sünnet olan çocuğun ailesinin kirvesi sayılır ve yeni bir yakınlığın doğmasına sebebiyet verir
Bu gelenek karşımıza çok eskilerde yaşanan ‘Putlaç’ geleneğinin uzantısı olarak çıkar
(Putlaç kirvelik geleneğinde kirvenin ailesi ile çocuğun ailesi arasında - İslam’dan gelen bir hüküm olmamasına rağmen- kız alıp vermeme ve kirveliğin akrabalık derecesine vardırılmasıdır
)
Diş Hediği:
İlimizde çocuğun ileride hangi mesleği seçeceğini belirlemek amacıyla veya gurbette bulunan çocuğun hal ve durumunun nasıl ya da ne şekilde olduğunu anlamak için uygulanan bir takım pratik ve yorumlara dayalı fal şeklidir
Çocuk ilk dişini çıkardığında yakın akrabalarının katılımıyla ‘Diş Hediği’ adı verilen küçük bir merasim de çocuğun önüne her birisini ayrı mesleği temsil eden bıçak kalem kitap bilezik ekmek gibi nesneler bırakılır
Çocuk bunlardan hangisine uzanır ve alırsa ileride o mesleği seçeceğine inanılır
Eğer çocuğun diş çıkardığının farkına ilk annesi varır ve bir büyüğe sürpriz yaparsa çocuğun dişlerini gören ilk kişinin de çocuğa hediye alması usulden de olsa gerekli hale gelir
EVLENME GELENEĞİ:
İlimizde ataerkil aile düzeni hakimdir
Bu nedenle geleneksel olan görücü usulü ile evlenme Orta Asya’dan gelen bir yaşam biçimi olarak karşımıza çıkar
Bilindiği üzere Dede Korkut Destanlarından Bamsı Beyrek evlendirilmek istendiğinde babası Kanlı Kocaya evleneceği kızın vasıflarını ve bu vasıflar doğrultusunda evleneceğini kızı görmeye bu şekilde gidebileceklerini ifade etmiştir
Hatta günümüzde izleri yavaş yavaş silinmeye başlayan Beşik Kertmesi olayının benzerine de Dede Korkut Destanlarından Bamsı Beyrek hikayesinde rastlıyoruz
Kız Görme (Bakma):
Kız görmeye (bakmaya) erkek tarafının büyükleri karar verir
Aracılara müracaat edilir
Kız tarafına yakın (genellikle akraba) birinin vasıtasıyla ya haber gönderilir ya da beraber görücü gidilir
Görücü gidenler kızın ev içerisindeki hal ve hareketlerini güzelliğini gözlerler
Kızdan el ve ev işlerindeki becerilerini görmek amacıyla işlediği nakışları göstermesi istenir
Usulen su istenir
Su verirken gelişine yürüyüşüne; suyu verirken duruşuna dikkat edilir
Kız da bu konularda dikkatli ve eğitimlidir
Suyu ikram ederken elini göğsüne koyar ve saygıyla hafifçe tebessüm eder
Bunu bardağı geri alırken de yeniler
Bu hareketler kızın aile terbiyesi ve inceliği açısından önemli göstergeler olarak kabul edilir
Görücüye gelen misafirler giderken yine gelin adayının ayakkabılarını nasıl önlerine koyduğuna dikkat ederler
Kız İsteme ve El Öpme:
Bu konu iki aile arasında ortaklaşa tespit edilir
Genellikle Perşembe günleri kız istemeye gidilir
Günümüzde hafta sonları da ‘kız istemeye’ dahil edilmiştir
Erkek tarafı yakın akraba ve komşularının ileri gelenleri ile birlikte erkekli kadınlı yatsı namazından sonra kız evine giderler
Erkekler ayrı bir odada toplanırlar
Yapılan ikramlar özellikle kabul edilmeyip önce hal hatır sorularak erkek tarafının en yaşlı olanı söze başlar
- Efendim siz bize buraya neden geldiğimizi hiç sormadınız?
Kızın velisi biraz sıkılgandır
Hoş geldiniz sefa getirdiniz
Misafire niçin geldiniz diye sormak bizim gelenek ve göreneklerimizde yeri yoktur ayrıca bunu sormak bize düşmez
- Eh o halde biz buraya niçin geldiğimiz açıklayalım: Biz buraya Allah’ın emri Peygamberin kavli ile kızınız
’yi oğlumuz
’e istemeye geldik
Kulun takdirinden çok Takdir-i Huda önemlidir
Rızayı-i Bariye itaat etmek gerekir
Hz
Peygamberimiz ‘evlenin’ diye buyurmuşlardır
Bu sünnette uymak muteberdir
icap etmesi durumunda diğer misafirlerde söze karışırlar
Neticede kızın babası kendi ev halkının ve kızının görüşünü de aldıktan sonra ve uygun görülmüşse şunları söyler: “Misafirler siz hoş geldiniz sefa geldiniz
Siz böyle uygun görüyorsanız ben de; bir kızdır size kurban ettim
Allah mutlu ve hayırlı etsin” diyerek rızasını bildirir
Bunun üzerine erkek tarafının en genci kız tarafının en büyüğünden başlayarak ellerini öper
Bu törene ‘el öpme’ denir
Bu arada hazırda bekletilen fakat başta kabul edilmeyen ikramlar yeniden talep edilir ve koyu bir sohbet ortamı sağlanmış olunur
- Kadınları bulunduğu odaya da haber salınır
Erkeğin annesi babası veya bacısı gelin adayına söz yüzüğünü takarlar
Çeşitli ikramlardan sonra erkekler arasında gelin adayı tarafına istenen hediyeler konuşulmaya başlanır
Bu hediyeler genelde at silahtakı ve başlık parası kararlaştırılır
Bazı yörelerimizde başlık parasına”Süt Hakkı” denir
Bu adetler günümüzde unutulmaya yüz tutmasına rağmen az da olsa bazı köyler de bu adetler halen sürmektedir
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul