Konu
:
Yukarı Anzaf Kalesi
Yalnız Mesajı Göster
Yukarı Anzaf Kalesi
10-14-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Yukarı Anzaf Kalesi
Yukarı Anzaf Kalesi Aşağı Anzaf Kalesi’nin 600 m
güneyinde ve daha yüksek bir tepe üzerinde bulunan Yukarı Anzaf Kalesi, Aşağı Kale’den 30 kat daha büyük ölçüdedir
Deniz seviyesinden 1995 m
yüksek olan bu kalenin doğu ve güneybatısı yüksek dağlarla yarım ay şeklinde çevrelenmiştir
Bu özelliğinden ötürü de doğu ve batıdan rüzgârlara karşı korunmuştur
Kalede bilimsel kazılar başlamadan önce kaçak kazılarda çok sayıda çivi yazılı büyük taş bloklar, sütun kaideleri ortaya çıkarılmıştır
Bunların üzerindeki yazılara göre Yukarı Anzaf Kalesi İşpuini’nin oğlu Menua zamanında MÖ
810–786 yıllarında yapılmıştır
Ancak üzeri yazılı bu taş bloklar yurt dışına kaçırılmış olup, biri Rusya’da Tiflis Müzesi’nde, diğeri de Berlin’de Pergamon Müzesi’nde bulunmaktadır
Bununla beraber çivi yazılı bazı taş bloklar ile sütun kaideleri de Van Müzesi’nde sergilenmektedir
Yukarı ve Aşağı Anzaf kalelerinde çok sayıda çivi yazılı kitabe bulunmuş ve diğer Urartu yapılarında ele geçen çivi yazılı kitabeler hiçbir zaman nu sayıya erişememiştir
Yukarı Anzaf Kalesi’ni çevreleyen sur duvarları üzerinde kerpiç duvarlar da bulunmaktadır
Ancak bu duvarlar yıkılmış ve kale bir höyük görünümünü almıştır
Sur duvarları kyklopik ve sandık duvar tekniğinde yapılmıştır
Duvar araları yer yer toprak dolgu ile kapatılmıştır
Burada kullanılan kalker taşları kalenin 250–300 m
güneyindeki kayalıklardan elde edilmiştir
Kale içerisinde büyük bir özenle yapılmış 9,50 m
uzunluğunda bir koridor ve bunun bitiminde de bir mabet bulunmaktadır
Bu koridor ve çevresinde saraya ait kalıntılar, bronz çiviler, bronz parçaları ile karşılaşılmıştır
Kömürleşmiş ahşap direk ve kapı parçaları da kalede ahşap malzemenin kullanıldığını göstermektedir
Yukarı ve Aşağı Anzaf kalelerinde İstanbul Üniversitesi Avrasya Arkeoloji Enstitüsü Müdürü Prof
Dr
Oktay Belli tarafından kazı yapılmıştır
Ayrıca dilbilimci Prof
Dr
Ali M
Dinçol ve Dr
Belkıs Dinçol da kitabelerin okunmasında yardımcı olmuştur
Kazı çalışmalarının ardından restorasyon çalışmalarına geçilmiş, 1991 yılında başlayan çalışmalar sonucunda mabedin avlusu ve duvarlarının restorasyonu yapılmıştır
Restorasyon sırasında duvarlarda eski Urartu taşlarından yararlanılmıştır
Böylece özgün Urartu mimarisine sadık kalınmıştır
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul