Konu
:
Hakkari'deki Tarihi Eserler
Yalnız Mesajı Göster
Hakkari'deki Tarihi Eserler
10-14-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Hakkari'deki Tarihi Eserler
Hakkari'deki Tarihi eserler
Hakkari'deki Tarihi eserler
Araştırmacı Muvaffak Uyanık Hakkari bölgesinin batısında yer alan "Guveruk" ve "Tırşin" yaylalarında kayalar üzerine kazınarak çizilmiş binlerce kaya resmi bulmuştur
Adeta açık hava müzesi niteliğinde olan ve çok geniş bir alana yayılı bulunan bu zengin resimlerin benzerliğine doğuda Azerbaycan ve Kobistan bölgesinde kayalar üzerine çizilen yaklaşık 4
000 Adet resimde rastladığımız gibi güneyde de Filistin bölgesinde kayalar üzerine çizilen yüzlerce kaya üstü resimde rastlarız
Guveruk ve Tırşin yaylalarındaki kaya üstü resimleri yaklaşık olarak M
Ö
6
000-1
000 yıllarına tarihlen dirilmektedir
Ancak bu resimlerin büyük bir kısmının daha sonraki devirlerde de çizildikleri anlaşılmaktadır
Buradaki tasvirlerin büyük çoğunluğu stilize edilerek yapılmışlardır
Buna karşılık o devirlerde bölgede yaşayan zengin av hayvanları hakkında yine de küçümsenemeyecek önemli bilgiler vermektedir
Resimlerin büyük bir kısmını Dağ keçileri bizon çeşitli av hayvanları avda kullanılan tuzak sahneleri sihir ile ilgili motifler stilize edilmiş şekiller ve eski yarı-göçebe Türk boylarının kullanmış oldukları amblemler meydana getirmektedir
Özellikle daha genç devre ait stilize adilmiş resim ve amblemler kuzeyde Erzurum yakınlarındaki "cunni" mağarasındaki resim ve amblemlerle daha batıda ise Kütahya yakınlarındaki Aizanı tapınağının duvarlarındaki büyük taş blokları üzerine hayvan resimleri ile çok büyük bir benzerlik göstermesi yönünden ilginçtir
gerek cunni mağarasındaki resim ve amblemleri ve gerekse Kütahya yakınlarındaki Aizanı tapınağının taş duvarları üzerine çizilen hayvan sahnelerini eski Türk boylarının yapmış olduğu kesindir
ayrıca bu bölgedeki tasvirlerin Anadolu dışındaki benzerlerine ise Azerbaycan Kobistan ve hatta Sibirya'da son yıllarda keşfedilen binlerce kaya üstü resmi meydana getirir
görüldüğü gibi çok geniş bir coğrafi bölgeye yayılmış olmasına rağmen şekil ve muhteva yönünden birbirinin benzeri olan bu resimlerin eskiden göçebe ve yarı göçebe Türk boyları tarafından yapılmış oldukları bugün artık yerli ve yabancı bilim adamlarınca kesinlikle kabul edilmiştir
dolayısıyla tarih öncesi dönemlerde bile Anadolu ve özellikle Doğu Anadolu bölgesi ile Azerbaycan ve Asya bozkırları arasındaki kültür ve sanat merkezleri arasında kopmaz bir birliğin olduğu açıktır
Bu durum ayrıca tarih öncesi devirlerden yeni zamanlara kadar Orta Asya'dan Anadolu'ya devamlı olarak göçlerin yapıldığını da açıklar
ZEYNEL BEY MEDRESESİ
Medrese Hakkari'nin Gülereş mahallesinde bahçeler içinde bir dere kenarında yer almaktadır
Bu gün büyük ölçüde yıkılmış olan medrese Hakkari Beylerinden ayni zamanda Kanuni sultan Süleyman ve II
Selimin mahzeretine nail olmuş Zeynel bey tarafından yaptırılmıştır
Zeynel Bey 1560-1578 yılları arsında Hakkari Beyliğinde kalmıştır
Muhtemelen medreseyi bu tarihler arasında yapmıştır
İranlılarla yapılan bir savaş sırasında 1585 yılında marendde şehit düsen Zeynel Bey’in naşı 1587 de Çölemerike nakil edilerek kendi yaptığı medresenin avlusuna gömülmüştür
Medrese kuzey güney doğrultusunda 22
20x117
20 m
ölçülerinde dikdörtgen bir alana oturmaktadır
Bu gün temiz olarak kalmadığında planını yapmak mümkün değildir
Ancak ortada bir avlu ve bunun dört tarafına sıralanan medrese odaları yer anlaşılabilmektedir
Kuzey kösesinin ortası avluya gitmekte giriş bölümünün iki yerinde köselerde birer oda yer almaktadır
Bunlardan kuzey batıdaki Zeynel Beye ait mezarın bulunduğu oda olabilir
Avlunun olduğu ve bati kenarlarında ikişer güney tarafında üç oda yer alır
Odalar kare ve dikdörtgen planlı olup üzerlerinde beşik tonuz ile örtülüdür
Medresenin tamamında moloz tas ve yontma taslar kullanılmıştır
Ayrıca medresenin etraflarında bazı süslemeli mimari parçalar ile çoğu kırılmış mezar taşlarına rastlanmıştır
Medresenin kazı ve restorasyonu yapıldığında Hakkari önemli bir yapısına kavuşmuş olur
MEYDAN MEDRESESİ
Hakkari merkez biçer mahallesinde bulunmaktadır
Vakıflar genel müdürlüğü tarafından 1984 yılında yapılan onarımdan sonra ayaktadır
Medresenin giriş kapısındaki kitabenin üzerinde H
1112
M
1700-1701 tarihinde yaptırıldığı anlaşılmaktadır
Kitabede kim tarafından yapıldığı belirtilmemekle beraber Hakkari hükümetinin yöneticisi olan İzzetin oğlu İbrahim Bey tarafından yapılmış olabilir
Medrese 23
40mx18
25m dış ölçülere sahip kareye yakın dikdörtgendir
Avlulu iki katli ve iki kanatlı medreseler grubuna girmemektedir
Yapıya güney cephesinin güneyinde girilmektedir
Avlunun dört yanını iki kat halinde revaklar dolanmaktadır
Alt kat revaklari değişik başlık ve şekilleri olan sütunlara ikinci kattakiler ise payelere oturmaktadırlar
Revak gözleri sivri kemerli bölümleri ise tonoz örtülüdür
Avlunun doğu batı tarafında asimetrik olarak sıvalanan medrese duvarları yer almaktadır
Bati tarafında hem alt hem de üst katta birbirine yakın ölçülerde üzerleri beşik tonoz örtülü dörder oda yer alır
Oda kapıları dikdörtgen biçiminde küçük revaklar açılmaktadır
Bu odaların bati kenarları mangal pencere diğer duvarlarına da dolap nisleri ve ocak yerleştirilmiştir
Doğu kanatta ise alta üç üstte iki oda yer almaktadır
Bu odalar ötekilerden daha geniş tutulmuş kuzey kenarlarında dershane ve mescit olarak kullanılmıştır
Her iki katında bu kenarlarında kuzeye açilmisbirer mihrap nisi bulunmaktadir
Alt kat mescit mihrabi yarim daire planlı nis seklinde üst katın ki ise üstten üç delikli kemerle taslandırılmış şeklindedir diğer üst kat mescidi büyük tutulduğundan geriye kalan kısmı bir oda alt katta ise iki oda yerleştirilmiştir
Bu odalarda da dolap nisleri ocak ve mazgal pencereler açılmıştır küçük tutulmus kapıları düz lentulu ve avluya açilmaktadir
Düzgün kesme taslarla yapılmış yapının güney cepheyi hareketlendiren tas yaprak sivri kemerli bir görüntü seklindedir
Kapı köseden helezonik yivli bir kaval silme ve bunu takip eden mukarenasli bir bordürle kuşatılmıştır
Bunu ortasında oldukça küçük tutulmuş üstte ve yanlarda yekpare blok taslarla oluşturulan kapı dıştan kabartma vazo ve çiçeklerle süslenmiş üç yandan dolanan bir bordürle sınırlandırılmıştır
Gerek mukarnasli ve gerekse içteki bu berdür kahverengi taslarla oluşturulduğunda ayrıca cepheyi hareketlendirmektedir
Kapının üst kesimine dikdörtgen kitabe yerleştirilmiştir kitabe mermer üzerine yerleştirilmiştir
Diğer cepheler alt ve üst katlara açılmış pencereler dışında oldukça hareketsizdir
TAŞ KÖPRÜ
Şemdinli ilçe merkezine 12 km Nehri köyüne 4 km mesafede Şemdinli deresi üzerinde kurulmuştur
Yüksek dağların arasında derin bir vadide yer alan köprü kuzey güney istikametinde tek açıklık halinde her iki ayağı kayalıklara oturmaktadır
Köprü yüksekliği 10
80 m uzunluğu 21
20 m genişliği ise 2
90 m ölçülerini ihtiva etmekte olup tek gözlü yolu eğimli köprüler gurubuna girmektedir
Köprünün düzgün kesme taşla yapılmış sivri kemerli açıklığı oldukça yüksek tutulmuştur
İki tarafa eğimli yolu da kenarlardan birer sıra halinde dizilmiş kesme taşlarla oluşturulmuştur
Korkuluklarla sınırlandırılmış üzeri sonradan betonla kaplanmıştır
Dolgu ve tampon duvarlar moloz taşlarla örülmüş doğu yüzü kemerli açıklığın köşesine açılmış birer nişle hareketlendirilmiştir
Bugün köprünün iki yanındaki zeminle irtibatını sağlayan dolgu duvarlar kısmen yıkılmış dallarla eğreti yapılmış kaplamayla geçiş sağlanmaktadır
Köprünün kemer ve gözlerinin iç kısımlarında kesme taş dolgu ve tampon duvarlarda moloz taş malzeme kullanılmıştır
Kitabesi bulunmayan köprü mahalli kaynaklara göre Nehri’deki Kelat Sarayı’nı da yaptıran Seyyit Mehmet Sıddık tarafından yaptırılmıştır
Buna göre köprü 19
yüzyıl sonlarında yapılmış olmaktadır
HALİL KİLİSESİ
Hakkari'ye 10 Km mesafede ana yol kenarındaki Halil mevkiinde bulunmaktadır
Nasturiler ait olan yapının üzerinde kitabe ve süsleme mevcut olmadığından hangi tarihte kim tarafından yapıldığı bilinmemektedir
Kilise6
70mx13
70m dış ölçülerine sahip doğu batı doğrultusunda uzanan dikdörtgen planlı ve iki bölümden oluşmaktadır
Batıdaki birinci bölüm daha büyük tutulmuş
Buraya bati cephesinden bir kapı vasıtasıyla girilmektedir
Bu bölümün üzeri doğu bati doğrultusunda uzanan beşik tonozla örtülmüştür
Duvarlara dolap nisleri açılmıştır
Doğudaki ikinci bölüme birinci daha büyük olan birinci bölümden iki kapı vasıtasıyla geçilmektedir
Kapılardan biri ortaya yakın yerde sivri kemerli bir girinti içerisinde sivri kemerli bir açıklık seklinde diğeri ise güney kösesinde sivri kemerli açıklık biçimindedir
Oda kuzey güney istikametinde dikdörtgen biçimli ve tonoz örtülüdür
Bu bölümün doğu duvarına kapı eksenine gelecek şekilde sivri kemerli bir nis yerleştirilmiştir
Yan duvarlarda dolap nisleri bulunmaktadır
Yapının tamamında tas malzeme kullanılmış olup diş cephelerde düzgün sıralı kaba yönü taslar görülmektedir
Yapı oldukça sağlam dıştan düz toprak dam örtülüdür
DERAV KİLİSESİ
Zap vadisinde üzümcü köyünü ilerisin de derav mevkiinde bulunmaktadır
Zap suyunun karşı taraftaki sırtta eğimli bir arazide kurulmuştur
Nasturilere ait olduğu kabul edilen yapının üzerinde kitabe veya süsleme olmadığından yapının tarihi ve dönemi bilinmemektedir
oldukça küçük olan yapı 6
85mx10
00m dış ölçülere sahip olduğu bati doğrultusunda uzanan dikdörtgen bir plandır
Doğu batı doğrultusundan dikdörtgen planlı odanın üzeri beşik tonozla örtülüdür
Bati tarafı açılmış mazgal pencerelerden yapı aydınlatılmıştır
İkinci odaya buradan sivri kemer açımlıklı iki demir bir kapıdan girilmektedir
Burası kuzey güney doğrultusunda dikdörtgen planlı ve beşik tonoz ile örtülüdür
Doğu tarafından beşik tonoz kaylıklara oturmaktadır
Iki yan duvarına dolap nisleri açılmıştır
Yapının tamamı moloz taslar ve kayalardan yapılmıştır
Dıştan üzeri toprakla örtülüdür yer yer duvarları yıkılmıştır
Buna rağmen sağlam bir yapıdır
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul