Konu
:
İspartada Halıcılık
Yalnız Mesajı Göster
İspartada Halıcılık
10-13-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
İspartada Halıcılık
Ispartada halıcılık
Ispartada halıcılık
Isparta'da halıcılık Türklerin Anadolu'yu fetihlerinden sonra bölgeye yerleştirilen Türk oymakları ile başlar
Bu oymakların dokuduğu "Türkmen Halıları" yüzyıllar boyunca gelenekselliğini korumuş ne var ki son yüzyıllarda batılı halı tüccarlarının kendi isteklerine göre halı sipariş etmeleri yüzünden bu gelenek etkisini sürdürememiştir
Fahrettin Kayıpmaz
Isparta - Sümer Halı Ürün Geliştirme Uzmanı
İLK DÖNEMLERDE
1274 yılında ölen Mağribli İbni Said "Kitab Bast-Ul Arz Fil-tul Vel Arz" adlı eserinde Batı Anadolu'dan söz ettikten sonra aynen şu ibareyi kullanıyor: "Bu bölgenin (Antalya ve havalisi) batısında Türkmen Dağları (Batı Toroslar) ve Türkmen ülkesi bulunur (Isparta ve çevresi)
Türkmenler Türk soyundan büyük bir kavim olup Selçuklular devrinde Rum ülkesini fethetmişlerdir
Türkmen halılarını dokuyan bu Türkmenlerdir
Bu halılar bütün ülkelere satılır
Antalya'nın kuzeyinde Toğula (Tonguzlu - Denizli) Dağları vardır
Bu dağlarda kendilerine Uç denilen Türkmenler yaşar
Bu Türkmenlerin iki yüz bin çadır olduğu söylenir" demektedir
Anlaşılacağı üzere İbni Said eserinde "Türkmen Halıları" sözü ile bunların tanınmış ve meşhur halılar olduklarını ifade ediyor ve bütün ülkelerce satın alındığını da kaydediyor
Bu çalışmaya böyle bir notla başlamamızın nedeni Isparta halıcılığı üzerinde şu andaki genel kanaatlerin ve bilinen son yüzyıl Isparta halıları imajının daha derinlere çekilmesini istememizdendir
Günümüzde dünya halı ticaretinde Avrupalı büyük halı organizasyonlarının malzeme renk desen altyapısını bizzat götürerek halı imalat atölyesi olarak gördükleri Tibet ve Nepal gibi "geleneksel el emeği" ile "Avrupai tarzda" halı imalatı anlayışının bir benzeri yüz yıl önce bu bölgede yaşanmıştır
Kumpanyalar etkisi ile bölgede gelişen ve büyük bir ticari potansiyele de ulaşan "son dönem Isparta halıları" konusunda gerek mahalli boyutta ve gerekse Türkiye genelinde çok kıymetli çalışmalar ve yayınlar yapılmıştır
Ancak 12 yüzyıldan itibaren Türkmen boy ve oymaklarının yoğun iskânına kucak açan nefis yaylara sahip Isparta daha doğrusu Hamidabad'ın "geleneksel düz ve düğümlü yaygı kültürü" açısından "belgeli" bir çalışma kapsamına alınamamış olması nedeniyle Isparta halıları denildiğinde ilk akla gelen günümüzdeki halılar olmaktadır
Oysa 12
yüzyıldan itibaren çok önemli Türkmen nüfusunu barındıran bu bölgede belgelere göre meşhur Türkmen halılarını dokuyarak komşu ülkelere de ihraç edebilen eski bir "ticari dokuma geleneği" bulunmaktadır
Tarihçiler tarafından yapıldığı yer ve detayları tartışıla duran Anadolu Selçuklu Sultanı II
Kılıç Arslan zamanında (1156-1192) Bizans ve Selçuklu mücadelelerinin en hareketli uç noktası Isparta çevresindeki Myriokephalon Savaşı (17 Eylül 1176) ve akabinde Bizans İmparatoru Manuel Kommenos II ile Sultan Kılıç Arslan II arasındaki tarihi antlaşma ile Türklerin batıda bulunan Bizans şehirleri ile ticaret yapma imkânı da kazandıkları diğer önemli maddeler içinde yer almaktadır
Ticari hayatın genellikle mübadele esasına dayandığı o devirlerde halı ve kilim imalâtı da yapabilen Türkmenlerin diğer ürünleri ile birlikte el dokuması halı ve kilimlerini de mübadele ederek; gerek batıdaki Bizanslılarla ve gerekse Araplarla bu ticareti geliştirdikleri ile ilgili İbni Said'in yukarıdaki görüşleri doğrulanmaktadır
SELÇUKLULAR SONRASI
İkinci önemli bir nokta 1224 yılında Sultan Alâaddin Keykubad döneminde Atabey'de "Bu medresenin inşasına Sultan Alâaddin Keykubad zamanında 621 senesi Ramazanında Allah'ın rahmetine muhtaç olan Artakuş bin Abdullah emretti" kitabesiyle yaptırılan medrese; 1237 yılında Sultan II
Gıyaseddin Keyhusrev zamanında Eğirdir'de yaptırılan han ve 1301 yılında Eğirdir'i Felekabâd'a bu hanı da medreseye çeviren Hamidoğullan Beyi Felekuddin Dündar Bey'in bayındırlık hizmetleri bu bölgenin sadece göçebe ve çadır kültürü ile değil yerleşik Türkmen kültürü ile de varlığını sürdürdüğü gerçeğidir
Anadolu Selçukluları sonrasında bir kısım yayınlara göre Teke diğer bir kısmına göre ise Yamud Türkmenlerinin kurduğu söylenen Hamidoğulları kanaatimizce Hamid Bey'in büyük torunu Felekûddin Dündar Bey'in Hamidoğullan Beyliği sınırlarını Antalya-Korkuteli'ne kadar genişlettikten sonra kardeşi Yunus Bey'e devrettiği Antalya ve havalisinde kurulan beyliğin adının Teke Beyliği olması Hamidoğullarının "Tekeli Türkmen Oymağı"ndan olması ihtimalini daha güçlendirmektedir
1333 yılında bir seyahat yapan İbni Batuta beyliğin başkenti Felekabad (Eğirdir) da Dündar Bey'den iltifat görmüş ve kayıtlarında bu bölgenin bağlık bahçelik mamur bir şehir olduğunu belirtmiştir
17
yüzyılda bölgeyi gezen Kâtip Çelebi de Baris (Isparta) in mamur meyvelik bağlık ve bahçelik boyahaneleri bulunan zengin bir belde olduğunu kaydetmiştir
1820'lerde Anadolu'da seyahatlerde bulunan İngiliz Rahip Arundel de Eğirdir (Felekabad) de sanatkârane işlenmiş halılara tesadüf edildiği hatta bu şehirde açık havada halı dokunmakta olduğunu belirtir
Bu notu kitabına düşen yazar son devir Isparta halıları öncesinde de bu bölgede bir halı geleneği olduğunu şu güzel cümlelerle vurgular: "Büyük haralarda yetişen yünleri sonsuz bir sabırla bükmek keskin zekalarla boyamak renkleri imtizaç ettirerek daha çok sabırla dokumak muhit insanlarının tabii hasletlerinin icabıdır"
SON YÜZYILLAR
Bu dönemlere ait el dokuması halı ve kilimlerin nasıl özelliklerde olduğunu elde mevcut örnekler bulunamadığı için şimdilik bilemiyoruz
19
yüzyıl sonundan itibaren İzmir'den başlayarak Manisa Kula Uşak ve Isparta'da en ücra köylere kadar nüfuz eden Şark Halı siparişleri nedeniyle de mahalli ve geleneksel özellikteki biraz önce sözü edilen halıların unutulduğu ve tam yüz yıldır da dokunamadığı bir gerçektir
Vakıf geleneğimiz nedeniyle cami ve mescitlere teberru edilen çok kıymetli örneklerin de gene bu halılarla değiştirilmiş olması bu konuda çok geç kaldığımızı göstermektedir
19
yüzyılın ortalarına kadar Avrupalıların istedikleri halıların üretim ve pazarlaması Osmanlı tüccarlarının elinde bulunmaktaydı
19
yüzyıl sonlarında ve 20
yüzyıl başlarında Avrupalı tüccarlar bu işe büyük yatırımlar yaparak piyasayı ele geçirmeye başlamışlardır
İngiliz tüccarlar ip ve modellerini vererek (önce) Uşak ve çevresinde halı dokutmaya başlamış Batı Anadolu'dan Avrupa'ya ihraç edilen bu halıların çoğu İngiliz tüccarlar tarafından yapılmaya başlamıştır
Bu ticarethaneler sadece halı dokutmakla da kalmayıp halıların yününü ipini boyasını da bizzat üstlenmişler Avrupa'dan getirdikleri modeller ve modellere uygun renklerle yeni tipte halılar dokutmuşlardır"
Yazımızın başlangıcında değindiğimiz geleneksel dokuma tarzındaki kültür değişmesi sürecini çok iyi ifade eden bu gelişmeler olumlu ve olumsuz yönleri ile Anadolu'da son yüzyılımız içinde gene bize ait olan bir melez yaygı kültürü olgusunu ortaya çıkarmıştır
Prof
Önder Küçükerman'ın Sümer Halı tarafından yayınlanan "Batı Anadolu'daki Türk Halıcılık Geleneği İçinde İzmir Limanı ve Isparta Halı Fabrikası" adlı kitabı 19
yüzyıl sonlarından itibaren bu bölgede yaşanan İngiliz halı ticarethanelerinin halıcılık faaliyetlerini ve Isparta'da kurulan Halı Fabrikasının çalışmalarını detaylı bir şekilde belgeleriyle açıklayan kaynak niteliğindedir
Ayrıca Isparta ile ilgili olarak yayınlanmış bütün çalışmalarda da son devir Isparta halıcılığının gelişmesiyle ilgili olarak birbirini teyit eden görüşler bulunmaktadır:
YENİ ATILIMLAR
1872-1875 yıllarında Isparta (Hamidabad Sancağı)'da mutasarrıflık yapan Eyüplü Ali Rıza Efendi'nin gayretleri ile başlayan ilk faaliyetler 1891 yılında gelen mutasarrıf Babanzade Mustafa Zihni Paşa'nm destekleri ile ciddi biçimde başlamış olur
Sonrasında gelişen faaliyetleri Ispartalı bir araştırmacının gözlemleri ile aktaralım:
"Isparta'da halıcılık özel bir teşkilat ile 1889 yılında başlamıştır
Bu zamanda küçük bir şirket tesis edilmiş hisse senetleri çıkarılmıştır
Mutasarrıf Zihni Paşa'nın delalet ve iştiraki ile şirket hayli ilerleme kaydetmiş iyi halılar dokunmaya iş umumi bir hal almaya başlamıştır
Bir taraftan okullarda tezgâh başlarında çocuklara halı işlemesi öğretilirken mutasarrıfın eşi de bu mevzu üzerinde dikkatle çalışmakta idi
Şirket halıların satışında aracılardan kurtulmak ve dünya ticaret alemi ile doğrudan doğruya temasa geçmek istemişti
Bu arzusu üzerine hükümetin de tavassutu ile Manchester Şehbenderliğine mühim bir parti halı gönderilmişti
Bu şehbenderlikten halıların bedelini tahsil etmek imkanı kalmamış binnetice şirketin feshi cihetine gidilmiştir
"
1912-1913 yıllarında Isparta mutasarrıfı Şevket Bey dokumasını Türklerin yapıp ticaretini azınlıkların yaptığı halıcılığı tamamen millileştirmeyi düşünerek Etreli Halı Ticarethanesinin iflastan kurtarılarak yeniden canlandırılması için girişimde bulunmuştur
Bu arada İmamzade Tahir Efendi bir ticarethane açarak halıcılığa başlamıştır
1916-1917 yılları mutasarrıfı Cemal Bey döneminde Isparta'da halı ipi yapılması hususunda girişimler yapılmış ve 1924 yılında Isparta'da 'Isparta İplik Fabrikası' kurulmuştur
1890'lı yıllardan başlayarak 1930'lara kadar bölgemizde yapılan ve Şark Halı Kumpanyası büyük organizasyonu ile yün ipi boyaması ve deseni bizzat ve kontrollü olarak verilip yine satış kanalları kendilerine ait olarak devam eden halıcılık faaliyetinde öylesine bir rekabet söz konusu olmuştur ki; Ispartalı müteşebbislerin büyük bir gayretle bu organizasyon dışına çıkarak direkt İngiltere'ye olan ihracatları yine bu şirketler tarafından engellenmiş ve Isparta'daki şirketlerin batması sağlanmıştır
Geleneksel Isparta çevresi düz ve düğümlü dokuma yaygı kültürü üzerinde devrim yaratan bu gelişmeler en ücra köylere kadar öylesine nüfuz etmiştir ki; konar göçer Türkmen oymaklarının geleneksel dokumaları ancak bize bu dönem öncesine ait bir fikir verebilmektedir
Günümüzde Isparta halıcılığında lokomotif görevini 1924 yılında Isparta İplik Fabrikası olarak kurulan ve 1943 yılında Sümerbank'a devredilen 1990'da Sümer Halı Organizasyonu içine alınan Sümer Halı Isparta Halı Fabrikası üstlenmiş durumdadır
Halı için hammadde olarak bütün altyapısını temin eden (yapak tefrik yapak yıkama boyahane ip büküm) bu fabrika bütün Türkiye'de organize olmuş bölgelerde halılarını dokutup tekrar fabrikada yıkama ve apre işlemi yapıldıktan sonra Türkiye pazarına nihai mamulü sunabilen bir yapısıyla Türkiye'nin alanında en büyük kuruluşlarındandır
Isparta'da halıcılık konusu içinde düz dokuma yaygılarımız kilimlerden de bahsetmek yerinde olacaktır
12
yüzyıldan itibaren bölgeye yerleşmeye başlayan Türkmenler bazı oymakların konar göçerlik geleneği ile bugünlere kadar yavaş bir iskân seyri ile gelmişlerdir
Bölgede hâlâ yarı göçer olarak iskân hareketliliği söz konusudur
Yazları Anamas ve Korudağı yaylalarında kalan Saçıkaralı Sarıkeçili ve Karakoyunlu Yörükleri kışları Antalya Serik ve Aksu köylerine kışlamaktadırlar
Bu Yörüklere ait düz dokuma kilim cicim ve zili dokuma geleneği (son zamanlarda eskisi gibi üretilmese de mevcut örneklerin korunduğu bir yapı nedeniyle) hâlâ devam etmektedir
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul