Yalnız Mesajı Göster

Antalya Şehir Tanıtımı

Eski 10-14-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Antalya Şehir Tanıtımı




Sillion : Perge' nin kuzeydoğusunda, denizden 12 km içerde, ova ortasında, yayvan biçimli yalçın ve yüksek bir tepe üzerinde kuruludur Antalya-Alanya Karayolunun 29 km sinde, Eski Yörük Köyü'nden sapıldığında 5 km lik bir yoldan sonra antik kente varılır

MÖ IV yy da kurulan ve Bizans Döneminde Psikoposluk merkezi olan kent Selçuklu çağlarını yaşamıştır Tepenin hafif eğimli batı yönü Helenistik çağlardan kalma surlarla çevrilidir Bu surları kuleler, kapılar ve kente çıkılan yollar tamamlamaktadır Kentin kapısı tepenin batı yanındaki surlar üzerindedir Tepenin çıkıldığında kuzeybatı yönünde ev kalıntıları, sokaklar, batıda Selçuklu Camii, Bizans Kilisesi ve sarnıç görünmektedir Tepenin güneybatı eteğinde 8000 kişilik tiyatro ve yanında odeon bulunmaktadır

MANAVGAT : Manavgat İlçesinin kuruluş tarihi ile ilgili olarak kesin bir tarih verilmese de sınırları içerisinde bulunan Side (Selimiye Köyü) ve Selge (Altınkaya Köyü) antik kentlerinin MÖ6yy'da kuruldukları sanılmaktadır Manavgat 1220 yılında Selçuklu, 1472 yılında da Osmanlı İmparatorluğu'nun idaresine geçmiştir 1914 yılında ilçe olmuş, Taşağıl ve Beşkonak Nahiyeleri kurularak ilçeye bağlanmıştır

GEZİLECEK YERLER

Manavgat Şelalesi

Manavgat ilçesinin 3 km kuzeyinde bulunan şelale, ilçe ile aynı adı taşır Şaşırtıcı bir yükseklikten dökülmesine karşın geniş bir alan üzerinde gürül gürül akışı ile görülmeye değer bir manzara oluşturur Şelalenin hemen yanıbaşında doğa ile içiçe piknik yapılabilir ve çevresindeki lokantalarda taze balık yenilebilir

AntikKentler

Side: Manavgat'a 7 km uzaklıkta olan Side tarihi bir yerleşim merkezidir Tarihçiler tarafından İÖ 1405'te kurulduğu ifade edilen Side, İÖ VI yy ın yarısından itibaren, sırası ile, Lidyalıların, Perslerin, İskender'in, Antiogonos'un, Ptolemaiosların egemenliğini tanımıştır İÖ 215 ten sonra Suriye Krallığı'nın denetiminde imar edilip bir bilim ve kültür merkezi haline getirilen kent İÖ Apameia barışı ile Bergama Krallığı'na bırakılmıştır, daha sonra Doğu Pamphilya bölgesi ile birlikte bağımsızlığını koruyarak büyük bir ticaret donanmasıyla refaha ve zenginliğe kavuşmuştur

İÖ 78 den sonra Roma egemenliğinde bulunan Side, daha sonra Bizans egemenliğine girdi İS V yy ve VI yy larda Psikoposluk merkezi olan Side en parlak devrini yaşamıştır

Eşsiz bir işçiliği olan kentin ana kapısı iki kule arasındadır Side kentinde iki ana cadde vardır Bu caddeler Antik Çağın sütunlu caddelerine örnektir Kent kapısını geçtikten sonra yassı taşlarla döşeli alan bu caddelerin başlangıç yeridir Bu caddelerin her iki yanında sütunlu portikler ve onların arkasında dükkanlar bulunmaktadır

Surun dışında, kent kapısını karşısında Anadolu'nu en büyük tarihi çeşmesi "nymphaeum" vardır Bu çeşmenin önünde geniş bir havuz yeri alır Tiyatrodan sonra geniş bir caddeden geçip anıtsal bir yapıya varılır Bu yapı boyutları 100x100 m olan agoradır Kentin Pazar yeri olan agora portiklerle çevrilidir ve üç yanında dükkanlar yer alır Agoranın güneyindeki cadde üzerinde, üç salondan oluşan ve dört tarafı portiklerle çevrili Gymnasium vardır Kuzey- güney doğrultusundaki ana cadde de Roma Döneminde yapılan kemerli bir yapı vardır Side kentinin tiyatrosunun mimarlık tarihi açısından önemi diğer roma tiyatroları gibi dağ yamacına değil kemerli mekanlar üzerine kurulmuş olmasıdır

Cavea, oskestra ve scene olmak üzere üç bölümden oluşan tiyatro, Pamphylia tiyatroları içinde en büyük ve anıtsal olanıdır ve 20000 seyirci alacak büyüklüktedir

Side'nin surları dışında geniş mezarlıklar yer alır ve bunların en önemlisi olan Batı Negropolü 1,5 km uzaklıktadır Side'de ayrıca tapınaklar ve su kemerleri vardır Tapınaklardan en önemlileri Athena, Apollon ve Men tapınaklarıdır Side'nin suyu yaklaşık 25 km mesafeden, Oymapınar baraj gölü içinde bulunan dumanlı kaynağından getirilmiştir Bu su taşıma sistemi kimileri iki katlı olan on su kemerinden oluşur En büyüğü Oymapınar yakınında olup 40 gözlüdür

Büyük bir Roma Hamamı bugün müze haline getirilmiştir ve bölgenin en güzel arkeolojik eserler kolleksiyonunu barındırır XIII yy da Selçuklu'ların XIV yy da ise Hamitoğulları ve Tekelioğullarının, XV yy da kesin olarak Osmanlı egemenliğine geçik kent bu dönemlerde yerleşim yeri olmamıştır

Halen, Roma ve Bizans dönemlerinin yapı ve özelliklerini taşıyan kent surlarının bir çok yeri yıkılmışsa da kara tarafındaki surların hemen tümü ayakta kalabilmiştir






Alıntı Yaparak Cevapla