Yalnız Mesajı Göster

Burdurda Gezilecek Yerler Nereler Burdurun Tarihi Turistlik Yerleri

Eski 10-14-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Burdurda Gezilecek Yerler Nereler Burdurun Tarihi Turistlik Yerleri




Şehri yıkıldıktan sonra bu bölgeye güneyden gelen Yörük aşiretleri kasabanın bulunduğu yere aralıklı olarak oba oba yerleşmişler aradan yıllar geçtikçe,insanlar çoğaldıkça yeni evler kurarak geniş bir sahayı kaplayarak bir yerleşim birimi oluşturmuşlar ve adını Sagalassos’dan esinlenerek Ağlasus-Ala su ve sonunda da Ağlasun denmiştir
İkinci rivayete göre ise; Büyük İskender Sagalassos Şehrini almak için şehre üç,dört kez saldırmış fakat kenti bir türlü hakimiyeti altına alamamıştır Fakat son saldırısını bugün yıkıntıları bulunan Hamamın yan tarafında bulunan(alttaki resim) tepeden yaparak kanlı çatışmalar sonucunda şehri ele geçirmiştir
Bu tepenin adı daha sonra İskender Tepesi olarak kalmıştır Büyük İskender’in bu seferini Annesi sürekli olarak izlemekte ve bilgi almaktadır Büyük İskender’in Annesi bu bölgeden gelen habercilere”İskender Sagalassos’u aldı mı?”diye sorar Onlarda “Büyük Komutanımız İskender Sagalassos’u aldı Fakat savaş sırasında en sevdiği cesur komutanlarını kaybettiğinden ağlamaktadır”derler Bunun üzerine annesi “Oğlum Sagalassos’u aldıysa bırakın ağlarsa ağlasın “der Bunun üzerine İlçenin ismi Ağlarsın-Ağlasın-Ağlasun şeklinde kaldığı söylenir
Ağlasun'un tabiat ve tarihi güzellikler bakımından Burdur İlinin en güzel İlçelerinden birisi durumundadır Sık ve bol ağaçlı yeşillikler içerisinde,temiz ve bol oksijenli havası,temiz ve soğuk suları ile özellikle yaz turizmi için biçilmiş bir kaftan durumunda olup,yazın Antalya İlinden gelen yerli turistlerin akınına uğramaktadır
Ressamların Ağlasun'un geçerken yeşilin bin bir tonunu gördüğü, yüzyıllarca medeniyetlere ev sahipliği yapmış, Dünyanın peşinde koştuğu temiz hava ve bol berrak suyun kaynağı, tabiat güzelliklerinin her türünü gördüğümüz açık sağlık merkezi
Ağlasun'un tabiat ve tarihi güzellikleri bakımından takdire şayan bir durumda olup, özellikle yaz turizmi canlanmaya başlamıştır
Tarihi Ulu Çınar
İlçemiz Cumhuriyet Meydanında sanki Ağlasun’un tarihi benim ve benden sorulur dericesine heybetli bir şekilde duran Tarihi Ulu Çınar,Kültür Bakanlığı Eski Eserler ve anıtlar Yüksek Kurulu Başkanlığınca gönderilen İnceleme Heyeti gerekli inceleme ve araştırmaları yaparak ağaç ile ilgili aşağıdaki raporu hazırlamışlardır”Burdur İli Ağlasun İlçesi Cumhuriyet Meydanında bulunan Çınar Ağacı takriben 1000 yaşında ve 330 metre çaplı olduğu “ belirlenmiştir
Özellikle yazın ilçeyi ziyaret eden yerli ve yabancı turistler büyük ilgi gösterdiği,yanında mutlaka bir hatıra fotoğrafı çektirdiği veya kameraya aldırdığı tarihi ulu çınar Ağlasun halkının da göz bebeği durumunda olup bütün heybeti ile yıllara meydan okuyup,”Ağlasun’un geçmişini öğrenmek isterseniz benim dallarımın altına oturun ve çıkardığım fısıltıları dinleyin ve benimle sohbet edin”demektedir
1996 yılında Çınarın etrafı Ağlasun Belediyesince etrafı çimlendirilerek gövde kısmını demir parmaklıklarla çevirerek hem çınarın gövde ve köklerini koruma altına almış hem de gelen yerli ve yabancı turistlere Tarihi Ulu Çınar’ın altında oturmalarını sağlamıştır
El Sanatları
İlçemizde El sanatları olarak Toprak İşlemeciliği ve halı dokumacılığı yapılmaktadır Kökü Sagalassos’a dayanan toprak işlemeciliği İlçemiz Çanaklı Köyünde yapılmaktadır Sagalassos Antik Kentinde yapılan kazılarda bulunan toprak eşyaların ham maddesini Çanaklı Ovasından getirtilen toprak olduğu gözlenmiştir Köyümüzde topraktan yapılan çanak,çömlek,çiçek saksıları ve su testileri civar İl ve İlçelerde satılmakta ve çok takdir toplamaktaydı Fakat günümüzde Çanaklı Köyünde bu el sanatımızı yürüten bir usta ve bir ocak kalmıştır İlçemiz Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğü bu el sanatımızı geliştirmek için 1998-1999 Eğitim ve öğretim yılında kurs açmayı planlamakta ve bu el sanatımızın bu köyümüzde devam etmesini sağlamak için uğraş vermektedir
Halı dokumacılığı ise evlerde ve Mahalle ve Köy Atölyelerinde yapılmaktadır Halkımız halıyı ya kendine dokuyup,Isparta İlimizde satmakta ya da Atölyelerde atölye sahibini düğüm hesabı ile işlemektedir İlçemizde dokunan halı çeşitlerine gelince;Isparta halısı,Milas,Hereke ve döşeme altı tipi halılar dokunmaktadır Atölyelerde dokunan halılar turistik yerlere ve yurt dışına satılmaktadır
Alabalıkçılık
İçerisinde ki mineral ve besin yönü ile alabalık üretimi için bulunmaz fırsat olan İlçemiz tabii su kaynaklarını değerlendiren girişimciler İlçemiz Ağlasun ve Yeşilbaşköy kasabamızda 8 adet balık üretim çiftliği açarak alabalık üretimine geçmişlerdir Burada üretilen alabalıklar suyun özelliğinden dolayı diğer İl ve İlçelerde üretilen balıklardan lezzetlidir Tesislerde üretilen alabalıklar canlı olarak Antalya ve diğer İllerde satılmakta,ayrıca tesislerin lokanta kısımları yapılarak buraya gelen kişilere hem Ağlasun’umuzun temiz havasını,Soğuk berrak suyunu ve leziz alabalıklarını sunmaktadırlar

Ulaşım
Ağlasun'a ulaşım sadece karayolu ile sağlanmaktadır Daha önceleri Isparta Antalya transit yolu ilçeden geçmekteydi Fakat 1996 yılında Isparta-Antalya karayolu dere boğazı mevkiinde yeni yol tamamlanarak transit yol oraya kaydırılmıştır Eski yol yinede (Ağlasundan geçen yol) eskisi kadar olmasa da araçlar tarafından yine de kullanılmaktadır Bu yol yaz kış her zaman trafiğe açık bulundurulmaktadır

Bucak

Osmanlılar devrinde Konya Sancağına bağlı olan İlçe ,1820 yılında GİRMİYE adı altında Teke Sancağına , 1900 Yılında OĞUZHAN Nahiyesi olarak Antalya’ya ve 1926 yılında BUCAK Kazası olarak Burdur İl’ine bağlanmış ve aynı yılda Belediye olmuştur
Bucak İlçesi , Akdeniz Bölgesinde Burdur- Antalya Karayolunun 44cü kilometresinde bulunmaktadır Rakımı 850 m Civarında olup,Yüzölçümü 1436 km2 dir

İlçe'de Karacaören I Baraj Gölünde(göl alanı 30500 Dekar ) tatlı su balıkçılığı yapılmaktadır Balık çeşitlerini sazan ve levrek, oluşturmaktadır
Baraj gölündeKaracaören, Kızıllı ve Elsazı Köylerinin balıkçılarına ait kayıklar mevcut olup,bunlar motorlu olup baraj gölünde gezi için kiralanabilir ve gezilebilir
İklim
Güneyden Akdeniz, Kuzeyden Kara İklimi etkisinde tipik bir geçiş iklimine sahiptir

Altınyayla

Batı Toros dağı silsilesi içerisinde en yüksek dağ Koçaş Dağıdır Koçaş dağından başlayan yükse dağlar; Yedi Kardeşler, Bozotlu, Söğütlü, Yüğlük, Doğankara, Çal, Ürmük,Sakarkaya, Önemli dağ gruplarıdır
Görülmeli-Gezilmeli
Ayrıca Ballık Köyü sınırları içerisinde Karanlıkdere Kanyonu çok güzel sedir, karaçam, kızılçam ormanları ile kaplıdır Ancak Kanyon' un Kuzey doğusu Fethiye sınırları içerisinde bulunmaktadır Altınyayla'ya bu ismi verdiren yaylalar ilçenin kuzey bölgesinde yer almaktadır Asarcık, Kurca Pınar, Teşnek, Fatma Pınarı, Çukuryurt (Dedetaş), Marmalı, Kırkpınar (Asarlık), Yediarlı, Esenli, Kozlupınar, Söğütlü,Avdan ve Akpınar ilçenin başlıca yaylalarıdır
İlçe kültürel bakımdan Teke yöresi kültürünün yaşandığı bir yerdir İlçeye has çalınan ve üretilen çalgı olan sipsi Dirmili'in öz kültürel değeridir İlçenin bir başka çalgısı'da cura'dır
Altınyayla İlçesi önemli turizm merkezlerinden olan Pamukkale-Fethiye arasında en kısa karayolu üzerinde bulunması ve ilçenin yeşillik, yayla ve ormanlarla kaplı olması nedeniyle seyahat acentalarınca bu yol tercih edilmektedir
Dirmil kebabı, sipsisi ve soğuk sularıyla meşhurdur
Ayrıca; Ballık köyü sınırları içerisinde bulunan Karanlık Dere Kanyonu, çok güzel sedir, kara ve kızıl çam ağaçları ile bir doğa harikasıdır Turizm açısından bakir durumdadırİlçenin sınırları içerisinde Fethiye yolu üzerindeki Asar mevkiinde bulunan Balboura harabeleri de tarihi ve turistik bir yer olup,arkeolojik sit alanıdır
Dirmil Yağlı Güreşleri
İlçede Yağlı Pehlivan Güreşleri geleneksel hale dönüştürülmüş ve bir anlamda Edirne Kırkpınar' ın rövanşı durumuna gelmiştir Edirne Kırkpınar' a iştirak eden bütün pehlivanlar bu güreşlere de katılmaktadır Altınyayla Güreşlerine özellikle Antalya, Denizli ve Fethiye' li güreş severler katılmaktadır Seyirciler güreşlerden bir gün önceden geldikleri için akşamları Altınyayla halkının evlerinde konuk olarak kalırlar Güreşlerde bilet satışı ile koç ( Ağalık ) satımından büyük gelir elde edilir Ayrıca güreş severler büyük miktarlarda para bağışında bulunurlar Güreşlerin tertiplenmesinde güreş komitesi, tüm yetkililer Altınyayla halkı maddi ve manevi destek vermektedirler Güreşlerde 3 yıl üst üste şampiyon olan pehlivana altın sipsi ödülü verilmektedir
Kızılkaya Köyü
Köye ilk yerleşen kişi Kızıloğlan adında bir yörüktür Çevreye yaylalamaya gelen yörükler zamanla buraya yerleşerek köyün nüfusu çoğalmış ve yerleşik bir düzen almıştır Köy ilçeye 2 km uzaklıktadır Ekim alanları ve arazi bakımından fakir olan köy yerleşim alanını dağa doğru yapmıştır Araziler küçük parçalar halinde olup köyün geçimini sağlayacak kapasitede değildir Köy halkı geçimini dışarıda amelelik yaparak sağlar Köyde yöresel sanatçılar yetişmiş olup, bunlar şu anda faaliyetlerine mahalli olarak devam etmektedirler Köyün bir özelliği de yapı ustalığı yaygın vaziyettedir Bu ustalar çevre köy, ilçe ve illerde çalışarak geçimlerini temin etmektedirler
Asmabağ Köyü
Köy her evin bahçesinde bulunan asmalardan ve üzüm bağlarından dolayı bu adı almıştır Köy önceleri şimdiki konumunun kuzeyindeki "ova" denilen yerde kurulmuştur Bu günkü yerine göçebe hayatı yaşayan iki ailenin yerleşmesi sonucu yerleşik düzene geçilerek aileler çoğalmıştır Daha sonra ovadaki evlerde buraya taşınmıştır Köy, ilçeye 5 km uzaklıktadır Boncuk dağlarının Çağlan Tepesinin eteğinde kurulmuştur İlçeye kadar olan yol asfalttır
Köy karasal iklimin etkisindedir Kışları soğuk ve kar yağışıdır Yazın sıcak ve serindir Folklor yönünden Teke yöresi oyunları ağırlıklıdır Sipsi, davul, zurna, saz ve bağlama eşliğinde kıvrak oyunlar oynanır Köy örf ve adetlerine çok bağlıdır Köyün kendi imkanlarıyla yaptığı modern bir sağlık evi vardır
Kuşdili Köyü
Köyün kuruluş tarihi ile ilgili kesin bilgi edinilememiştir Çevrede yapılan incelemelerden ve mezar sayısı ile taşlarından hayli eski bir yerleşim merkezi olduğu anlaşılmaktadır Arazilerin Dirmil' de oturan ağalara ait olduğu, halkın ortaklık yapıp ağalara ait evlerde oturduğu söylenmektedir 1930-1940 yılları arasında arazilerin ağalardan satın alındığı ve herkesin kendi arazisine yerleştiği öğrenilmiştir Çevrede tarihi kalıntı yoktur Ancak " Elmalı Dere " mevkisinde eski çağlardan kalma prizmatik ve silindirik sütun kalıntılarına rastlanmaktadır Köy yerleşim alanı olarak dağın eteğinde kurulmuştur
Çatak Köyü
Eskiden Dalaman Yörükleri tarafından yazlık yayla olarak kullanılan Çatak Köyü, daha sonraları yerleşik düzen köy haline gelmiştir Kızılyaka Köyü' nün bir mahallesi olarak yerleşen köy, 1938 yılında ayrılarak 1940 yılında müstakil köy haline gelmiştir İlk akışta Çörten Köyü ile birleşik gibi görünür, ancak ayrı muhtarlık olarak idare edilmektedir Köyde 1993 yılında tapulama çalışmaları yapılmıştır Denizden yüksekliği 1250 metredir Köyün güney cenahında Dirmil Ovası vardır Bu ovayı dört köy kullanmaktadır Yedi tarla, Avdan yaylaları köyün yaz mevsiminde göç ettikleri yaylalardır İklim olarak kışlar soğuk ve bol yağışlı, yazları ise sıcaktır Çatak Köyü orman köyü olduğundan halkın çoğunluğu mevsimlik işçi olarak orman sahalarında çalışmakta, sonbahar mevsiminde ise pamuk toplama işçiliği için Ege ve Akdeniz bölgelerine giderek geçimlerini temin etmektedirler Hayvancılık ise çok gelişmemiştir Nakliyecilik ve arıcılık bir kısım köylünün geçim kaynağını oluşturmaktadır Ayrıca orman köyü olması nedeniyle ağaç doğrama atölyeleri de mevcuttur
Ulaşım
İlçemiz Burdur ve Denizli'ye 125 km ,Antalya'ya 160 km ve Fethiye'ye 90 km mesafede bulunmaktadır İlçemizden büyük yerleşim yerlerine ve bağlı köylere ulaşım bakımından herhangi bir sıkıntı bulunmamaktadır






Alıntı Yaparak Cevapla