Yalnız Mesajı Göster

Karadeniz Bölgesi Vikipedi

Eski 10-14-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Karadeniz Bölgesi Vikipedi




1993 Yeşilköylü Hayri Karalı'nın "Kapandı Gitti Çağı" adlı destanı

Şerevaz, pepeçura, kastaniça kabağı

Sacayak, pelki, hosti kapandı gitti çağı

Kunci, minci, korkoti, koleti unutuldi

Malahtara likmene hasret kaldı gazyağı

Bulme, mabeyin, darni, kot, tiyetr hopeçi

Gerdel, lahmi, pulama, küpün ağzında peçi

Çali, çupi, kutuni, davli ve kondoridan

Şimdi bahsettuğumde, güleyi bizum paçi

Luas, şokali, lobya, pafuli, perçem andi

Metuşi, sehter, çiten altındakiler yandi

Zimilaçi tikeni, kardeşi handospara

Benun gibi fukara siğran yedi uyandi

İskemi, seke, konsol, evun temele taşi

Çiçili, kolistavra, langonanın kardaşi

Furnesi tumulisi, çumuşi çilbur yerken

Palezunun yaninda dururdu ekmeğaşi

Murmurisle nanuris, uyuturdi bizleri

Pumburi, şepidinun hala bende izleri

Çilipuli ve puli, karatavuk çişona

Alemediye dondi makoçinun gözleri

Geçen zaman içinde, değişti bizdeki dili

Şimdi bu sözcükleri, ister oku, ister sil

Rizeli arkadaşum, anam babam kardaşum

Alem bilmese bile, ne deduğumi sen bil

Rize Güneysu’da genç yaşta ölenler üzerine çok destan yazılmıştır Bir deniz kazasında Sinop Vapuru’un batması üzerine ölen 23 kişi arasında bulunan Mustafa Topçu’ya yazılan destan :



Yirmi üç kişi düştük denize

Kimi Mapavrili kimisi Rize

Duyan halimizi ağlasın bizi

Bizi ağlamiyan kimi ağlasın



Karadeniz suyun karadır kara

Haramdır üstünden alınan para

Ne yazık çalışır fakır fukara

Bizi ağlamiyan kimi ağlasun



Koca su dalgası derinden geldun

Sinop Vapuru’nu ortadan deldun

Nice çocukları yetim koyverdun

Bizi ağlamiyan kimi ağlasın

[/size]

[/size]Rehim Efendi’nin yazmış olduğu, mizahi destanlara iyi bir örnek olan Pirelerun Destanı

Ey kardaşlar yaktı benum canımı pireler

Kesti dünyada sağlıktan gümanumı pireler

Taciz etti bu cihanı ahiyle vahim benim

Çekti içtiler ne ki var kanımı pireler

Bilmez idim bunları ben meğer çok yer hilesi

Bir değil beş değil hemen ne ki var hep cümlesi

Bir taraftan sardı beni bütün tahta kehlesi

Aldı gittiler yataktan yorganımı pireler

Gittim tuttum ikisini kolu bağlı getirdim

Baktım yatakta yorgan yok ateş yaktım oturdum

Dedim şimdi ne edelim çok salavat getirdim

Baktım gene geldi sardı dört yanımı pireler

Gece idi göremedim yatağıma yattılar

Tuttu üçü ikisini kulağıma attılar

Kaldırdılar horona beynimi oynattılar

El ayağından kestiler dermanımı pireler

Yağmur yağdı yatakları koyamadım güneşe

O gün varidi bir işim kalktım gittim o işe

Geldim baktım omuz vermiş herbiri bir kırışe

Böyle kav yaktı eritti tabanımı pireler

Akşam oldu küçük büyük hep yanıma doldular

Ben ağladım onlar bakup birbirine güldüler

Kalktılar cemaat ile cenazemi kıldılar

Ölmüş iken yine sardı dört yanımı pireler

Kurdular sandalyaları odamda oturdular

Vurdular davul zurnayı dünyayı baturdiler

Çıkamadım ellerinden işimi bitirdiler

Koliva gibi ettiler hep tenimi pireler

Evvel öyle günde idim hep kokardım bir gül gibi

Bir meclise oturanda söylerdim bülbül gibi

Şimdi ellerim koynuna gezerim sefiller gibi

Yaktı göğe çıkardılar dumanumi pireler

Hilmiyanın gece gündüz artar derdi elemi

Söyler layıksız sözleri hep güldürdüler alemi

Geldi pire mollaları ellerinde kalemi

Hem okudu hem yazdılar destanımı pireler


Alıntı Yaparak Cevapla