10-13-2012
|
#2
|
Prof. Dr. Sinsi
|
İstanbul Camileri Ve Mescitleri
Ağa Cami (Beyoğlu)
Beyoğlu’nda İstiklâl caddesindedir Caminin batısı Sakızağacı Caddesi’ne, kuzeyi Maliyeci Sokağı’na bakmaktadır 1003/1594 yılında Galatasaray ağası Şeyhülharem Hüseyin Ağa tarafından yaptırılmıştır II Mahmut 1834 yılında camiyi onartmıştır Doğudan Rumeli han’a bitişik olan caminin etrafı çevre duvarıyla kuşatılmıştır Maliyeci Sokağı’na bakan ana kapıdan avluya girilmektedir Tamamı kesme taş olan yapının tüm kenarları taraklı mozaikle çerçeve içine alınmıştır Cami, üstte sivri kemerli, dıştan revzenle kaplı, içeriden sitilize Türk çiçek motifli, renkli cam pencerelerle, altta ise dikdörtgen kesitli ve demir parmaklıklı iki sıra pencereyle aydınlatılmıştır Yapıyı saçak hizasında dolaşan palmet frizinin hemen altında bir üçgenler kuşağı yer alır Dışarıdan çokgen bir çıkma yapan mihrabın hemen arkasında, içinde bânisinin gömülü olduğu bir hazire yer alır Caminin kuzeybatısındaki kesme taş minarenin, dikdörtgen kesitli kaidesinden petek kısmına, prizmatik üçgenlerle geçilmiştir Silindir gövdeli ve şerefe korkulukları kesme taş olan minare, ahşap üzerine kurşun kaplı bir külah ile örtülmüştür
Dört basamakla çıkılan kâgir son cemaat yerinden bir kapıyla harime geçilmektedir Girişte, fevkâni mahfilin tam altında kalan iki bölüm sağ ve solda ahşap korkuluklarla ayrılmıştır Harim, mahfilin altında kalan giriş bölümüne göre biraz daha yükseltilmiştir İki basık paye, kuzeybatıdan bir merdivenle çıkılan fevkani mahfili taşır Payelerle mahfilin birleştiği yeri mukarnaslı konsollar desteklemektedir Mahfilin altı kalem işiyle bezenmiştir Enine dikdörtgen harim, kenarları parhlanmış iki paye ile üçe ayrılmıştır Payeler, zeminden belirli bir yüksekliğe kadar on iki köşeli yıldızlardan oluşan geometrik süslemeyle kaplıdır Tavan, klasik üslupta kalem işi ile bezelidir Mahfil seviyesinden başlayan siyah üzerine altın yaldızlı yazı kuşağı iki koldan mihrabın tepeliğine kadar dolaşır Duvarlar, zeminden itibaren pencerelerin ortasına kadar mavi, yeşil fayanslarla kaplıdır Caminin içi, klasik motifler kullanılarak Kütahya çinileriyle, pencereler ise kalem işleriyle süslenmiştir
Avlusunda, aralarında ajurlu mermer şebekeler ve içbükey çeşme aynaları olan, sivri kemerli sütunların oluşturduğu çokgen planlı bir şadırvan bulunmaktadır Şadırvan Mimar Sinan’ın eseridir Bugün yerinde olmayan, fakat Mimar Sinan’ın tezkirelerinde adı geçen Kasımpaşa’daki, Sinan Paşa Camisi’nden getirtilmiştir Fıskıyesi ise Oluklubayır Tekkesi’nden getirilmiştir
Ağalar Cami (Eminönü)
Bugün Topkapı Sarayı olarak adlandırılan Saray-ı Cedîd’in üçüncü avlusunda bulunan Ağalar Cami, Hasoda’nın yanındadır
R Ekrem Koçu, sarayın içindeki camilerin en büyüğü olan bu ibadet yerine Hünkâr Cami de denildiğini bildirmektedir Burada İçoğlanları ve Enderun-ı Hümayun zülüflü ağaları namaz kıldıklarından, daha sonraları buraya Ağalar cami denilmiştir Yapının kesin tarihi bilinmemekle beraber, Ağalar Camisi’nin duvar örgü tekniği Fatih Sultan Mehmet döneminden kaldığına işaret etmektedir Kapılarından biri üstündeki 1136/1723-24 tarihli kitabeden ve duvar örgü tekniğindeki farktan, 18 Yüzyılda Seyyid Mehmed Ağa adlı bir kişi tarafından büyük ölçüde tamir ettirildiği anlaşılmaktadır
II Mahmud döneminde, yeniçeri Ocağı’nın kaldırılması kararının bu camide alındığı da söylenmektedir Ağalar Cami, 1881’e kadar cami olarak kullanılmış, bundan sonra depo ve yemekhane olmuş ve üstünün kurşunları alınarak yıkılmaya bırakılmıştır Topkapı Sarayı müzeye dönüştürüldükten sonra, 1925’ten itibaren kütüphane ve okuma salonu olarak restore edilmiş, sarayın çeşitli yerlerindeki yazma kitaplar burada toplanmış ve bunu anlatan 1928 tarihli bir kitabe güney tarafındaki kapısı üzerine konulmuştur
Ağalar Cami, dikdörtgen planlı, enlemesine uzanan bir yapıdır Yanına kapısında 1136 tarihli kitabe olan mescit eklenmiştir Cami ilk yaıldığında, üstünün kiremit kaplı bir ahşap çatı ile örtülü olduğu ancak, 18 Yüzyılın ortalarında şimdi görülen beşik tonozun inşa edildiği, bunun sonuncu elemanın Türk klasik dönem mimarisine ters düşmesinden anlaşılır Üstünde daha önce bir kubbe olduğu yolundaki görüş pek inandırıcı değildir Ağalar Cami taş ve tuğla dizileri halinde yapılmış, yuvarlak kemerli alt sıra pencereleri bu biçimlerini 18 Yüzyılda almıştır
Ağalar camisi’nin yanında bugün okuma salonu olan mescidin duvarları çinilerle kaplanmıştır Mescit ile esas cami arasında kalan ve ancak Altınyol’dan ulaşılan mekan ise hareme mahsus namaz yeri idi
|
|
|