10-13-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Tarihöncesi Ve İlkçağ'da Edirne
Tarihöncesi ve İlkçağ'da Edirne
Tarihöncesi ve İlkçağ'da Edirne
Edirne'nin insandan önceki, yani Paleontolojik dönemine ilişkin genç ve yaşlı hortumlara ait buluntular Edirne Müzesi'nin en ilginç köşelerindendir
Günümüzden 5-6 bin yıl öncesine giden Neolitik dönem sonrası Madenler Çağı başlangıcına tarihlendireceğimiz, yazıdan önceki; yani, tarih öncesi (Prehistorya) dönemine ışık tutan ilk kültür buluntularına ise, Edirne'nin 10 km uzağındaki Avarız Köyü yolu ile Tunca arasında (Çardakaltı mevkiinde) rastlanmıştır
Buradaki buluntular bu alanın bir çeşit köy diye niteleyebileceğimiz yerleşim noktası olduğuna işaret eder niteliktedir Edirne çevresinde yaklaşık M Ö 5300 yıllarına dayandırılan bir başka Neolitik Çağ yerleşim yeri de güneyde Enez'de Hocaçeşme mevkiidir
Kuzeyde Lalapaşa'da ise Edirne çevresini Son Tunç Çağı ile ilk Demir Çağı başlarına ve yaklaşık M Ö 1400 - 900 yıllarına götüren kalıntılar, yani Megalitik Anıtlar adı verilen ve yörede Dolmen veya Kapaklıkaya ve Menhir (Dikilitaş) denilen büyük mezarlar bulunur Edirne sınırları içinde çok sayıda Tümülüs görülebilir (Tümülüs; bir mezar odasını örten toprak yığınıdır )
İlk Çağ'da Edirne'nin bugünkü yerinde ise bir Trak Köyü'nün bulunduğu ve adının Orestia (veya Orestias) olduğu kabul edilmektedir Orestia'yı kuranların Traklar'ın en büyük kolu Odrisler olduğu bilinir
M Ö 1400 - 1200 yılları arasında bu bölgede Akhalar yaşamıştır
M Ö V yüzyıl ortalarına kadar Perslerin hakimiyetinde kalmıştır
M Ö IV Yüzyılda Makedonya Kralı II Filip tarafından Makedonya'ya katılmıştır
Orestia M Ö 280'de Galatlar, M Ö 168'de de Romalılar'ın nüfuzu altına girmiştir
Romalılar Dönemi
Romalılar Orestia'yı Hadrianopolis yaptılar
Trakya günümüzden 2170 yıl önce Romalılar'ın nüfuzu altına girince, Roma Orduları buraları istila etmeye başladılar
Trakya üzerindeki hakimiyetlerini, buralarda bazı krallıklar veya prenslikler kurarak, hatta varolanları koruyarak sürdürüyorlardı Örneğin o dönemlerde Doğu Trakya Krallığı adıyla varolan ve merkezinin Vize olduğu bilinen Krallığı güdümleri altına alarak; bu Krallığı, Doğu Trakya'nın işbirlikçi bekçileri haline getirmişlerdi
Ancak yerli halk, Roma'nın sadık bendesi haline gelen Krallarına karşı ayaklandı Bu tür isyanlar, İmparator Cladius zamanında (M S 44-46) bastırıldı, Trakya bütünüyle Roma'ya katıldı ve Roma İmparatorluğu'nun bir eyaleti oldu
Romalılar buralarda yeni ve kendilerine uygun düşen idari düzenlemeler yaptılar Trakya'da yeni şehirler kurmaya başladılar veya varolan eski kasabaları "Şehir Hukuku" altına alıp kendi kültürlerini iyice yerleştirdiler
Edirne'nin Orestia'dan Hadrianopolis Adına Geçişi
M S 123-124 yılında uzun bir seyahate çıkan İmparator Hadrianus o dönemde küçük bir yerleşim yeri olan ve bugünkü Edirne'nin yerinde bulunan Orestia Kasabasını stratejik konumuyla da çok beğendi ve buraya "Şehir Hukuku" armağan etti Böylece Hadrianus'un Şehri anlamına gelen Hadrianopolis şehri kurulmuş oldu ki; Edirne İlk Çağ boyunca bu adla anılacaktır
Hadrianopolis Hakkında
Hadrianopolis'te diğer Roma Şehirleri gibi idari muhtariyete sahip; iç işlerinde bağımsız, dış siyasette Roma'ya bağlı bir şehir devleti durumundaydı
M S 2 ve 3 yüzyıllar diğer şehirlerle birlikte Hadrianopolis'in de en parlak dönemi olarak kabul edilir
Hadrianopolis yaklaşık 360 000 metrekarelik bir alanı kaplıyordu ve yamuk dörtgen şeklindeki bu alanın etrafı kuvvetli duvarlarla çevriliydi
Her köşede silindirik birer kule vardı ki bu kulelerden günümüze ulaşabilen tek yer Saat Kulesi olarak bildiğimiz, asıl adı Makedonya Kulesi olan yerdi
Kuleler arasında onikişer burç bulunmaktaydı ve dokuz kapısı vardı Kale bir hendekle çevriliydi
Şehir planının Roma Askeri kolonilerinin veya castrum denilen Roma Ordugahlarının planlarına uyduğu görülür Başka bir deyişle burası M S 3 yüzyılda bir askeri istihkam (castrum) olarak kullanılmıştır
Hadrianopolis hakkındaki bilgilerin çoğu günümüze ulaşan sikkelerden (o dönemde kullanılan madeni paralar) elde edilmektedir
Eyalet Başkenti Olduğu Dönemde Hadrianopolis
Edirne, bize yaklaşık 90 yıl başkentlik ettiği dönem öncesinde, Hadrianopolis döneminde de bir eyalete başşehirlik yapmıştır
Hadrianopolis İmparator Diokletianus'un gerçekleştirdiği idari reformlar ve mülki teşkilatlandırma sonrasında Trakya Eyaletinin altı vilayetinden birini teşkil eden Haemimontus'un başşehri olmuştur
Bu durum Hadrianopolis'in kurulduğu M S 2 yüzyılı izleyen 3 yüzyılda da ne denli önemli bir konumda bulunduğunu göstermektedir
Ne yazık ki Hadrianopolis'ten günümüze kalanlar fazla değildir
Bizans Dönemi
Hadrianopolis'ten Edirne'ye : Bizans Dönemi
Hadrianopolis 4 yüzyıldan itibaren çevresinde yaşanan pek çok savaşa tanık olmuş, zaman zaman bu savaşların odak noktası durumuna gelmiş ve işgaller yaşanmıştır
Örneğin Castantinus ile Liciunus'un orduları bu şehir etrafında savaşmışlar, M S 314 yılında Liciunus mağlup olmuş ve Hadrianopolis'e sığınmıştır İkinci savaşta ise, Liciunus, İstanbul'a çekilmiş ve kendisini Roma'da yine mağlup eden Constantinus Roma'yı bırakarak Constantinopolis adını verdiği İstanbul'u başşehir yapmıştır
İstanbul başkent olunca, burasını Orta Avrupa'ya ve Roma'ya bağlayan yol üzerindeki (Via Egnatia Yolu) Hadrianopolis daha da önem kazanmıştır
4 yüzyılın ortalarında ise Trakya, Hunlar'ın ve Gotlar'ın istilasına uğrar
Ostrogotlar Trakya'yı istila ettiklerinde Hadrianopolis'te Got Askerlerinin başında bulunan iki komutan da bunlara katıldı Fakat müstahkem bir şehir durumundaki Hadrianopolis'i zaptedemediler
Gotlar M S 378 de ikinci kez Hadrianopolis üzerine yürüyünce; Trakya topraklarında ve şehir yakınlarında İlkçağ'ın en büyük muhaberelerinden biri yaşandı
Roma İmparatorluğu M S 395 yılında ikiye bölünüp bütün Balkan Yarımadası gibi Hadrianopolis şehri de Bizans'ın (Doğu Roma İmparatorluğu) payına düştükte sonra, kent sıklıkla el değiştirdiği bir sürece girmiştir Örneğin, M S 5 yüzyılda Hun Hakanı Atilla Kumandasındaki askerlerin eline geçti
M S 6 yüzyılda Avarların idaresine girdi Bizanslılar Hadrianopolis'i Avarlardan tekrar geri aldılar ve Avarlar bu toprakladan çekildiler
M S 7 yüzyılın ortalarından itibaren Hadrianopolis Bulgarlar'ın saldırılarına sahne oldu Bu saldırılarda kent bir kaç kez el değiştirdi, yakılıp yıkıldı
M S 812 yılında Bulgar Hanlarından Krum Hadrianopolis'i kuşattı ve 811 yılında ele geçirdi Bu savaşlarda Bulgar Askerlerinin öldürdükleri Bizans İmparatoru Nikephoros'un kafatasını gümüş ile kaplatıp şarap kupası olarak kullandıkları anlatılır
Krum bu savaşta Hadrianopolis halkını da esir almış ve tamamen çevre köylerdeki halkla birlikte Tuna Nehri'nin ötesine Banat toprakları denilen yere sürmüştür ki; kaynaklar o dönemde kentin nüfusunun 12 bin civarında olduğunu yazarlar
Krum ölünce yerine geçen Omurtag, Bizanslılarla uzun süreli bir anlaşma yaptı ve Hadrianopolis yeniden Bizans toprakları içinde kaldı
|
|
|