10-13-2012
|
#1
|
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Yalova Camileri
Yalova Camileri
Rüstempaşa Camisi (Merkez)
Yapı üslubundan XIX yüzyılın sonlarında yapıldığı sanılmaktadır Mimari üslubu herhangi bir özellik taşımamaktadır
Cami moloz taştan dikdörtgen planlı olarak yapılmış olup, üzeri ahşap çatı ile örtülüdür İbadet mekânı altlı üstlü her sırada ikişer tane olmak üzere sekiz pencere ile aydınlatılmıştır Bu pencerelerden alt sıradakiler dikdörtgen söveli, üst sıradakiler de alçı şebekelidir Caminin içerisinde bezeme unsuruna rastlanmamaktadır Mihrap basit bir niş şeklindedir
Caminin yanındaki minaresi kesme taş kaide üzerine yuvarlak gövdeli olduğu sanılmaktadır Bugün minarenin kaide kısmından sonraki bölümü yıkılmıştır
Hersekzade Ahmet Paşa Camisi (Altınova)
Hersekzade Ahmet Paşa’nın h 917 (1511) vakfiyesi bugün Amerika’da Philadelphia Frer Library’de John Frederick Lewis koleksiyonunda bulunmaktadır Kaynaklarda caminin kesin yapım tarihi bilinmemekle beraber bu vakfiyeden yola çıkarak XVI yüzyılın başlarında yapıldığı sanılmaktadır
Evliya Çelebi, 1648 yılında gittiği Hersek Kasabası’nın Ahmet Paşa’nın gaza malıyla 700 hanelik bir yerleşim yeri olarak kurulduğunu belirtmiştir Hersekzade Ahmet Paşa Edirne Keşan’da cami, İzmir’de, Urla’da hamamlar, Kütahya’da kervansaray, Aydın ve Uşak’ta da dükkânlar yaptırmış ve vakfetmiştir
Altınova ilçesi Hersek Köyü’ndeki Camisi h 1179 (1766) depreminde zarar görmüş, son cemaat yeri kubbesi ve minaresi yıkılmıştır Bundan sonra Kemankeş İsmail Ağa 1773’te camiyi onarmış ve bunu belirten bir de kitabe koydurmuştur Bu nedenle de caminin bazı bölümlerinde XVIII yüzyıl üslubu görülmektedir Sonraki yıllarda cami kendi haline terk edilmiş, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Y Mimar Cahide Tamer tarafından 1965 yılında bir kez daha onarılmıştır
Cami kesme taştan 16 17x16 17 m ölçüsünde kare planlı bir yapıdır İlk yapılışında önünde dört sütunlu ve üç bölümlü bir son cemaat yeri olduğu kalıntılardan ve sütunlar arasındaki kemer izlerinden anlaşılmaktadır Bu son cemaat yeri deprem sonucu yıkılınca 1788 yılında yine dört sütunun taşıdığı kiremit örtülü ahşap bir çatı ile yenilenmiştir 1965 yılı onarımında ise buradaki dört mermer sütun yenilenmiş, üzerlerine mukarnaslı başlıklar konulmuş ve üzeri ödenek yetersizliğinden tamamlanamadığından açık bırakılmıştır
İbadet mekânının üzerini örten 13 m çapındaki kubbenin yerine bugün ahşap bir çatı ile kaplıdır Köşelerdeki pandantiflerin uçları ilk yapılışında üzerinin kubbe ile örtülü olduğunu göstermektedir Günümüzde ahşap çatılı, içten ahşap tavanlı üst örtü 1965 yılında yapılmıştır İbadet mekânı üç cephede altta dikdörtgen, üstte de sivri kemerli alçı şebekeli dörder pencere ile aydınlatılmıştır
Mihrap ve minber mermer olup, XVI yüzyıldan kalmış orijinal örneklerdir Mihrap nişinin iki yanına küçük sütunçeler yerleştirilmiş ve üzerleri mukarnasla sona erdirilmiştir Minber ise oldukça sadedir
Caminin minaresi kesme taştan kısa gövdeli ve tek şerefelidir Bu minare 1773 yılında Kemankeş İsmail Ağa tarafından yapılan onarım sırasında eklenmiştir
Bu caminin yanındaki sıbyan mektebi, medrese ve handan hiçbir iz günümüze gelememiştir Yalnızca hamamın kalıntıları görülmektedir
|
|
|
|