Yalnız Mesajı Göster

İstanbulun Çatalca İlçesi Tanıtımı

Eski 10-13-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İstanbulun Çatalca İlçesi Tanıtımı




İstanbulun Çatalca İlçesi Tanıtımı

Çatalca, yüzölçümü itibariyle İstanbul ilinin en büyük ilçesidir İstanbul'un batı sınırında kurulmuş bir kent merkezidir

1865 yılında, Tanzimat sonrası yapılan vilayet düzenlemelerinde Meclis-i Idare-i Liva-yı Zabtiyye'ye bağlanan ilçe, 1924 yılında Mustafa Kemal Atatürk'ün emriyle vilayet merkezi yapılmıştır 26 Haziran 1926 tarihli kanunla tekrar ilçe haline getirilerek İstanbul'a bağlanmıştır Fatih Sultan Mehmet'in "bu şehri Allah'a emanet ettim" dediği Çatalca stratejik yönden çok önemli bir ilçedir

Coğrafi konumu

İlçenin yüzölçümü 1715 Km²'dir ama büyük çoğunlğu ormanlarla kaplıdırSahil uzunluğu 135 Km dir İl merkezine uzakligi ise 55 Kmdir Güneyde Büyükçekmece'ye, batıda ise Silivri'ye ve Tekirdağ iline komşudur Doğudaki komşuları, Avcılar, Küçükçekmece ilçeleri ile Gaziosmanpaşa'dır Yüzölçümü itibarıyla İstanbul'un en büyük ilçesidir

İlçenin Karadeniz kıyısında Kuzey kesiminde Yıldız Dağlarının devamı olan ormanlarla kaplı yükseltiler yer alır Bunların Güneyinde verimli ovalar başlar İstanbul un içme suyu ilçe sınırları içindeki Durusu gölü ve Büyükçekmece gölü baraj gölünden sağlanır Yıldız deresi başta olmak üzere Durusu gölüne su taşıyan birçok irili ufaklı dere vardır Kent güney batısında 330 metreye kadar yükselen ve Yıldız dağlarının devamı olan tepelerin ova ile birleştiği alanda kurulmuştur

Önceleri sancak ve vilayet iken 1926 yılında Çatalca Vilayeti kaldırılmış ve ilçe olarak İstanbul'a bağlanmıştırİlçe sınırları içinde merkez belediye'ye bağlı 16 olmak üzere toplam 42 köy vardır

Nufusu

22 Kasım 2000 tarihinde yapılan genel nüfus sayımına göre Çatalca nufusu 81589'dur Nüfus artışı %0,66 düzeyindedir Okur-yazar oranı %99'dur

Tarihi

Bu maddedeki üslubun, ansiklopedik bir yazıdan beklenen resmî ve ciddi üsluba uygun olmadığı düşünülmektedir

Konuyla ilgili tartışma için maddenin tartışma sayfasına lütfen bakınız

Maddeyi geliştirerek ya da konuyla ilgili tartışmaya katılarak Vikipedi'ye katkıda bulunabilirsiniz

Çatalca ilk çağ boyunca Metraj veya Matrai, Metron ve Metris şeklinde anılmıştır Bu adın neden verildiği kesin olmamakla birlikte bazı kaynaklara göre Büyük Iskender'in yaveri (genarellerinden) Ayametris tarafından kurulduğu tahmin edilmektedir Bu generalin Ayametris ismine atfen Metris, Metraj, Metron veya Matrai denildiği çeşitli kaynaklarda bildirilmektedir

Bir başka kaynağa göre Osmanlılar zamanında Matrai adı unutuldu yerine Çatalca denildi Bu şehre Çatalca adının verilmesinin asıl nedeni kurulduğu yer ile ilgilidir Çünkü şehir çatala benzeyen bir dağın eteğinde kurulmuştu

Gezgin Evliya Çelebi'ye göre ise Çatalca'nın bir başka adı daha vardır Bu isim de "Haniçe" Rumca bir kelime olup Büyük İskender zamanında İstanbul'u onaran Kral Yağfur (Yekfur)'un kızı Haniçe'nin Yaylağı olması nedeni ile babası burada büyük bir kale yaptırarak Rumca Haniçe adını vermiştir[kaynak belirtilmeli]Fatih devrinde İstanbul kuşatması öncesi uzun süren direnişinden ve çetin savunmasından veya bir nevi çetinlik hissedilmesinden dolayı "Çetince" adının verildiği de rivayet edilmektedir Zamanla da Çetince kelimesi Çatalca'ya dönüşmüştür

Roma Dönemi

Yaklaşık olarak 2500 yıllık bir tarihe sahip olan Çatalca bölgesinin ilk yerleşimi MÖ 450 sene önce Romalılar zamanında şimdiki İnceğiz Köyünün bulunduğu yerde olduğu söylenir Fakat, bir süre sonra aslen Tatar ırkına mensup olan kafilelerin Balkanlara akınları sırasında yakılıp yıkılmış ve bilahare havuzlar mevkiinde akıncılar tarafından ikinci defa olarak inşa edilmiştir

Bizans İmparatorluğu Dönemi

Bizans İmparatorluğu döneminin önemli bir yerleşim yeridir Hatta Istanbul'un kapısıdır Bizans imparatorluğu döneminde birçok savaşlara sahne olmuştur 375 yılında Macaristan'a gelen Hunlar, Balamir idaresinde devlet kurmuşlar,

Muncuk' un ölümünden sonra Atilla iktidarı tek başına ele alınca I Balkan (441) ve II Balkan (447) seferlerine çıkmış bu seferlerinde Çatalca'dan geçerek Büyükçekmece Gölü önlerine gelmiş ve Bizans'ı vergiye bağlamışlardır Avrupa Hunlarının bu hareketi Bizans Imparatoru Anastasius'u 507 - 511 yılları arasında ilçemiz Çatalca'nın Karadeniz kıyısındaki Evcik Iskelesi (Plajından) 'nden Silivri ilçesinin batısındaki Karıncaburnu'na kadar uzanan surları yaptırmak zorunda kalmıştır Bu surlar Çin Seddinden sonra Hunları durdurmak için yapılan dünyanın ikinci büyük surudur Ormanlık alandaki bölümü halen ayaktadır

Bizanslılar döneminde yöre bol ağaçlık ve ormanlarla kaplı olması sebebi ile hem bir av merkezi hem de İstanbul'un yakacak odun ihtiyacının karşılandığı yerdir Bizans döneminde İstanbul'un su ihtiyacını karşılamak için Gümüşpınar köyü yakınlarında halen ayakta bulunan (Kurşun Germe ve Ballı Germe) bulunan su kemerleri ile Istanbul'a su taşınmıştır Günümüz de de İstanbul'un su ihtiyacının büyük bölümü Çatalca havalisinden sağlanmaktadır

Osmanlı Devleti Dönemi

Bizans'ın elinden çıkıp Osmanlılara geçmesi ise birkaç kez olup ilk defa I Murad devrinde 1373'de olmuştur Son kez ise Fatih devrinde Osmanlılara geçmiştir

I Murad Dönemi

Zamanında fetih edildiği çeşitli kaynaklarda özellikle IHUzunçarşılı'nın eserinde belirtilmektedir Evliya Çelebi'de ise Yıldırım Bayezid zamanında ele geçirildiği bildirilmektedir Murad I zamanında fetih edildiğini güçlendiren ifade, Lala Şahin Paşa Bulgarlar ve Sırplar ile Samakov'da savaşırken, Çatalca ve havalisinde bazı kaleleri zapt eden Sultan Murad Makedonya Sırpları üzerine kuvvet sevk etmiştir

I Murad 1373 seferinde Çatalca taraflarına yürüyerek Inceğiz ve Çatalburgaz kalelerine ve yine burada Polonya Kalesini aldı Bu ifadeden biz Evliya Çelebinin giriş bölümünde ifade edilen şehrin batı tarafında yalçın kayalar üzerinde kalıntıları görünmektedir dediği kalenin Çatalburgaz Kalesi olduğunu anlamaktayız

Yıldırım Bayezid Dönemi

Evliya Çelebi burayı Yıldırım Bayezid Han'ın fetih ederek kalesini yıkıp Istanbul'u kuşatmaya gittiğini belirtmektedir Sonun da sulh ile Istanbul içine 70 Müslüman mahallesine 40000 adamı barış ile yerleştirdiğini fakat, Timur'a yenilip ateşli hummadan vefat edince Rumlar bütün Müslümanları Istanbul'dan ve Çatalca'dan sürgün ettiler Çatalca da ellerine geçti diyor

Çatalca Yıldırım Bayezid'in çocukları arasındaki taht kavgaları döneminde Süleyman Çelebi tarafından kendisine yardımcı olan Manuel II'ye bırakılmıştı Musa Çelebi Çatalca'yı tekrar almıştır

Ismail Hakkı Uzunçarşılı'nın Osmanlı Tarihi adlı eserinde Musa Çelebi ile Mehmet Çelebi'nin Çatalca Inceğiz Köyü yakınlarında savaştıkları Mehmet Çelebi'nin bu savaşı kaybettiğini ve bundan sonra Istanbul'a yaralı olarak kaçıp Bizans'a sığındığını ve Anadolu'ya geçtiğini bildirmektedir Musa Çelebi'nin bu olaydan sonraki dönemde sert davranışları komutanların kendisine cephe almasına ve Çelebi Mehmet'in sonraki dönemde mücadeleyi kazanmasına sebep olmuştur Işte bu sıralarda Çelebilerin tavizleri dolayısıyla Çatalca Bizans'a geçmiş ve tekrar ele geçirilmesi ise ancak Mehmet II'nin Istanbul üzerine yürüdüğü sırada zorlu bir kuşatmadan sonra gerçekleşebilmiştir

Fatih Sultan Mehmet Dönemi

Evliya Çelebi, Çatalca'nın, 1453 yılında, Fatih Sultan Mehmet Han'ın Edirne'den Istanbul üzerine yürümesi sırasında, Istanbul'un fethinden 50 gün önce, 4 aylık çetin bir direnişten sonra ele geçirildiğini bildirmektedir Bu Çatalca'nın son fethidir

Fatih Sultan Mehmet, Çatalca'yı zorlu bir mücadele ile ele geçirdikten sonra, şehri Mihaloğlu Ali Bey'e bırmış ve "Bu şehri Allah'a emanet ettim," diyerek İstanbul'u kuşatmaya gitmiştir

Fatih devrinde Topkapı Sarayı'nın kapısıyla divanhanesinin nakışlarını yapan ve "Baba Nakkaş" diye şöhret bulan Şeyh Mustafa'nın adına Çatalca'ya yakın Baba Nakkaş Köyü vardır Bu köyün hizmetinden dolayı Şeyh Mustafa'ya (Baba Nakkaş) bir kısım topraklarının dirlik olarak verildiği bilinmektedir Çatalca'nın en eski köylerindendir Inceğiz ve Kalfaköy'de Osmanlı dönemindeki en eski yerlerindendir

İnceğiz ve Kalfaköy Camileri II Bayezid dönemine tarihlenmektedir II Mehmet fatih şanı almıştır 1453 yılında Bizansı yenerek istanbulu osmanlı devletine katmıştır

IV Mehmet Dönemi

"Avcı" lakabı ile tanınan IV Mehmet avlanmak üzere sık sık buraya gelmiş ve kentte uzun süre kalmıştır Bu olay Çatalca'nın gelişmesinde önemli bir etkendir Bu nedenle Çatalca'da Hünkar Sarayı ve bahçesi olduğunu Evliya Çelebi'den öğrenmekteyiz Bunun yanında birçok sarayın verlığından söz edilmektedir

Avcı Mehmed'in uzun süre kaldığı dönemlerde Istanbul'dan sonra devletin II merkezi olduğunu görmekteyiz Çatalca geçmiş dönemlerden beri bazı Bizans hükümdarlarının ve Fatih döneminde av merkezi durumundadır Kalfaköy'de padişahların av köşkünden söz edilir, bunun yanında, Kalfaköy gibi bir köy yerleşiminde hamam kalıntıları olması, burasının çeşitli Osmanlı padişahlarınca avlak olarak kullanıldığını göstermektedir



Alıntı Yaparak Cevapla