Yalnız Mesajı Göster

Beşiktaş Semt Tarihi

Eski 10-13-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Beşiktaş Semt Tarihi




İlk önce Barbaros Hayrettin paşa, Mimar Sinan'a bir cami, medrese ve darülkurra ile 1541 yılında kendi türbesini yaptırmıştır Bu yapılardan türbe dışında hiç biri günümüze ulaşmamıştır Ardından ünlü Vezir-i azam Rüstem Paşa'nın kardeşi olan Kaptan-ı derya Sinan paşa, ünlü mimar Sinan'a cami, medrese ve çifte hamamdan oluşan bir külliye yaptırmıştır Bu yapılardan hamam günümmüze kadar ulaşabilmiş diğerleri yıkılıp gitmiştir 16yüzyılın son büyük denizcisi olan Kılıç Ali paşa, Tophane'deki asıl külliyesinin yanı sıra Mimar Sinan'a Çırağan semtinde bir cami ile sübyan mektebi yaptırmıştı Bu yapılar ne yazık ki günümüze ulaşmamıştır

Beşiktaş iskelesinin arkasında ki meydan 16yüzyıldan başlayarak, Rumeli-Anadolu arasında işleyen kervanların durağı, aynı zamanda Anadolu'dan gelip Rumeli'den seferlere katılan eyalet askerlerinin geçit yeriydi 19 yüzyıla kadar deve meydanı adını taşıyan bu yerde, birde Kervansaray olduğu tahmin edilmekteydi Ancak Evliya çelebi'nin sözünü ettiği ve İstanbul'da ki tek Kervansaray olma özelliğini taşıyan bu yapının Sinan paşa külliyesinin bir parçası olduğu da ileri sürülmektedir 17 yüzyıldan itibaren Beşiktaş'ın çehresinin değişmeye başladığı görülür IAhmed döneminde Dolmabahçe koyu doldurulmuş, kaptan-ı derya Cağalazade Yusuf paşa'nın oturduğu Cağalazade yalısı yıktırılarak Beşiktaş sarayının ilk yapıları inşa edilmiştir Bu dönemden başlayarak üç yüz yıllık bir süreç içersinde Beşiktaş kıyıları hanedan üyelerine ait birbiri ardınca yapılan ve yenilenen çok sayıda saray ile donatılmıştır Bu sarayların hepsi yazlık saraylardı ve ilkbahar mevsiminde yayımlanan göç fermanı ile taşınılır, sonbaharda ki fermanla da kışlık saraylara dönülürdü Saray ile ilişkili kişilerin ve Osmanlı üst tabakasında seçkin bir yeri olan ilmiye sınıfı mensuplarının da Beşiktaş'a rağbet ettiklerini görmekteyiz Bunlardan kalıcı bir örnek: yaptırdığı cami çevresinde bir mahalle oluşan ünlü Dârüssaade ağası Abbas ağadır Bir başka önemli örnek de, seçkin bir tarikat olam Mevleviliğin Galata ve Yenikapı'dan sonra İstanbul'da ki üçüncü dergahlarını 1622 yılında bugünkü Çırağan sarayı yerinde kurmalarıdır

Beşiktaş 17 yüzyılda Abbasağa ve Vişnezade mahallelerinin oluşumu sonucu sırtlara doğru genişlerken, nüfus bileşimide oturmuş gibidir Semtin ticari merkezi durumundaki Köyiçi'nde müslümanlar, Rumlar ve Ermeniler bir arada yaşarlarken, Abbasağa sırtlarına doğru Ermeniler, Uzuncaova'ya doğru da Rumlar yerleşmişlerdi Az sayıda da Yahudi vardı Dönemin ünlü şairi Nedim de Beşiktaş'ı mesken tutmuştu Bir yazarımızın anlatımıyla: " Beşiktaş'da olgunlaşıp İstanbul'a yayılan bahçe,çiçek, havuz, şimşirlik, çırağan, helva sohbetleri,letaif gelenekleriyle " süslenen bu dönem, 1730 yılında ki Patrona Halil isyanı ile son bulduysa da, başta hanedan olmak üzere İstanbul'un üst tabakasının yaşam biçiminde kalıcı izler bırakmıştır

IMahmud, harap hale gelen Beşiktaş sarayının yapılarını onarttığı gibi, 1747 yılında Kasr-ı Dilârâ yı inşa ettirmiş, 1749 yılında da Dolmabahçe tarafında yeni bir kasır yaptırmıştır IIIMustafa, 22 Mayıs 1766 yılında ki büyük depremde hayli tahribata uğrayan Beşiktaş sarayını derhal onartmış, ve yazlık sarayı olarak kullanmayı sürdürmüştür 18 yüzyılda Beşiktaş yerleşimi, bir yandan Beşiktaş deresi ile Ihlamur deresi vadisi boyunca genişlerken, diğer yandan da Serencebey sırtlarıda iskana açılmaya başlamıştı Ihlamur deresinin Fulya'ya kavuştuğu yer ve bugünkü Topağacı sırtları 18 yüzyıl da Hacı Hüseyin bağları olarak anılırdı Bu bağ ve içindeki köşk, mirîye geçtikten sonra bağ, yörenin en büyük mesiresi olmuş, köşkün yerine de 19 yüzyılda Ihlamur kasrı yapılmıştır 18 yüzyılda Beşiktaş'da görülen en önemli belediye hizmeti, 1731 yılında tamamlanan Bahçeköy'de ki IMahmud bendinden su getirilmesidir 1731-1839 yılları arasında dört aşamada yapılan ve Taksim suyu adı verilen bu tesisler sonucu Beşiktaş düzenli suya kavuşmuş ve dolayısıyla semtde bulunan çeşme ve hamam sayısı da artmıştır IIISelim döneminin 1807 yılında kabakcı Mustafa ayaklanmasıyla kanlı bir biçimde sona ermesi neticesi başlayan karışıklıklar, 1080 yılında IIMahmud'un tahta geçmesiyle durulmuş İstanbul'da yaşam yeniden düzene girmişti IIMahmud'un pek çok acı olayın geçtiği Topkapı sarayını bırakarak kış aylarını da Beşiktaş sarayında geçirmek istemesi, başlangıçte yöneticilerin tepkisi ile karşılaşmış ancak 1820 yılından sonra çoğu zaman Beşiktaş ve Çırağan sarayları ile, Yıldız kasrında kalmış, 1834 yılında Beşiktaş sarayı yenilendikten sonra da bütünüyle Topkapı sarayını terk etmiştir padişahla birlikte hanedanın diğer üyeleri ve devlet erkanı da Beşiktaş'a yerleşmeye başlamışlardır bundan sonra Beşiktaş, bir tarihçimizin deyimi ile Dersaadet'de bir payitaht olmuştur

19 yüzyılda yaşanan çok önemli bir gelişme de, kent içinde ki insan hareketliliğini arttıran ulaşımda ve toplu taşım araçlarında yaşanmıştır Galata köprülerinin inşası, İstanbul ile Beşiktaş'ın bağlarını güçlendirmiş, 1851 yılında şirket-i hayriye'nin kurulmasıyla Boğaziçi'nin diğer semt iskelelerine düzenli vapur seferleri başlamış, bu da bütün Boğaz köylerini olumlu yönde etkilemiştir

1869 yılında imtiyazı verilen Tramvay şirketi de ilk hattı, 1872 yılında Azapkapı-Beşiktaş hattında hizmete açmıştır Atlı olan bu ilk tramvaylar, 1913 yılında elektirikli olduktan sonra, Bebek'e kadar olan hatda 1961 yılına kadar hizmet vermişlerdir

Yine bu dönemlerde İstanbul'da ki Toplu konutların ilk örneklerini oluşturan Akaretler ile, Ortaköy semtinde YahudÎ cemaatine ait Las dizioço [18 evler yada Akaretler] beşiktaş'ın kentsel görünümünü etkileyen unsurlardır

IIAbdülhamid döneminde(1876-1909) Yıldız sarayı'nın sadece padişahın ikametgahı değil, 1878 yılından başlayarak istibdat olarak nitelenen bir yönetim anlayışının da merkezi olması, Beşiktaş'ı değişik yönlerden etkilemiştir Öncelikle padişahın yakın çevrelerinde yer alanlar ikametgahlarını Yıldız sarayının yakınlarına taşımışlar, Bu dönemde Serencebey yokuşu ve çevresi ile Abbasağa mahallesi ile üst tarafında oluşan Yeni mahalle, pek çok konakla dolmuştur






Alıntı Yaparak Cevapla