Prof. Dr. Sinsi
|
İstanbulun Küçükçekmece İlçesi Tanıtımı
Osmanlı döneminde avlak olarak kullanılan bu bölgede birçok Osmanlı Padişahı ve erkanı avlandığı kaynaklar arasında yer almaktadır Bir rivayete göre Sultan Hamid bir gün avlanırken,eşraftan Fehim Efendi’nin konuğu olmuş Fehim Efendi’nin kendisini ağırlamak için kurduğu sofra padişah tarafından çok beğenilmiş Bunun üzerine Sofranatis isminin zaten değiştirilmesi gerektiğini,bu vesile ile hem de eski ismine benzerliği açısından bölgeye Sofraköy adını vermiştir
Sofranatis köyünün,Sofraköy olarak değiştirilmesinden sonra halk arasında bu ismin zamanla Safraköy olarak değişime uğradığı tespit edilmiştir Cumhuriyet döneminde,’’sofraköy’2 kayıtlara yanlışlıkla ’’Safraköy’’ olarak geçirilmiştir
1970’li yılların başında ’’Safraköy’’ isminin oldukça kaba olduğunu düşünen dönemin yeni yöneticileri bu ismin değiştirilmesi talebinde bulunmuşlardır Bu bölgeye Işıktepe isminin değiştirilmesi talebinde bulunmuşlardır Bu bölgeye Işıktepe ismi verilmesi yönünde girişimde bulunan yöneticilerden yanıt:’’Bu ismin değiştirilmesi için,gerek sivil ve gerekse askeri haritalarda değişiklik yapmak gerektiği,bunun ise oldukça zor olduğu,şimdilik bu isteğin yerine getirilemeyeceği’’ bildirilmiştir
1974 ve 1975 yıllarında o dönemin Safraköy Belediye Başkanı olan Tayyip Şengül’ün girişimleriyle Sefaköy isminin verilmesi yönünde çalışmalarını sürdürmüş ve Ankara’dan gelen olumlu yanıtla bölgenin adı ’’ Sefaköy’’ olarak değiştirilmiştir
Birkaç medeniyetin izlerini üzerinde taşıyan bu bölge tarihi süreç içerisinde çok önemli eserlerinden birer ikişer mahrum bırakılarak, yerleşim alanı olarak değerlendirilmiştir Bölgede yapılan kazılarda önemli ölçüde altın v b değerli eserler bulunmuş ve bunlar yok edilmiştir Şuan Hava Limanı olarak kullanılan bölgenin E-5 kısmında mermer sütunların altında bir küp altın bulunduğu, bugün hayatta bulunan kişilerce rivayet edilmektedir
Günümüzde bu eserlerden sadece birkaç su sarnıcı kalmıştır ki,bunlar da gelişigüzel yapılaşmalar sonucu kaybolmaya yüz tutmuştur
GÖLLER VE AKARSULAR DİYARI
KÜÇÜKÇEKMECE GÖLÜ
İstanbul'un 15 km batısında yer alan ve 14 km’ lik bir alan kaplayan Küçükçekmece Gölü;son jeolojik dönemdeki buzullaşmanın erimesiyle,denizlerin seviyelerinin yükselmeleri sonucu,Çanakkale Boğazı’nın yarılarak Marmara Çukurunun dolması,bu deniz istilasıyla eski vadi ağızlarının boğularak ’’ria ’’ ların ortaya çıkması sonucu önce koy,zamanla da kıyı kordonuyla kaplanarak lagün haline gelmesiyle oluşmuştur
Gölün ağız kesimi kıyı kordonu ile kapalı olmasına rağmen,gölün denizle ilişkisi 1 5 metre derinliği olan bir geçitle sağlanmaktadır Bu nedenle,gölün suyu yarı tuzludur Ancak,son zamanlarda yapılaşmanın artması,gölün besleyen akarsuların cılızlaşması nedenleriyle,bu geçit ender olarak bağlantı sağlayabilmektedir
Çevresinde eosengre ve kalkerleri ile üst miyosen kum marn ve kalkerleri bulunan Küçükçekmece Gölü,doğusundan Nakkaş Deresi,batısından Eşkinoz Deresi ve bunlar arasındaki Sazlıdere’den beslenmektedir
Küçükçekmece Gölü’nde, eskiden bol miktarda balık bulunurken, 1970’lerden sonra evsel ve sanayi atıklarla gölün kirlenmesi sonucu, balıkların yaşamı olumsuz yönde etkilenmiştir
Bu kirlilik, göl suyunun Büyükçekmece Barajına aktarılarak kullanım projesini de engellemiş olup 1992’debitirilen isale hattı kullanılamamıştır,
Küçükçekmece Gölü’nün kirlenmesini engellemek amacıyla başlatılan kollektör çalışmaları ise yarım kaldığı için, sanayi atıkları büyük ölçüde azalmış olsa da, evsel atıklar hala göle akmaktadır Bunun sonucu olarak Küçükçemece Gölü halen tamamen ötrofik (sucul ortamlar-"daki fosfatlı ve azotlu besinlerin aşırı çoğalması sonucu oksijenin azalması su kalitesinin kötüleşmesi, yeşillenme) durumdadır
4 Haziran 1999’da, Türkiye Çevre Koruma ve Yeşillendirme Kurumu tarafından organize edilen ve Küçükçekmece Belediyesi’nin de destek verdiği, "Küçükçekmece Gölü’nde Çevre Sevgi Zinciri" etkinlik projesiyle, gölün kurtarılması için henüz geç kalınmadığı vurgulanmış, çözüm önerileri sunulmuştur
SAZLIDERE
Yaklaşık 40 km uzunluğunda olan Sazlıde re, İstanbul’un Küçükçekmece Gölü’ne dökülen en önemli akarsuyudur Dursun Köyü’nün güneyindeki’ Küçük
su havzalarının sularını toplayarak, güneydoğu yönünde akar Küçükçekmece Gölü’nün yakınlarında tabanını genişleterek göle dökülür 84 km2 yağış alana sahip Sazlıdere’nin, Bosna istasyonu’ndaki ortalama debisi 0 928 m3/sn olup, yıllık ortalama su hacmi 35 milyon m3 dolayındadır Sazlıdere’nin eski Samlar Köyü’nü de içine alacak şekilde baraj haline getirilmesi ve su tutması için kapaklarının kapalı olması nedeniyle, Küçükçekmece Gölü, kendini besleyen bu önemli kaynaktan mahrum kalmıştır
NAKKAŞ DERESİ
Küçükçekmece Gölü’ne dökülen ikinci önemli akarsuyudur Küçükçekmece Gölü’nün Kuzeyinde kalan küçük havzasının sularım toplayan Nakkaş Deresi, yaklaşık 43 km2 yağış- alanına sahiptir Debisi ortalama 0 344 m3/sn, yıllık ortalama su hacmi 14 milyon m3’dür
üçükçekmece geniş düzlükler halinde az dalgalı (engebeli) bir alana yayılmıştır Deniz ve göl kıyılarında içerilere doğru yükseltiler artar Kuzeydeki tepelerde yükseklik 200 metreyi bulur Vadiler oldukça belirgin görünümdedir, ilçemizdeki gölün morfolojik (biçim) yapışı nedeniyle tam ve tipik bir lagün (yalı) gölüdür Dünyada pek ender oluşan lagün göllerden birisidir ve bir doğa harikasıdır
İlçemiz alanında kalan akarsular uzunlukları, kısa ve su rejimleri, debileri, düzensizdir Bir kesimi hızlı kentleşme ve sanayileşme nedeniyle yerleşme ve sanayi alanları içinde kalmış oldukları için sanayi ve kentsel atıkları denize boşaltan derelere dönüştüler
Küçükçekmece İlçesinin tarihi bir bakıma İstanbul’ un tarihidir İstanbul’a egemen olan bir imparatorluk Küçükçekmece yöresinde egemen olmuştur Küçükçekmece’nin yüksek kesimlerinde REGİON adlı bir bölge vardır Roma İmparatorluğu’ nu Bizans’a bağlayan en önemli yollarından VİAEGNETİA, Region’ dan geçerdi Yüzyılın ortalarında büyük bir deprem de, bunların yıkıldığı çeşitli kaynaklarda ifade edilmiştir Küçükçekmece İlçesinin en eski yerleşim yeri, Küçükçekmece gölünün kuzey kesiminde bulunan Yarımburgaz mağaralarıdır Buralara paleotik çağdan itibaren yerleşme başlamıştır Tarihi Paleotik çağa uzanan bu bölgedeki tarihi yerler, Günümüz öncesi 730 000 ila 130 000 yılları arasını kapsayan Yarımburgaz Mağaraları, MÖ 2 Yüzyıl-M S 2 yüzyıllar arası Region kitabeleri Yavuz Sultan Selim’in has defterdarı Abdül Selami Bey Türbesi Tekke ve Zaviyesi, 17 Yüzyıl Mimar Sinan Köprüsü ve 18 Yüzyıl Küçükçekmece Meydanı Çeşmesi’dir Cumhuriyet döneminde ise yoğun nüfus akımı 1950’ den sonrasına rastlamaktadır
TARİHTEN GÜNÜMÜZE KÜÇÜKÇEKMECE
Küçükçekmece Adının Kaynağı
Küçükçekmece adının kaynağı oldukça tartışmalıdır Genel olarak kenarında kurulduğu gölle ilgili olduğu kabul edilir "Çekmece" olarak anılan iki gölün boyutlarıyla adları uygunluk göstermez
Büyükçekmece Gölü’nden daha büyük olduğu halde tam tersi bir ad taşımasının genel kabul gören açıklaması, gölün deniz bağlantısın! sağlayan geçit üzerindeki köprünün küçüklüğüdür Osmanlı döneminde yazılmış bir çok batılı kaynakta bu köprü, "Küçük Köprü" anlamında "Ponte Piccolo" adıyla geçer İki göle de verilmiş olan "Çekmece" adının, balık tutmak için denize açılan geçitlerde kurulan ve yukarı çekilerek açılan kafesli setlerden geldiği kabul edilir
Bölgede yoğun nüfus artışı Cumhuriyet sonrasında, 1950'lerde başlamıştır
Küçükçekmece İlçesi
Yıllara Göre Nüfus
1935 1 806
1940 2 280
1945 2 487
1950 3 097
1955 6 871
1960 16 544
1965 37 003
1970 74 769
1975 119 293
1980 182 715
1985 338 778
1990 479 419
1997 460 388
2000 589 139
2007 785 392
Nüfusu
22 Ekim 2000 tarihinde yapılan genel nüfus sayımına göre 1 004'ü köylerinde, 597 135'i merkezinde olmak üzere toplam 589 139'dir Nüfus artışı % 0,66 düzeyindedir Okur yazar oranı %80'dir Nüfusun geneli düşük gelirli isçi ve memurdur 1992'de Avcılar'ın, nüfusu 500 000'e yaklaşan Küçükçekmece İlçesi'nden ayrılmasıyla, ilçe nüfusu 125 000-130 000 azalmış, ancak bu bölünmeye rağmen eski nüfusunu geçmiştir 1970'lerde çok boş ve çok sakin olan Küçükçekmece, 1980'lerde İstanbul'da gecekonduların hızla artmasıyla Küçükçekmece'de ki nüfus birden 100 000'i geçmiştir Küçükçekmece'nin semti olan Sefaköy ise 1970'lerde 2000 iken,1975'te 6000'e ulaşmıştır 1980'lerde ise 10 000'i geçen Sefaköy, Tez Yuvam ve Tez kent gibi siteler yapıldıktan sonra 1988'te 25 000'e ulaşmıştır 1990'da Apartmanlar ortaya çıkınca Sefaköy 45 000, Küçükçekmece 400 000'i geçmiştir Şu anki Sefaköy'de nüfus 200 000 civarındadır Küçükçekmece şu anki nüfusuyla 1 000 000 civarındadır
Sosyal Hayat
İlçenin büyük bir kısmında yer alan yapılaşmalar, imar planı ve teknik şartlara uygun yapılmaktadır Genellikle ferdi yapılaşmanın görüldüğü ilçede, 1990'lardan başlayarak "toplu konut" yapılaşmaları da hızlanmıştır Özellikle, TEM Otoyolunun bu bölgeden geçmesi, İkitelli ile İstanbul arasındaki ulaşım seçeneklerini arttırmıştır Dahası ulaşım süresinin kısalması sonucu bölge önem kazanmaya başlamıştır Öte yandan gözle görülür oranda yapılan Organize Sanayi Bölgesi yatırımları, buradaki sanayinin gelişimini de hızlandırmıştır
|