Prof. Dr. Sinsi
|
Kırklareli Tarihi Mekanlar Ve Kültürel Varlıklar
Tarihi Mekanlar ve Kültürel Varlıklar
Tarihi Mekanlar ve Kültürel Varlıklar
Tarihi Mekanlar ve Kültürel Varlıklar
Kırklareli tarih öncesi çağlardan beri iskana açık, önemli illerden biridir Neolitik (Yeni Taş Çağı) dönemden (5800-4800) günümüze değin insanlar tarafından iskan edilen Kırklareli coğrafyasında, başta Osmanlı Uygarlığı olmak üzere, en erken dönemlere ait maddi kültür varlıkları her geçen gün artarak gün yüzüne çıkmaktadır Son yıllarda artarak devam eden höyük ve tümülüs kazıları, Kırklareli'nin yakın zamanlara kadar hiç bilinmeyen erken dönemlerine dair yeni bilgileri ortaya çıkarmış ve pek çok kıymetli tarihi eseri de İl Müzesi'ne kazandırmıştır Gerek il merkezindeki, gerekse Babaeski, Pınarhisar, Vize ve Lüleburgaz gibi ilçelerdeki kültür varlıkları ise Kırklareli'nin muhteşem bir geçmişe sahip olduğunu gösteren tarihi belgelerdir
Höyükler
Geçmişte insanlar tarafından muhtelif defalar iskan edilmiş ve günümüzde çoğunlukla küçük birer tepe şeklini almış olan antik köy veya şehirlerdir Anadolu'daki çok tabakalı höyüklere oranla, Trakya'da düz iskan olarak isimlendirilen az tabakalı küçük yerleşim birimleri çoğunluktadır Bunlardan şu anda en çok dikkati çeken, İ Ü Prehistorya Bölümü adına Prof Dr Mehmet Özdoğan başkanlığında kazısı devam etmekte olan Kırklareli Aşağıpınar ve Kanlıgeçit yerleşim alanlarıdır Yapılan çalışmalarda, Neolitik dönemden Hellenistik döneme kadar (M Ö 5800-300) uzunca bir zaman dilimini içeren pişmiş toprak, kemik, taş ve metal buluntular elde edilmiştir Aşağıpınar yakınlarında bulunan Tilkiburnu yerleşim alanında da kısmi bir çalışma gerçekleştirilmiş ve burada elde edilen malzemeden, M Ö 4000'lere varan bir iskanın varlığı öğrenilmiştir Yine il merkezi yakınlarında bulunan Helvacı Şaban ve Koyunbaba höyüklerinde ise yüzey araştırmaları yapılmıştır Düz iskan yerleşim alanları yanında, çeşitli mağaralarda da tarih öncesi dönemlere ait yerleşim izlerine rastlanılmaktadır Bunlardan en önemlisi Kırklareli Merkez İlçeye bağlı, Kayalı Köyü yakınlarındaki Bedre Mağarası'dır Şu ana kadar detaylı bir araştırma yapılmamış olmakla birlikte, burada ele geçen pişmiş toprak malzeme M Ö 2 binin sonlarına kadar Mağara'nın iskan edildiğini göstermektedir
Tümülüsler
En basit tanımı ile içerisinde mezar bulunan ve insanlar tarafından oluşturulmuş küçük yığma tepeciklerdir Kırklareli il sınırları dahilinde şu ana kadar 92 adet tümülüs tescil edilerek koruma altına alınmıştır Ancak muhtelif dönemlerde yapılan yüzey araştırmalarında, bu sayının küçük boyutlu kümülüslerle beraber 200'den fazla olduğu sonucuna varılmıştır Hızlı bir yok edilme süreci yaşayan bu anıt mezarların, yakın zamanlara kadar 400'den fazla olduğu tahmin edilmektedir Genel olarak tüm Trakya'ya örnek teşkil edecek çeşitliliğe sahip olan Kırklareli kümülüslerinin Tunç Çağı'nın sonlarından (M Ö 14 -l3 yy ), M S 3 yüzyılın başlarına kadar geniş bir zaman sürecinde yapımlarının devam ettiği, yapılan kazılarla tespit edilmiştir
Çakıllı Tümülüsü
Dış görünüm açısından küçük, orta ve büyük boy (1 5x10/20x70 m boyutlarında) olarak dikkat çeken tümülüsler, esasında beş grup halinde farklı muhtevaya sahiptir Bunlardan düz mezar şeklinde olan normal gömüler yanında, lahit ve çeşitli şekillerde oda mezar türünde olan tümülüsler de bulunmaktadır
Dolmenler (Kapaklı Kaya Mezarlar)
Trakya'da çok sayıda görülen kümülüslerin erken safhası olarak kabul edilen dolmenler, genel olarak Kırklareli'nin kuzey-kuzeybatı dağ yamaçlarında ve bu yamaçlara yakın ova eteklerinde sıralanmıştır Bölgede kapaklı veya kapaklı kaya olarak da anılan dolmenler, yekpare yassı iri taşlardan, basit oda şeklinde yapılmış anıt mezarlardır Şu ana kadar yapılan araştırmalarda Edirne'nin Lalapaşa ilçesi merkez olmak üzere, bir hat halinde Kırklareli'nin Demirköy ilçesi yakınlarına kadar ulaştığı tespit edilen dolmenlerin, Erken Demir Çağı (M Ö 1300-800) sürecinde kullanım gördüğü anlaşılmaktadır Bu anıtsal yapılardan bir bölümü kısmen sağlam olarak Kofçaz, Dereköy, Kadıköy, Kula, Geçitağzı, Kapaklı ve Düzorman yakınlarında bulunmaktadır
Menhirler (Dikili Taş)
Megalitik (büyük taş), dikili anıtsal mezar taşlarıdır Kırklareli ve yakın çevresinde çok sayıda görülmektedir Çoğunlukla yakın
dönem mezarlık alanlarında da benzer dikili mezar taşları görülmekte ise de esas kullanım süreci Erken Demir Çağı'dır Yükseklikleri ortalama 3 metreye varan dikit örneklerini Kırklareli Merkez, Erikler, Değirmencik, Ahmetçe köyleri ile Lüleburgaz İlçesi'nde görülmektedir Ancak Kırklareli merkezi de dahil olmak üzere, çoğu ilçe ve köylerdeki Müslüman mezarlarında bulunan dikili taşların bir bölümünün orjinal yerlerinden sökülerek getirilen menhirler olduğu düşünülmektedir
Merkez İlçe Taşınmaz Kültür Varlıkları Dini Yapılar
Kadı Camii:
Kırklareli merkezinde Ahmet Mithat İlkokulu karşısında bulunmaktadır Emin Ali Çelebi tarafından 1577 (H 985) yılında yaptırılmış olan cami, halen kullanılmakta olup, kare planlıdır Daha önceden yakınında bulunan bir mahkemeden dolayı Kadı Camii denilmektedir Bir diğer adı da Emin Ali Çelebi Camii olan yapının duvar bünyesi, üç cephede düzgün yönü köfeki kaplamadır Alt sıra pencerelerinin söveleri ve mihrabı, çok iyi bir işçilikle köfeki taşından yapılmıştır Hafifletme kemerlerinde köfekiye hakedilmiş kabartma dilimli ve kemer sivrisine yakın rozetler, caminin tek tezyinat özelliğidir Tavan ve çatı ahşap olup, dört mahyalı ve üzeri alaturka kiremit örtülüdür Minaresi camiye bitişik olup, çok köşeli kütüklüdür
Beyazıt Camii:
Kırklareli merkezinde Hatice Hatun Mahallesi'nde bulunmaktadır İlk inşaa tarihi 16 yüzyıldır İkinci inşa, 1593-1594 (H 1002) tarihinde Güllabi Ahmet Paşa tarafından yaptırılmıştır Halen ibadete açık olup, kare planlıdır Duvarların dış yüzleri alternatif tuğla sıkıştırman köfeki ve tuğla hatıl sıralıdır İç tezyinatı ve çatısı ahşaptan, dört mahyalı, üzeri alaturka kiremit örtülüdür Minare kaideden itibaren köfeki örgülüdür
|