Prof. Dr. Sinsi
|
Çanakkale İle İlgili Efsaneler, Çanakkale Efsaneleri
Bu Agamemnon için dayanılır gibi bir şey değildi Buna rağmen zafer için buna razı oldu Bir efsaneye göre, Iphiginia, Artemis'e kurban edildi Bir başka efsaneye göre de Artemis, bir geyik gönderdi Iphiginia yerine geyik kurban edildi Bu olaydan sonra Kuzey rüzgarı durdu ve sayıları bini aşan gemi 100 000'i aşkın Akhalı savaşçıyı Troya önlerine taşıdı Skamandar ve Simois Irmaklarının döküldüğü Çanakkale Boğazının kumsallarında kamp kurdular Akhalar çok güçlü ve kalabalıktı Defalarca kente saldırdılar Ama Troya, güçlü surlarla çevriliydi Ayrıca Priamos'un bu hücumları bertaraf edebilecek, kutsal Lion'u koruyabilecek kahraman oğulları vardı Atları eğiten Hektor bunların en cesuru ve Troya Ordusunun baş kumandanıydı
Öte yandan Akhaları müşterek düşman kabul eden diğer Anadolu halkları da Troyalıların yanında yer aldılar Savaş on yıl sürdü 9 yıl boyunca zafer durmadan yön değiştirdi Bazen Troyalılar üstün geliyor, bazen de Akhalar Troyalıları surların içine kadar kovalıyorlardı Uzun süre hiçbir taraf belirgin bir üstünlük elde edemedi Akhalar civardaki yerleşmeleri talan ediyor, kızları evlerinden alıp çadırlarına kapatıyorlardı Bu talanlarından birinde Agamemnon Khryse (Hrüse) kentinden Apollon'un rahibi Khryseis'i (Hrüseis) çadırına kapatmıştı
Kızının "onur payı" olarak Agamemnon'un çadırına kapatılmasına razı olmayan rahip, değerli kurtulmalıklarla Agamemnon'a gelip kızını serbest bırakması için yalvardı Tekmil Akhalar, rahibe saygı gösterilip kızın babasına verilmesini istediler Ama bu hiç de Agamemnon'un gönlünce değildi Kızı serbest bırakmayı reddettiği gibi, rahibe çok kötü davrandı
Hakarete uğrayan rahip, eve dönüşünde Apollon'a yalvardı Akhaların üstüne hastalık ve felaket göndermesi için dua etti Apollon da onun duasını kabul edip, ateşli oklarını Akhaların üzerine gönderdi Çok sayıda Akhalı asker hastalandı ve öldü Sonunda Akhilles, bütün kumandanları bir toplantıya çağırarak onlara Apollon'un öfkesini dindirecek bir yol bulunması gerektiğini aksi takdirde eve geri dönmekten başka yapılacak bir şey olmadığını söyledi Bunun üzerine ünlü kahin Kalkhas; Tanrının neden bu kadar çok öfkeli olduğunu bildiğini, ancak konuşmaktan korktuğunu, Akhilles onun hayatını korumayı garanti etmediği sürece de konuşmayacağını söyledi Akhilles'in kahinin hayatını koruyacağını garanti etmesi üzerine usta yorumcu konuşmayı kabul etti
"Tanrı Apollo kızgındır, çünkü saygısızlık etti Agamemnon duacıya, kurtulmalıkları istemedi, salmadı kızını, işte bu yüzden çektirdi bunca acıları okçu tanrı Eğer Agamemnon hiçbir kurtulmalık almadan kızını babasına geri vermezse daha da çektireceği var " (İlyada 90-96)
Böyle dedi Kalkhas, öfke doldurdu Agamemnon'un yüreğini Ama fazla bir seçeneği yoktu erlerin kralının Bilici Kalkhas'a ve onu koruyan Akhilles'e sövüp saydıktan sonra, kızı babasına vermeyi kabul etti
"Phoibos Apollon istiyorsa Khryseis'i ille de şu gemimle, yoldaşlarımla göndereceğim onu, ama barakandan alacağım kendim gelip senin onur payını, güzel yanaklı Briseis'i Senden ne güçlü olduğumu o zaman anla gör Korksun boy ölçüşmekten, ibret alsın, kim benimle eşit görmek isterse kendini " (İlyada l 183-187)
Böyle deyip bir yandan kızı babasına gönderirken, adamlarından iki tanesini de Akhilleus'un çadırına gönderdi "Güzel yanaklı Briseis'i" alsın diye Akhilleus habercilere kızı korkutmadan alabileceklerini, onlarla bir sorunu olmadığını söyledi ama, Tanrılar huzurunda bunu Agamemnon'a çok pahalıya ödeteceğine dair yemin etti Bu olaya Akhilleus'un annesi deniz perisi Thetis de, en az oğlu kadar kızdı Oğlunu yatıştırıp, savaştan tamamen elini çekmesini söyledi Öte yandan da Olympos'a giderek Zeus'a yalvardı
"Zeus baba! Birgün ya sözümle ya işimle ölümsüzler arasında yararlı olduysam sana, şimdi yerine getir şu dileğimi, kısa ömürlü oğluma değer ver; saygısızlık etti Agamemnon, erlerin başbuğu, aldı onur payını, yoksun bıraktı onu sen say, gücü Troyalılar tarafına ko ne olur Akhalar saysınlar oğlumu, ününü yüce kılsınlar " (İlyada l 503-510)
Şimdi artık savaş Olympos'a da ulaşmıştı Tanrıların bir kısmı Troyalıları destekliyor, bir kısmı ise Akhalıların yanında yer alıyordu Afrodit doğal olarak Paris'in yanında yer aldı Yine doğal olarak Athena ile Hera Akhaların tarafındaydı Savaş tanrısı Ares her zaman Afrodit'in yanındaydı Güneş tanrısı Apollon ve kızkardeşi Artemis ise Hektor'un koruyucularıydı Dolayısıyla Troyalıların yanında yer aldılar Denizler tanrısı, yeri sarsan Poseidon, denizci halk olan Akhaları destekledi Zeus Troyalıları daha çok seviyor ama, tarafsız kalmayı tercih ediyordu
Yukarıda Olympos'ta durum böyle iken aşağıda Akhilleus gemilerin yanına oturmuş köpürüp duruyor, ne toplantılara katılıyor, ne savaşa gidiyor, içi içini yiyordu olduğu yerde
Akhilleus olmadan Akhalar Troyalılardan daha zayıftı Buna rağmen Akhalar Troyalıları şehir surlarına kadar kovaladılar Surların yanında çok kanlı savaşlar oldu Kral Priamos ve diğer yaşlı Troyalılar da, savaşı bir kuleden seyrediyorlardı Bir ara savaş durdu
Her iki taraf da askerlerini geriye çektiler Paris ile Menelaos karşı karşıya gelmişlerdi İkisi yalnız savaşacaklardı Eğer Menelaos kazanırsa Helen'i alıp Isparta'ya geri dönecek, eğer Paris kazanırsa Helen Troya'da kalacaktı Her iki halde de savaş bitecekti Teklif Paris'ten gelmişti Hektor'a hitaben yaptığı konuşmada şöyle dedi:
"Troyalıları tekmil Akhaları oturt yere, koyun ortalarına Ares'in sevdiği Menelaos'la beni, çarpışalım Helen için, bütün malı için Alsın bütün malı, götürsün kadını evine Kim üstün gelir, kazanırsa zaferi and içsin dost olsun ötekiler de Siz Troyalılar oturun bereketli Troya'da Akhalar da at besleyen Argos'a dönsünler, güzel kadınlı Akha topraklarına " (İlyada lll 70-75)
Paris'in yaptığı bu teklif Hektor tarafından Akhalara iletildi İki ordu arasında bu konuşmalar olurken, bütün bu savaş ve acıların sebebi olan Helen, Priamos ve diğer yaşlı Troyalıların savaşı izledikleri kuleye geldi Onun geldiğini görünce şu sözleri söylediler usulca:
"Troyalılarla Akhaların, böyle bir kadın için yıllardır acı çekmeleri hiç de ayıp değil Yüzüne bakan ölümsüz tanrıçalara benzetir onu Ama gene de binse gemiye keşke gitse Gitse de bizi, çocuklarımızı belaya sokmasa " (İlyada lll 154-160)
|