Yalnız Mesajı Göster

Çanakkalenin Ayvacık İlçesi Tanıtımı

Eski 10-13-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çanakkalenin Ayvacık İlçesi Tanıtımı




Hayvancılık

Kaz Dağları'nın eteklerindeki, kekik ve her türden bitki örtüsü sebebiyle et ve süt kalitesi en üst düzeydedir Bunun sonucu olarak Ayvacık yöresinin hayvan ürünleri, yoğun talep görmektedir Ancak, yörede bilinçli bir hayvancılık kültürü oluşmadığından, bu talep karşılanamamaktadır Geçmiş yıllarda, özellikle 26 Mayıs Ayvacık Panayırı zamanında, Türkiye'nin dört bir yanından gelen hayvan tüccarları vasıtasıyla binlerce büyük ve küçükbaş hayvan sevkiyatı yapılırken, günümüzde bu canlılık kalmamıştır Türkiye'nin başka yerinde pek rastlanmayan koru hayvancılığı denen ilkel hayvancılık metodu yüzünden hayvancılık yavaş yavaş bitme noktasına gelmektedir

Tarihi Yerleri

Apollo Smintheus Tapınağı

Apollo Smintheus Tapınağı, eski adıyla Külahlı olarak bilinen Gülpınar Beldesi'nin kuzey-batısıyla, kuzey doğusu arasında kalan vadinin başlangıç eteklerinde Bahçeler-içi olarak adlandırılan mevkide yer alır

Su yönünden zengin olan bu yöre, yeraltı kaynak suları ile beslenmekte; büyük olasılıkla antik çağlarda oluşturulan yeraltı kanalları ile ana merkeze aktarılmaktadır Tapınağın yapıl-dığı Hellenistik çağda da yörede suyun bol olması Apollon kültünün bir simgesidir Çünkü; tanrı Apollon kehanette bulunmak için her zaman suya gereksinim duymuşturTapınağın bu alanda kurulmuş olması da bu nedenle olmalıdır

Arkeologlar, mimarlar ve sanat tarihçileri için Hellenistik Çağ (MÖ330-30) ve mimarisi çok sevilen ve ilgi duyulan bir konu olarak karşımıza çıkar Gülpınar Apollon Smintheus Tapınağı da Hellenistik dönem için konusunu Homeros'un Ilyada Destanı'ndan alan kabartmaları yanında mimarî tasarım ve stili ile dikkatleri üzerinde toplarMÖ150 yıllarında Ion stilinde yapılan tapınak, kuzey-batı Anadolu'da, Troas bölgesinde bugün için tek örnektir Tapınak'ta Hellenistik Çağ Anadolu mimarlığına imzasını atan Mimar Hermogenes'in uyguladığı pseudodipteros (yalancı iki sıralı sütun) plân tasarımı kullanılmıştırÖn ve arka cephelerinde 8, uzun kenarlarında ise 14'er sütun dizisi yer alır Tapınağın ölçüleri; dar yüzler 2320 metre, uzun kenarlar ise 4165 metredirAlt yapısında üç farklı tür taş kullanılmıştır Temel, yöreye özgü volkanik tüf taşından yapılmıştır Üzeri, çevrede çok görülen andezit-bazalt taşı ile kaplıdır Temel ve 11 basamağın en son kaplaması mermerdir Mermer bloklarla döşenen kutsal alan, üç odadan oluşur Bunlar; giriş sırasıyla, pronaos (kutsal ön oda), naos (kutsal oda) ve opisthodomos (arka oda) turNaos'ta, Paroslu heykeltraş Skopas'ın yaptığı ve 110 cm'lik bacak parçası ele geçen, tanrı Apollon'un heykelinin yer aldığı bilinmektedir

Alexandria Troas Helenistik Çağ sikkelerinde görülen ve antik kaynaklarda bahsi geçen tanrı Apollon'un tapınak cephesinde duran, adını aldığı fare-smintheus'a basar biçimde tasvir edildiği sanılan kutsal heykeli olasılıkla, 5metre boyundadır

Stylobat denilen plâtformda yer alan ve Anadolu Attik tipi bir kaide üzerinde yükselen 44 adet sütunun her biri üst üste konmuş 7 parçadan (tamburdan) oluşur Yedinci sütun tamburu, boğa başı-çelenk süsleri veya mitolojik insan figürleri ile bezelidir Bu son tamburun üzerine gelen başlık, Ion stilinde yapılmıştır Sütunların üzerinde üst yapı elemanları olarak sırasıyla, inci dizisi ile süslü arşitrav (baştaban) ile friz adı verilen ve üzerinde,Yunanlılar ile Troialılar arasındaki Troia Savaşları'nı anlatan mitolojik konuları içeren kabartma bloklar yer alır Yapı, daha sonra diş sırası (dentil), saçak (geison), üçgen alınlık (pediment) ve kırma çatı ile son bulurTapınak, yaklaşık olarak 5 katlı (15 metre) bir apartman yüksekliğindedir Marmara Adası mermerinden inşa edilen tapınağın mimarı ve yaptırıcısı bilinmemektedirIlyada anlatımları, çeşitli çağlarda vazolar üzerinde, duvar resimlerinde, mermer lahitlerde betimlenmiştir Ancak bir tapınakta, ilk kez olarak Gülpınar Apollo Smintheus kutsal alanında karşımıza çıkar

Roma Dönemi Köprüleri

Tarihte Troas bölgesi olarak geçen Biga yarımadası Roma döneminde antik kentleri birbirine bağlayan yol sistemine sahipti Köprüler ise bölgedeki ticareti elde tutmak için gerekli olan bu yol ağının önemli bir parçası idi İlçe sınırları içerisinde bu dönemden kalma iki antik köprü yeralmaktadırBunlardan birisi Tuzla Köyü'nün 4km batısında Küçük- kuyu beldesindedir Gülpınar yakınında yer alan Chryse antik kenti ile Ezine ilçesi Dalyan Köyü'nde yer alan Aleksandreia Troas antik kentini birbirine bağlayan köprünün günümüzde 93 m lik bölümü açıktadır7 m' ye yaklaşan muhteşem köprünün kemer ayaklarının 3-4 m lik kısmı toprak altındadır

Assos

Athena Tapınağı, Assosİlçeye bağlı Behramkale Köyü, Çanakkale'nin ve Türkiye'nin en önemli turizm alanlarından biridir

Assos (Behramkale)

Ayvacık'ın sahil köylerinin en önemli özelliği Adatepe'den başlayarak kıyıya paralel uzanan tepelerin deniz gören yüksek kesimlerinde yerleşmiş bulunmasıdır Behram (Assos), Ayvacık'ın güneyi boyunca bir gerdanlık gibi dizilen köylerimizin ortasında adeta bir elmas gibi gözleri kamaştıran güzelliği ile boy göstermektedir Dünyada antik şehir kalıntısı içinde yaşamaya devam eden biricik köydür

Assos, Eski Anadolu'nun batısında, Troas bölgesinin güney kıyısında, 238 metre yükseklikteki bir bazalt tepesi üzerine kurulmuş antik bir şehirdir Örenleri, Behram Köyü civarında görülmektedir Tepenin kuzey eteğinde, Satnioeis (Tuzla Çayı) akmaktadır

Assos, Lesbos (Midilli) adasındaki Methymna şehrinden gelen Aioller tarafından kurulmuştur MÖ560-547'de Lydialılar'ın, MÖ547-479'da Persler'in egemenliği altında bulunmuştur Bağımsızlığa kavuştuktan sonra Attika Deniz Birliği'nin bir üyesi olmuştur MÖ405'te Assos'ta oligarşik bir hükümet kurulmuştur MÖ366 yılında Phrygia satrabı Ariobarzanes, Pers Kralı'na karşı ayaklandığı zaman, büyük bir banker ve işadamı olan Eubulos Ariobarzanes ile bir olarak Atarneus'tan Assos'a kadar bütün kıyı bölgesini elde etmiştir Ariobarzanes'in düşmanları Lydia satrabı Autophradates ve Karia satrabı Maussollos, Assos'u muhasara ettikleri zaman, Eubulos, şehri başarı ile savunmuştur Sonunda Sparta Kralı Agesilaos'un işe karışmasıyla kuşatma kaldırılmıştır

MÖ350 yılında Assos'un idaresi Hermias'ın eline geçmiştir Hermias, Eubulos'un bir hadım kölesidir; fakat çok kabiliyetli olduğu için, Eubulos onu öğrenim için Atina'ya göndermiştir Hermias, orada Eflatun'un öğrencisi olmuş ve Aristo ile dostluk kurmuştur Anadolu'ya döndükten sonra, hem para hem de devlet işlerinde Eubulos'un ortağı ve arkadası olmuştur Hermias, Assos şehrini Eflatun'un öğrencileri olan Erastos ile Koriskos'a hediye etmiştir; onlar da orada bir felsefe okulu kurmuşlar, devlet idaresinde de Hermias'a etki yapmışlardır Eflatun'un ölümünden sonra, Hermias'ın daveti üzerine Aristo, Ksenokrates ile beraber Assos'a gelmiş ve orada ilk felsefe okulunu kurmuştur Bu şekilde Assos, Aristo'nun orada kaldığı üç yıl zarfında (347-345) Yunan tefekkür hayatının önemli bir merkezi olmuştur Kıstoa Okulu'nun ikinci başkanı olan Kleanthes (330,231) Assos'ta doğmuştur

Hermias'ın ölümünden sonra (MÖ342) Assos, yine Persler'in egemenliği altına girmiş, MÖ334'te Büyük İskender tarafından kurtarılmış, ondan sonra bütün Troas bölgesi gibi, muhtelif hükümdarların egemenliği altında bulunmuş, sonra Bergama Kralları'nın ve bütün Bergama Krallığı ile beraber MÖl33 yılında Romalıların eline geçmiştir Assos adı, tarihte bundan sonra geçmemekle beraber önemini kaybetmemiştir Assos'a Bizans zamanında Makhramion adı verilmiştir, bugünkü adı Behram, oradan gelmektedir

Assos'un önemi, özellikle Aleksandreia Troas'tan, Adramytteion'a, oradan da Bergama'ya kadar giden yola hâkim olmasındandır Bu yüzden, şehir ilk zamanlardan beri iyice tahkim edilmiştir Büyük bir kısmı iyi korunmuş olan surlar ve kapıları, MÖIV ve III yüzyıllarda yapılmıştır; bunlar Yunan tahkimat sanatının parlak bir örneği sayılabilir Öbür binalar arasında özellikle şehir tepesinin en yüksek noktasında bulunan Athena Tapı-nağı'nın önemi, anılmaya değerdir Bundan başka bir tiyatro, bir gymnasion ve agoranın kuzey kenarındaki bir stoanın örenleri de vardır Deniz kenarından hala eski dalgakıranın kalıntıları görülebilmektedir Batı Akropolis' te ise her iki kenarında da mezarlar bulunan bir sokak göze çarpmaktadır Ayrıca birçok mezar anıtı da bu sokakta yer almaktadır

Assos (Behramkale İskelesi)

Athena Tapınağı'nın yükseldiği tepeden denize bakıldığında antik iskelenin su altındaki kalıntıları rahatlıkla görü-lebilmektedir Lesbos (Midilli) ile Assos ara-sındaki dini ve siyasal bağ düşünüldüğünde; buranın işlek bir liman olduğunu tahmin etmek güç olmasa gerek Bugün batık olan antik limanın yerine yapılmış olan iskele, tarihteki eski hareketliliğini kaybetmişse de , güzelliğiyle ziyaretçilerini büyülemeye devam etmektedir İskele, seksenli yıllara kadar palamut sevkiyatında, burada bulunan yapılar da palamut ambarı olarak kullanılmakta iken, günümüzde her ikisi de turizm amaçlı faaliyet göster-mektedirPalamut yüklü deve kervanlarının yerini, dünyanın dört bir yanından akın akın gelen turist konvoyları almaktadır


Alıntı Yaparak Cevapla