Yalnız Mesajı Göster

İstanbul Cami Ve Mescitler Hakkında Bilgiler

Eski 10-13-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İstanbul Cami Ve Mescitler Hakkında Bilgiler




“On iki imamın ellerini öpmüşsün, dünyada azim sahibi ve başarılı olacaksın! Aşere-i Mübeşşere’nin ellerini öpmüşsün, cennete gireceksin! Çâr-yâr-ı güzînin ellerini öpmüşsün, dünyada bütün padişahların dostu olacak, sohbetlerinde bulunacaksın Hazreti Resul’ün yüzünü görüp mübarek ellerini öpmüş, hayır dualarını almışsın, iki dünyada saadete ereceksin İmdi, Sa’d Vakkas’ın nasihati üzere önce bizim İstanbulcuğumuzu yazmaya başla, yürü işin rast gele, el fâtiha!”

Caminin bilinmeyen vakfiyesi953/1546 tarihli İstanbul Vakıfları Tahrir Defteri’nde özet olarak verilmiştirVakfiyede Meyve Kapısı haricinde gösterilen cami ve bâninin Edirne’de bir hamam, Trakya’da sekiz köy, mezralar vakfedilmiştirAyrıca Ahî Çelebi’nin oğlu Ruhullah Çelebi’nin kızı Ayşe Hatun da 934/1528’de wwwfrmsinsinet/ 10000 akçe nakit ve yıllık 1250 akçelik bir meblağı vakfa ilave etmiştir

Cami, tuğladan dört sivri kemer üzerine oturtulmuş, oldukça basık tek kubbelidir Son cemaat yeri altı kubbelidir Kubbeyi taşıyan sivri kemerlerin sağ ve sol üstlerinde sivri kemerli pencere izleri çıkmıştır Binanın kare şeklindeki kubbe kasnağı çepeçevre wwwfrmsinsinet/ bir demirle çevrilmiştir Yanlara doğru ikişer payandanın da sonradan ilave edildiği anlaşılmaktadır Büyük kemer içlerinde sağ ve solda dörderi kıble duvarında üç, mihrap duvarında ise iki üst pencere mevcuttur Minare sağda yer almaktadır İçerideki kapısı yüksekte olduğundan bir merdivenle wwwfrmsinsinet/ ulaşılmaktadırMinare kaidesi de bu geçide olanak vermek amacıyla dışarıdan kıbleye doğru uzatılmıştır Son cemaat yerinde minare tarafındaki duvardan bir kapı açılarak eklenti olan ilave binalara geçiş sağlanmıştır Caminin cümle kapısı son derece basittir Mihrabı mermer plaklarla kaplanarak yenilenmiştir Sağdaki ilave yapı üzerinde bulunan çeşmenin kitabesi 1281/1864 tarihlidir Binanın mimari açıdan önemi olmamakla birlikte, tarih açısından önemli bir yeri vardır

Ahmed Ağa Cami (Üsküdar)

Bağlarbaşı’ndan Selimiye Üsküdar yönüne giden Tunusbağı Caddesi üzerinde, Karacaahmet Türbesi’nin karşısında, Karacaahmet Mezarlığı’na bitişiktir

Caminin kuzeybatı köşesinde, imam odası ile pencere arasında on dört satırlık manzum kitabe yapının, üzengi ağalarından Rodoslu Hacı Hafız Ahmed Ağa tarafından ahşap olarak yaptırıldığını, daha sonra da oğlu Tophane Müşiri Fethi Ahmed Paşa tarafından 1272/1857’de yeniden inşa ettirildiğini belgelemektedir

Yapı kâgir ve ahşap çatılıdır Basık kemerli, uzun dikdörtgen pencerelerle aydınlanan caminin, türbeye bakan cephesinin altında dükkânlar bulunmaktadır Kuzeydoğu köşesi, kitabeye kadar uzanan mermer bir sütunla yumuşatılmıştır Ana mekâna, merdivenlerle minare kaidesinin yola wwwfrmsinsinet/ ve mezarlığa bakan yönlerinden girilmektedir İç mekân birçok değişikliğe uğramış ve tarihi özelliğini kaybetmiştir Tavanı ahşap kirişli, mihrap ve minberi basit ahşaptan yapılmıştır

Kuzeydoğu köşesinde yer alan minaresinin dikdörtgen kesitli kaidesi yapı kitlesinin içerisine dahildir Sıvalı minaresi kurşun kaplı bir külahla örtülüdür

Ali Kethüda Cami (Sarıyer)

Sarıyer'de Yenimahalle caddesi üzerindedirII Mustafa zamanında (1695-1703) sadrazam kethüdası olan Ali Efendi tarafından yaptırılmıştır Hadikatü’l Cevamî’de 1720-1721’de Nevşehirli İbrahim Paşa’nın kethüdası Mehmet Ağa tarafından tamir ettirildiği ve bu sırada bir minare eklendiği yazılıdır Yapının 19Yüzyılın ortalarında yenilendiği mimari özelliklerinden anlaşılmaktadır İlk yapıldığında, deniz kıyısında yer aldığı, zamanla kıyının doldurulması sonucu biraz daha içeride kaldığı tesbit edilmiştir Nitekim deniz yönünde kayıkhanelerin bulunduğu, kaynaklardan anlaşılmaktadır

Kıble doğrultusunda gelişmiş, derinliğine dikdörtgen bir alana yayılan yapı, kâgir duvarlı ve ahşap çatı ile örtülüdür Bir bodrum katı üzerine oturtulan caminin, kapalı bir son cemaat yeri ve harimi bulunmaktadır Cümle kapısı kuzeyde, mihrap ekseni üzerindedir Ana mekân, sekizgen kesitli, wwwfrmsinsinet/ pilastr başlıklı yedişer ahşap sütunla derinliğine üç nefe ayrılmıştır Sütunlar kuzey, doğu ve batı duvarları boyunca mihrap duvarına kadar uzanan fevkani mahfili taşırlar Mahfilin, kuzey kanadında , mihrabın karşısına gelen kısmı yarım daire bir çıkma yapmaktadır Aşağıdakilerle aynı hizada olan ahşap sütunlar çatıyı desteklemektedir Üst katta batı yönündeki pencerelerden beş tanesi kapı olarak kullanılmakta, bu açıklıklardan son yıllarda yapıya eklenen kadınlar bölümüne geçilmektedirKuzeydeki ana girişten başka, doğu duvarında bir yan giriş bulunmaktadır Duvarlar dışardan, kesme taş örgüsüne benzer şekilde taraklı mozaikle kaplıdır Bütün cephelerde iki sıra halinde, dikdörtgen açıklıklı ve kesme taş söveli wwwfrmsinsinet/ pencereler sıralanmaktadırGerek pencere söveleri gerekse de aynı özellikleri gösteren cümle kapısı söveleri pilastr şeklinde yontulmuştur Yalnızca ana girişin üstünde daire şeklinde bir pencere açılmıştır

Harimin tavanı, boydan boya, ince ve kalın çıtalarla yapılmış, sivri uçlarında iç içe geçen baklava şekilleriyle düzenlenmiştir Bu düzenleme yer yer kare çerçeveler içine alınmış, çiçek süslemeleri ile renklendirilmiştir Mihrap beyaz ve siyah mermerle üslupsuz bir şekilde yenilenmiştir Ahşap minberin kapısında ve köşk kısmının sütunlarında, IIMahmud devrinden itibaren yaygınlaşan çubuklu süslemeler bulunmaktadır Minberin köşk kısmının üzerinde, sekizgen prizma biçiminde bir kasnağa oturan piramit şeklinde bir külah bulunmaktadır

Kuzeybatı köşesindeki minarenin, yapı kitlesi içine gömülü kaidesinin kuzey yüzünde, diğer pencerelerle aynı boyutta üst üste iki sağır pencere vardır Kesme taştan inşa edilmiş, silindir gövdeli minare, birçok geç devir örneğinde olduğu gibi, yine kesme taştan, soğan kubbe biçiminde bir külahla son bulmaktadır Caminin kuzeydoğu köşesinde, basık bir kitle halinde abdest mekânları yer almaktadır






Alıntı Yaparak Cevapla