Prof. Dr. Sinsi
|
Namazın Üstünlükleri Nelerdir?
Namaz, kötülüklerden uzaklaştırır
Namaz kılmak, Allahü teâlânın büyüklüğünü düşünerek, O'nun karşısında kendi küçüklüğünü anlamaktır Bunu anlayan kimse, hep iyilik yapar Hiç kötülük yapamaz Şartlarına uygun olarak kılınan namaz insanı kötülüklerden uzaklaştırır Nefsine uyanın namazı sahîh olsa da, bu meyveleri veremez Hergün beş kere, Rabbinin huzûrunda olduğuna niyet eden kimsenin kalbi ihlâs ile dolar
Namazda yapılması emrolunan her hareket, kalbe ve bedene faydalar sağlamaktadır Câmilerde cemâ'at ile namaz kılmak, müslümanların kalblerini birbirlerine bağlar Birbirlerinin kardeşleri olduklarını anlarlar
İbâdetlerin hepsini kendinde toplayan ve insanı Allahü teâlâya en çok yaklaştıran yararlı şey, namazdır Peygamberimiz, (Namaz dînin direğidir Namaz kılan kimse, dînini kuvvetlendirir Namaz kılmayan, elbette dînini yıkar ) buyurdu
Namazı doğru olarak kılmakla şereflenen bir kimse, çirkin, kötü şeyler yapmaktan korunmuş olur
Ankebût sûresinin kırkbeşinci âyetinde meâlen, (Doğru kılınan namaz, insanı fahşâdan ve münkerden her hâlükârda uzaklaştırır ) buyuruldu
İnsanı kötülüklerden uzaklaştırmayan bir namaz, doğru namaz değildir Görünüşte namazdır Bununla beraber, doğrusunu yapıncaya kadar, bildiği kadarını yapmayı elden bırakmamalıdır
Büyüklerimiz, (Birşeyin hepsi yapılamazsa, azını da elden kaçırmamalıdır ) buyurdu
Sonsuz ihsân sâhibi olan Rabbimiz, görünüşü hakîkat olarak kabûl edebilir
Böyle bozuk namaz kılacağına, hiç kılma dememelidir Bu sözü din düşmanları çıkarmıştır Böyle bozuk kılacağına doğru kıl demelidir Bu inceliği iyi anlamalıdır
Namazları cemâ'at ile ve huşû' ve hudû' ile kılmalıdır Çünkü, insanı dünyada ve âhırette felâketlerden, sıkıntılardan kurtaracak ancak namazdır Mü'minûn sûresinin başındaki âyet-i kerîmede meâlen, (Mü'minler her hâlükârda kurtulacaktır Onlar, namazlarını huşû' ile kılanlardır ) buyuruldu
Gençlerin ibâdet etmeleri, namaz kılmaları daha kıymetlidir Çünkü, nefislerinin kötü isteklerini kırmakta ve ibâdet etmek istememesine karşı gelmektedirler
Kur'ân-ı kerîmin birçok yerinde namaz kılmak emredilmektedir Ba'zı sinsi din düşmanlarının, câhil müslümanlara, "Sana namazı bağışladım Artık kılma!" yahud "Allahın ve Peygamberin emrettiği namaz, herkesin yaptığı, yatıp kalkmak ve belli şeyleri okumak değildir Allahın ismini zikretmek ve O'nun büyüklüğünü düşünmek demektir " demelerine aldanmamalıdır
Namaz kılmak ölünceye kadar her müslümana farz-ı ayndır Bu şekilde inanmıyan dinden çıkmış olur Namaz, ibâdetlerin en kıymetlisidir Namaz, İslâm dîninin direklerinden en önemlisidir Allahü teâlâ, kullarının yalnız kendisine ibâdet etmeleri için, namazı farz etti Nisâ sûresinin yüzüçüncü âyet-i kerimesinde meâlen; namazın mü'minler üzerine, vakitleri belirli bir farz olduğu bildirilmektedir
Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:
(Namaz, dînin direğidir Namaz kılan dînini yapmış olur Namaz kılmıyan dînini yıkmış olur )
Seher vakti kılınan namaz
Namaz kişinin sığınağı, sıkıntıda olanların, en büyük yardımcısıdır Çok önceleri, Horasan ilinin çok âdil, iyi kalbli bir vâlisi vardı Adı, Abdullah bin Tahir Bu vâlinin jandarmaları birgün bir kaç hırsız yakalamış, vâliye bildirmişlerdi  Getirilirken hırsızlardan birisi kaçtı Hâdisenin olduğu sırada Hiratlı bir demirci de Nişabur'a gitmişti Bir zaman sonra evine dönerken, yolu Horasan'dan geçiyordu Kaçan hırsız olduğunu zannederek, yakaladılar bunu Diğer hırsızlarla vâlinin huzûruna çıkardılar Vâli:
- Hepsini hapsedin! dedi
Bu suçu olmayan demirci, hapishanede, seher vakti abdest alıp, iki rek'at namaz kıldı Ellerini uzatıp:
"Yâ Rabbî! Bir suçum olmadığını ancak sen biliyorsun Beni bu zindandan ancak sen kurtarırsın!" diye duâ etti
Bu mazlûm demirci böyle yalvarırken, vâli evinde uyuyordu Uyurken dört kuvvetli kimsenin gelip, tahtını ters çevirecekleri zaman uyandı uykudan Bu rü'yâdan çok korktu Hemen kalkıp, abdest aldı Namaz kıldı iki rek'at Tevbe istiğfar edip, tekrar uyudu Tekrar o dört kimsenin tahtını yıkmak üzere olduğunu gördü ve uyandı Kendisinde bir mazlûmun âhı olduğunu anladı Hırsızlar hatırına geldi Acaba içlerinde suçsuz olanlar mı vardı?
Vâli hemen hapishane müdürünü çağırtıp sordu:
- Acaba bu gece hapishanede suçsuz birisi kalmış mı?
- Bunu bilemem efendim Yalnız biri namaz kılıyor, çok duâ ediyor Gözyaşları döküyor
- Hemen o adamı buraya getir!
Demirciyi vâlinin huzûruna getirdiler Vâli hâlini sorup, durumu anladı Ve dedi ki:
- Sizden özür diliyorum Hakkını helâl et ve şu bin gümüş hediyemi kabûl et Ayrıca herhangi bir arzun olunca bana gel!
- Ben hakkımı helâl ettim  Verdiğiniz hediyeyi de kabûl ettim Fakat, işimi dileğimi senden istemeğe gelemem
- Niçin gelemezsiniz?
- Çünkü benim gibi bir fakir için senin gibi bir sultanın tahtını birkaç defa tersine çeviren sahibimi bırakıp da, dileklerimi başkasına söylemek kulluğa yakışır mı hiç? Namazlardan sonra ettiğim duâlarla beni nice sıkıntılardan kurtardı Nice muradıma kavuşturdu Nasıl olur da başkasına sığınırım?
Tabiî ki, namazın insanı sıkıntıdan kurtarması için şartlarına uygun ve Cenâb-ı Hakka tam bir tevekkül içinde kılınması şarttır Allaha tam bir teslimiyet şeklinde kılınmalıdır Gerçekten, insan sıkıntıya düştüğünde hemen abdest almalı, namaz kılmalı, Kur'ân-ı kerîm okumalıdır Tecrübeyle sabittir ki, böyle yapanların çok kere, sıkıntılarının hafiflediği görülmüştür Fakat, kılınan namazın şartlarına uygun olması lâzımdır Şartlarına tam uyulmadan kılınan namaz, insanı namaz kılma borcundan kurtarır ise de, vadedilen büyük sevaplara kavuşturmaz Peygamber aleyhisselâm bir gün:
- En büyük hırsız, namazından çalan kimsedir, buyurdu
- Yâ Resûlallah! Bir kimse kendi namazından nasıl çalar? diye sordular eshâbdan O zaman buyurdu ki:
- Namazın rükü'unu ve secdelerini tamam yapmamakla Rükü'da ve secdelerde, belini yerine yerleştirip biraz durmayan kimsenin namazını Allahü teâlâ kabûl etmez
|