10-11-2012
|
#2
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Kıblenin (İstikbal-İ Kıblenin), Kâbe’Ye Yönelmenin Anlamı, Sırları, Faziletleri
Allah (c c ), Kuran-ı Kerim’de bu ilahi tecelliyi şu ayet-i kerimede ‘mübarek (mübaraken)’, ‘hidayet (hüdan)’ kelimeleri ile işaret etmiştir: ‘Doğrusu insanlar için kurulan ilk mabet, kesinlikle Mekke’deki o çok mübarek ve bütün âlemlere hidayet olan Kâbe’dir ’
Tasavvuf literatüründe Kâbe’den gönüllere ulaşan bu ilahi tecelliye feyz denir Feyz, nur gibi ruhun temel gıdasıdır Kâbe’den gelebileceği gibi rabıta sırasında mürşitten de gelebilir Tasavvufta mürşidin kalbi de tıpkı Kâbe gibi ilahi tecellinin yeri olarak kabul edilir Feyz, erbabınca bilinir ki, göğse dışarıdan gelen hoş bir baskıdır Bilindiği üzere letaifler, yani manevi organlar yüzde ve göğüs üzerinde çeşitli noktalarda bulunurlar İşte gerek mürşitten gerekse Kâbe’den gelen bu feyz, letaifleri besler, güçlendirir Bu sayede insanın manevi yükselmesi mümkün olur Ruhun nurdan sonra gelen ikinci besini feyzdir Ruh için nur ekmek ise feyz su gibidir
Bir Müslüman Kâbe’yi sadece taşlardan, siyah örtüden, yani maddi şeylerden ibaret bir yapı olarak görüyorsa büyük bir yanılgı içerisindedir O zaman böyle bir Kâbe’ye doğru secde etmek Allah’a (c c ) şirk koşmaktır Hâlbuki bu din, öncelikle putperestlere savaş açmıştır Kendi içerisinde böyle bir çelişkiyi ve mantıksızlığı barındıramaz Kâbe ilahi tecellinin yeridir Kıble de bunun yönüdür Bu inanış insanı ancak Allah’a (c c ) ulaştırır Böylece mümin Kâbe istikametine yönelip secde edince Allah’a (c c ) secde etmiş olur Şirkten kurtulur Ayrıca bu inanışı sayesinde her zaman Kâbe tarafına yönelerek ilahi tecelliye müşteri olur Kalbini, letaiflerini feyizle doldurur Manevi ilerlemesini ve zenginliğini gerçekleştirerek insanlara yararlı olabilecek bir kıvama gelir
Kıbleye karşı oturmak hem hadislerde hem ayet-i kerimelerde teşvik edilmiştir Peygamberimiz (s a s) bu konuda şöyle buyurmaktadır: ‘Her şeyin en güzel ve en uygun bir şekli vardır Oturma şeklinin en güzeli de kıbleye karşı oturmaktır ’ Ayet-i kerimede ise yüce Allah (c c ) şöyle buyurmaktadır: ‘Her nereden yola çıkarsan yüzünü Mescid-i Haram’a doğru çevir ve her nerede olursanız olun yüzünüzü ona doğru çevirin ki insanlar için aleyhinizde bir delil olmasın… (Bakara suresi, 150)’
Kuşkusuz insan namaz kılarken, kurban keserken, Kuran-ı Kerim okurken, zikir çekerken, rabıta yaparken… kıbleye karşı oturarak oradan da ilahi feyzi almaktadır Ama bu tür bir ibadet olmadan da insan sadece yüzünü kıbleye dönüp oturarak da ilahi feyze nail olabilir Ayrıca ayet-i kerime ile farz olması nedeniyle insana büyük sevaplar ve Allah’ın rızasını da kazandırır
Bir Müslüman öldüğünde mezara gömülürken sağ tarafına yanı üzerine yatırılır ve böylece yüzü, göğsü kıble istikametine konmuş olur Yine Müslümanlar yataklarında da bu şekilde yatmaya gayret ederler Çünkü ilahi feyiz letaiflerin bulunduğu yüz ve göğüs noktalarından algılanır Bu ölünce de yatınca da devam edebilir Buna her zaman müşteri olmak gerekir Kabir hayatını keşfeden pek çok veliye göre Müslüman olarak yaşayıp ölemeyen kişiler, her ne kadar böyle gömülseler de bu tür bir pozisyon hemen azap melekleri tarafından bozulmaktadır Bazı veliler bu çevrilmenin fiziki değil de manevi yüz ve bünye ile olduğunu ifade etmişlerdir Allah (c c ) bizleri bu tür şeylerden korusun Âmin
İnsan ömrünün büyük bir kısmı yatakta uyuyarak geçmektedir Bu zamanı gerek abdestli yatmak, gerekse de yatarken elden geldiğince yüzü kıbleye dönmek suretiyle ibadete çevirmek gerekir
Gün içerisinde gerek evimizde gerekse işyerinde vaktimizin çokça geçirildiği bazı yerler vardır Bize ait veya bizim sıklıkla oturduğumuz bu yerlerde koltuk, masa ve sandalyeler bulunabilir Bunlar kıble istikametine konursa oturduğumuz yerden bizlere Kâbe’den gelecek ilahi feyze vesile olurlar İnsanın oturduğu yerde hem başka işlerini yapması hem de ilahi feyizden yararlanması çok akıllıca bir iştir Kaçırılacak fırsatlar değildir Çünkü hiç zahmet çekmeden, yorulmadan, oturduğu yerden sevaba ve ilahi feyze nail olunmaktadır Bu açıdan yemek yediğimiz yerler bile böyle ayarlanmalıdır Çünkü o az gibi görünen dakikalar bir ömürde toplandığı zaman yılları bulabilir Ebedi kurtuluşumuza ve çok çeşitli ahret nimetlerine vesile olabilirler Bunları küçük görmemek, azımsamamak gerekir Tabii ilahi feyze ulaşabilmek için en azından otururken, kısa bir süre veya ara sıra da olsa, Kâbe’nin karşında olduğumuzun bilincinde olmak gerekir Çünkü ibadet bilinçle ve kalpten geçen bir niyetle yapılır Bunun için karşımızdaki duvarda bir Kâbe resmi veya İslami bir yazı bize bu konuda hatırlatıcı görev yüklenebilir Bir de evin veya işyerin inşasında Kâbe’nin açıları düşünülmediği için oturacağımız yerler, ortamın dekorasyonunda duvara da ters düşmemesi için bir miktar Kâbe yönünden sapabilir Toplam 45 derecelik bir açı ile Kâbe’den sağa ve sola sapma normal bir durumdur Bunları vesvese yapıp da şeytana bu konuda pabuç bırakmamak gerekir Zira her hayırlı işte imtihanın sırrı gereği pek çok engel önümüze çıkabilir Allah’ın emrini yerine getirmek, sevap kazanmak, Allah’ın rızasını elde etmek kolay şeyler değildir Yani haliyle bunlar o kadar ucuz olamaz Kâbe’nin feyzinden yararlanmak gibi büyük bir nimete kavuşmak için hareket ettiğinizde görürsünüz ki bunu engellemek için nefis ve şeytanlar verdikleri vesveseler ile bizleri ve çevrenizdeki insanları kullanmaya başlayacaklardır Bazı kişiler, eşyaların yerlerinin değiştirilmesi meselesinde hiç yoktan büyük problemler çıkaracaklardır
|
|
|