Yalnız Mesajı Göster

Namaz Hakkında Bir Dizin

Eski 10-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Namaz Hakkında Bir Dizin




namaz hakkında bir dizin
Hakkında namaz hakkında bir dizin




Namaz namaz hakkında bir dizin

Namaza huşu ile devam etmek ve Kur’an’ın manasını düşünerek okumak:

Namaz hususunda yazılacak o kadar çok şey var ki, ayrı bir konu başlığı olur Biz burada kısaca namazın önemine değinip geçeceğiz Namaz insanlara dünyevî zevkler nedeniyle Allah’tan gafil olmamaları ve insanın kendi başına bağımsız bir varlık değil, Allah’ın kulu olduğunu hatırlamaları için farz kılınmıştır Namaz, insana Allah’ın varlığını hatırlatmak için günde beş vakit olarak farz kılınmıştır Mahkeme-i Kübra’da (büyük mahkeme olan ahiret gününde) kişinin ilk sorgusu namazdan olacaktır Namazı kolay geçenin diğer sorgulaması da kolay geçecektir Aksi olursa zorlandıkça zorlanacaktır Zaten mümin ile diğerleri arasındaki fark da namazdır Peygamber sallALLAHu aleyhi ve sellem Efendimizin son sözleri “Namaza devam edin…Namaza devam edin…” olmuştur Bu kadar önemli bir ibadeti terk etmek, gafletten başka bir şey değildir
"Namazı dosdoğru kıl, gerçekten namaz hayasızlıktan ve fenalıktan alıkoyar" (Ankebut 45)
Hz Ömer radıyALLAHu anh namaz hususunda şöyle demiştir:
“Kişi namaz kılmaya devam ederse bir gün gerçek namaz kılmayı öğrenir” Yani kıldığı namaz öyle bir zaman gelir ki onu iyiliklere sevk etmeye başlar, haramlardan sakındırmaya başlar Rabbine kul olduğunu ve O’nun ilminin her şeyi kuşattığını bilir ve davranışlarını ona göre ayarlar
Namaza son derece önem veren Hz Ömer radıyALLAHu anh ölüm döşeğinde dahi bu titizliğinden taviz vermemiştir Ateşgede, İranlı bir köle, Hz Ömer Efendimizi namaz kılarken sırtından hançerlemişti Namazını tamamlamak için belini doğrultmaya çalışıyordu Yanındakiler, "Sen namaz kılamazsın" dedikçe, o "namaz" diyor, Rabbine "namaz" diyerek yürüyordu Kendini kaybetmeye başlamıştı Adeta komaya girmişti Uyandırmaya çalışıyorlar, bir türlü muvaffak olamıyorlardı
Bir ara içeriye ashabın gençlerinden Misver ibni Mehrame girdi "Emir-ül Mü’minin’i uyandıramıyoruz!" dediler Yaşı gençti ama, Ömer'i çok iyi anlamıştı:
-Emir-ül Mü'minini namaza çağırın, dedi Birisi, ağzını kulağına doğru yaklaştırdı:
-Es salâh Ya Emira’l Mü'minin / Namaza ey mü'minlerin emiri!" dedi Bıçak keser, ateş yakar, su ıslatır, Ömer namaza çağrılınca kalkardı Uyuyan ve birkaç defa çağrıldıktan sonra "Geliyorum!" diyen bir insanın telaşıyla:
- “Ha Allahi izen” "Tamam şimdi kalktım!" diyerek doğrulmaya çalıştı
Kişi, ibadetlerini yaparken, yakınlarını da asla unutmamalı ve onları da namaza, zekata, oruca ve diğer farizalara teşvik etmelidir Kendisi kalktığında aile efradını da namaza kaldırmalıdır Sabah namazına giderken çocuğum uyanmasın diye ayak uçlarına basarak ve ışığı yakmadan gidiyorsa, ibadetini bu şekilde yaptığında çoluk çocuğunu unutuyorsa, kendisini mesuliyetten kurtarmış olamaz Zira Rabbimiz ayeti kerimesinde:
“Ehline namazı emret ve onda kararlı davran” (Ta-ha 132) buyurmaktadır
Eğer çocuğa küçük yaşta İslamî terbiye verilmezse büyüdüğünde ona hiç güç yetmez O çocuğu, yakıtı insan ve taş olan cehenneme odun olarak hazırlarız ki, bunun baş müsebbibi de biz oluruz O dehşetli günde yakamızı da onun elinden kurtaramayız Ağaç yaşken eğilir diyen atalarımız ne güzel söylemiş Nasıl ağaç kartaldıktan sonra eğilmeyip kırılıyorsa, çocuk da büyüdükten sonra kendi yolunu çizer ve seni hiç dinlemez, dikleşir, sonu isyana kadar gider
Namazı cemaatle kılmak, cemaate devam etmek pek mühimdir Zira müslüman, birlik ve beraberlik ruhunu canlı tutmalıdır Bu da cemaatte vardır Efendimiz –aleyhisselatü vesselam- hadislerinde:
“İçimden, şu cemaate gelmeyenlerin evlerini başlarına yakasım geliyor” buyurarak cemaatin ne kadar önemli olduğunu vurgulamışlardır Onun mektebinde yetişen Hazreti Ömer radıyALLAHu anh da:
“Cennetin yolunu arayan cemaate sarılsın Şeytan tek kişiyle beraberdir” buyurarak cemaatin ne kadar önemli olduğu gerçeğini bizlere bildirmiştir
Namaz, Allah’a imandan sonra yapılması gereken en önemli ibadettir Müminin en önemli vasfıdır Allah Rasulünün tabiriyle “Namaz gözümün nurudur”, dinin direğidir ve insan-ı kamil olmanın birinci basamağıdır Yüce Rabbimiz Kur’an’da mü’minin özelliklerini sayarken:
“Namazı huşu ile kılarlar Onlar (tümüyle boş) şeylerden yüz çevirirler Irzlarını korurlar (Başkalarının ırzlarına bakmazlar) Emanet ve ahiretlerine riayet ederler Namazları titizlikle korurlar Rablerinden saygıyla korkarlar Hayırda yarışırlar Onlar sabrederler” (Mü’minun 1-9) buyuruyor
Müminlerin sözü edilen seçkin nitelikleri herhangi bir ırk, ulus veya ülkeye özgü değildir Bu seçkin nitelikler ancak içten bir iman, güzel ahlak ve hayatın her yönünde öngörülen kurallara uymakla kazanılır
“Mümin”, yüce Allah’ın varlığına ve birliğine inanan anlamına geldiği gibi, başkalarına güven veren ve güvenilen kişi anlamını da taşır Öyle ise mümin, ahdine vefalı, anlaşmalarına sadık, sözü özü bir, dostluğuna güvenilen bir insandır Yüce Rabbimiz, Mü’minûn sûresinin ilk ayetlerinde, kurtuluşa erecek müminlerin vasıflarını açıklamakta ve 8 ayetinde meâlen şöyle buyurmaktadır:
“Yine onlar (o mü’minler) ki, emanetlerine ve ahitlerine riâyet ederler”
Bir mümin, sevdiğini sırf Allah için sever ve ondan maddî bir beklenti içinde olmaz Sır saklar, emanete hıyanet etmez Hz Peygamber aleyhisselatü vesselamın yüksek ahlakına uymaya ve O’nun gibi güvenilir bir insan olmaya çalışır
Yüce Allah, Peygamberlerini güvenilir kişilerden seçmiş ve onlar gönderildikleri toplumlar tarafından da, emin kişiler olarak tanınmışlardı (Şuara 107) Nitekim Mekkeliler, Peygamberimiz aleyhisselatü vesselama, daha peygamber olmadan önce, “el-Emin “ sıfatını vermişlerdi Hatta müşrikler, Peygamber olduktan sonra bile çok güvendikleri için kıymetli mücevherlerini hicrete kadar O’na teslim etmişlerdir
Namaz, sûret-i zâhirede bir şekildir Ama içinde mücerred bir tefekkür âlemi vardır Kişinin namazı ona yaklaşabildiği ölçüde gerçek namaz olur Namaz beşerî faaliyetler içinde ilâhî tecrîde en yakın olan bir amel olarak bilinir
Mu'âz bin Cebel, oğluna şöyle vasiyet etmişti:
"Ey oğlum! Bir namazını kıldığın vakit, o namazın senin kıldığın son namazın olacağını düşün! Bir daha böyle bir namaz vaktine yetişeceğini ümit etme!
Ey oğlum! Mümin olan bir kimsenin iki hayırlı iş arasında ölmesi lâzımdır Yanî bir hayırlı işi yaptığın zaman, ikinci hayırlı işi yapmak niyetinde ve kararında olmalıdır"
Kulun Rabbe dünyâ şartlarında en yakın olduğu kabul edilen secde, şeklî bir hâldir Ama her musîbetten en ziyâde muhâfaza edilen alnın, Allâh’ın huzûrunda en alçak seviyeye, ayak seviyesine indirilmesi bir ruh ifâdesidir Onun temsil ettiği bir psikoloji vardır Kulluk heyecân ve tevâzuunu temsil eder “Sen Rab’sin, ben kulum Sen Hâlık’sın ben mahlûkum!” mânâsınadır O şeklin yüklendiği bir ruh vardır Binâenaleyh, bütün şekilleri İslâm idealize eder İdealize ederken de onlara sırrî, derûnî, ilâhî bir psikolojik maksat katar
Müminlerin seçkin nitelikleri, Hz Peygamber aleyhisselatü vesselamın getirdiği mesajın doğruluğunun pratikte görülen bir ispatı olarak sunulduğunu belirtmekte yarar vardır O’nun örnek ahlakı ve yaşantısının hangi safhasına bakacak olursak kaliteli insanın vasıflarını görürüz Hangi noktasından yürürsek yürüyelim, eşsiz rehberliğinde kurtuluşa açılan bir pencere görürüz


Alıntı Yaparak Cevapla