Prof. Dr. Sinsi
|
Kur'an Da Namaz
Kur'an da Namaz
Hakkında Kur'an da Namaz
KURANDA NAMAZ
mehmet soysaldı
Salât “saliye” fiilinden türemiş olup sözlükte dua etmek, yalvarmak, istiğfarda bulunmak gibi anlamlara gelir İslam ıstılahında ise tekbir ile başlayıp selâm ile tamamlanan birtakım rükün, şart ve sözlerden oluşan yüce bir ibadettir
Salât Kur’an’da pek çok ayete zikredilmiştir Bunların 27’si zekât ile birlikte zikredilmiştir Müstakilen geçtiği yerlerde de tekil ve çoğul olarak 83 ayette geçmektedir Kur’an-ı Kerim’de “Salât” lafzını incelediğimizde, 67 yerde müfret, 11 yerde hem müfret ve hem de zamire muzaf olarak ve 5 yerde de “salâvat” şeklinde çoğul olarak geçtiğini görmekteyiz 1
Ayrıca 3 yerde mâzi fiili olarak “sallâ” (Kıyâme 75/31; A’lâ 87/15; Alak 96/10) şeklinde 4 yerde muzâri fiil olarak “yusallî, ve yusallûne” (Nisâ 4/103; Âl-i İmran 3/39; Ahzab 33/43, 56) şeklinde 4 yerde de emir olarak “felyusalli- salli-sallu” (Nisâ 4/102; Tevbe 9/103; Ahzab 33/56; Kevser 108/2) şeklinde bir yerde de “la tusalli” (Tevbe 9/84) şeklinde, nehy-i hâzır olarak geçtiğini müşâhede etmekteyiz
Salât kelimesinin Kur’an-ı Kerim’de kullanıldığı manalara gelince; eğer salât Allah’tan olursa “rahmet ve kulunun şanını yüceltmek” manasına gelmektedir Nitekim Yüce Allah:
“Allah ve melekleri, peygambere salât etmektedir ” (Ahzab 33/56) yani, Allah ve melekleri peygamberin şanını yüceltmektedirler İbn Abbas’tan gelen bir rivayete göre ayetin manası: “Şüphesiz ki Allah peygambere rahmet etmekte, melekleri ise ona dua ve istiğfarda bulunmaktadırlar” şeklindedir 2
“İşte Rablerinden salâvat ve rahmet hep onlaradır ve doğru yolu bulanlar da onlardır ” (Bakara 2/157)
Bu ayet-i kerime’de geçen “salâvat”ın manası “bağışlamalar” demektir Zira Allah’ın kullarına salâtı ise, kullarını bağışlaması, onların günahlarını affetmesi demektir 3
Daha önce de bahsettiğimiz gibi, eğer salât meleklerden olursa, “dua ve istiğfar etmek” manasındadır 4
-“Bedevî Araplardan kimi de var ki Allah’a ve ahiret gününe inanır, verdiğini Allah katında yakın dereceler kazanmağa ve Resulün dualarını almaya vesile sayar ” (Tevbe 9/99)
Ayet-i kerimedeki “Salavâti’r-Rasul” “peygamberin ona duası ve istiğfarı” manasındadır Nitekim İbn Abbas’ta ayetteki “Salavâti’r-Rasul”den kastedilen “peygamberin istiğfarı” olduğunu söylemektedir Katade’de; “peygamberin duası” manasında olduğunu söylemiştir 5
“Onların mallarından bir miktar sadaka al ki onunla onları temizleyesin, yüceltesin ve onlara salât et; çünkü senin salâtın, onları(n ızdıraplarını) yatıştırır Allah işitendir, bilendir ” (Tevbe 9/103)
Yukarıdaki ayette “ve salli aleyhim”in (onlara salât et) manası, “günahlarının bağışlanması için onlara dua ve istiğfar et” “İnne salateke” “Muhakkak ki senin salâtın”; yani şüphesiz ki senin dua ve istiğfarın onlar için rahmet, vakar ve kalplerinin mutmain olması için sekinedir 6
“Eğer Allah’ın, bazı insanları diğer bazılarıyla (bertaraf etmesi) savması olmasaydı, içlerinde Allah’ın ismi çok anılan manastırlar, kiliseler, havralar ve mescitler yıkılırdı ” (Hac 22/40)
İlim ehli bu ayetteki “salâvat”tan kastedilen mana hakkında ihtilaf etmişlerdir İbn Abbas, bu ayetteki “salâvat”tan kasıt, “el-Kenâisü“ kiliselerdir, demiştir Dahhak ise, “salâvat”tan kastedilen şeyin Yahudilerin havraları olduğunu ve onların havrayı “salûtâ” olarak isimlendirdiklerini söylemiştir Katâde’de “salâvat”tan kasıt, “Yahudilerin havralarıdır” demiştir Ebu’l-Aliye ise, bu ayetteki “salâvat”’tan kasıt, Sabiilerin mescidleridir, demiştir Mücâhid ise ayette geçen “salâvat”tan kasıt, “Müslümanların ve Ehl-i Kitabın yollarda bulunan mescitleridir” demiştir İbn Zeyd ise; “salâvat”tan kasıt, “İslâm ehlinin mescidleridir”, demiştir 7
Namaz manasına gelen “salât” ise, Kur’an-ı Kerim’de 80 ayetten fazla yerde geçmektedir Salât lafzı, Kur’an-ı Kerim’de en fazla bu manada kullanılmıştır Bu manadaki ayetlerden birkaç örnek verelim:
“Namazı bitirdiğiniz zaman ayakta, oturarak ve yanlarınız üzerinde (uzanarak) Allah’ı anın; güvene kavuştuğunuz mu namazı (tam) kılın Çünkü namaz, mü’minlere vakitli olarak farz kılınmıştır ” (Nisâ 4/103)
“Namazı kılın, zekâtı verin, rükû edenlerle beraber eğilin ” (Bakara 2/43)
“İnsanlara güzel söz söyleyin, namazı kılın, zekâtı verin ” (Bakara 2/83)
“Yavrucuğum, namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçir ve başına gelene sabret Çünkü bunlar, Allah’ın yapmanı emrettiği kesin işlerdendir ” (Lokman 31/17)
Yukarıdaki ayetlerde de görüldüğü gibi Kur’an namaz üzerinde çok durmuştur Çünkü namaz ikâme edildiğinde kişiyi her türlü kötülükten alıkoyup takvâ sahibi yapar Muttakî olan kişi de ilahî azaptan kurtulur
Kur’an, namazı imân ve takvâ’nın bir gereği saymıştır:
“İşte o kitap kendisinde hiç kuşku yoktur; takva sâhipleri için yol göstericidir Onlar ki gaybe inanırlar, namazı kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah için harcarlar ” (Bakara 2/2-3)
Namazı huşû’ ile ve sürekli olarak kılan mü’minleri övmüştür:
“Namazlarını saygı ile kılan mü’minler başarıya erdiler ” (Mü’minûn 23/1-2)
“Ve namazlarını koruyan mü’minler başarıya erdiler ” (Mü’minûn 23/9)
Kur’an, namazı kitab ve vakitli farz olarak nitelendirmiştir: “namaz mü’minlere vakitli bir kitabtır (vakitli olarak kılmaları yazılmıştır)” (Nisâ 4/103)
Allah’ın diğer emir ve nehiylerinin yararlarını vurgulayan Kur’an, namazın ahlâkî ve sosyal yararlarına da işaret etmiştir:
“Ey inananlar sabırla ve namazla yardım dileyin Kuşkusuz Allah, sabredenlerle beraberdir ” (Bakara 2/53)
“O kitap’tan sana vahyedileni oku, namazı kıl Doğrusu namaz, kötü ve iğrenç şeylerden vazgeçirir Allah’ı anmak elbette en büyük (ibadet)tir Allah yaptıklarınızı bilir ” (Ankebût 29/45)
Yüce Allah Peygamber’ine, üzüntü ve tasalarını namazla tedâvi etmesini emretmiştir:
“Andolsun, onların söylediklerine senin canın sıkıldığını biliyoruz Sen Rabbini överek tesbih et ve secde edenlerden ol (namaz kıl) ve yakîn gelinceye (ölünceye) kadar Rabbine kulluk et ” (Hicr 15/97-99)
Hiç kuşkusuz iman ve kalb huzuru ile kılınan namaz, insanı kötü düşüncelerden, korku ve ızdıraptan kurtarır O insan dünya için üzülmez, Allah’tan başka yarar ve zarar veren görmez Herşeyi Allah’tan bilir, yalan ve nifaktan utanır Her an kendisini Allah’ın huzuruna durmağa hazırlar Ankebût suresinin 45’inci ayetinde bildirildiği üzre kötülüklerden, çirkin işlerden kaçınır; Meâric suresinin 19-34’ncü ayetlerinde bildirildiği üzre sabırsızlıktan, huysuzluktan sakınır, yüksek ahlâk ile bezenir İşte asıl namaz, sâhibine bu yüksek ahlâk ve karakterleri kazandırır Sahibine bu vasıfları kazandırmayan namaza gerçek namaz denmez Nitekim Peygamber sall ” 8 Zira namaz ibadeti, namaz kılan kimseye yüksek bir ahlak, sağlam bir şahsiyet ve karakter kazandırır O kimseyi, salih ve muttaki kimseler derecesine çıkarır
* Fırat Ünv İlahiyat Fakültesi Prof Dr
Dipnotlar:
1- Bkz , Bakara 2/157, 238; Tevbe 9/99; Hac 22/40; Mü’minûn 23/9
2- et-Taberî, Ebû Câfer Muhammed b Cerir, Câmiu’l-Beyân an Te’vîli’l-Kur’an, Mısır, 1954, XXII, 43
3- et-Taberî, age , II, 42
4- Ateş, Süleyman, Yüce Kur’an’ın Çağdaş Tefsiri, VII, 196
5- et-Taberî, age , XI, 5
6- et-Taberî, age , XI, 16
7- Bkz , et-Taberî, age , XVII, 176, 177
8- İbn Kesîr, Tefsir, III, 415
|