10-11-2012
|
#3
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Haya İmandandir
Kullardan utanırız Ama gerektiği yerde, gerektiği şekilde değil Haklarını hoyratça gasp ederiz, kendilerine verdiğimiz sözleri tutmayız Olmadıkları yerde haklarını savunmaz, gıybetleri mi yapılıyor, bir cümle de biz ekleriz!
Sonra yüzlerine gülmekten hayâ etmeyiz de
Evimize misafir geldiklerinde, Allah Tealâ’nın nimet olarak bahşettiklerini onlara ikram ederken utanır, sıkılırız:
Kusura bakmayın, size layık değil ama ev de biraz dağınık!deyiveririz
Bir güler yüz, bir güzel söz, bir bardak su ne güzel ikramdır oysa
Rabbimiz bizden hayâ eder Biz sıkılmayız
Gönüllerimiz bu dağınıklılığıyla onu kabul etmeye hazır mıdır?
O’na layık mıdır, secdelerimiz, rükûlarımız?
O’nu hakkıyla tesbih ve tenzih edebildik mi?
Allah ve Rasulü’nden utandıkları gibi
Muhakkak ki sahabilerin hepsi birer hayâ timsali idi Nitekim Allah Rasulü s a v ; Hayâsı olmayanın dini de yoktur buyurmuşlardır
Bir gün Efendimiz s a v bir arkadaşına rastladı ki, o Ensar’dan bir sahabiye şöyle diyordu:
- Sen çok hayâ ettin Sana hayâ zarar verdi!
Bu sözleri duyan Efendimiz s a v :
- Onu bırak, zira hayâ imandandır ve hayâ ancak hayır getirir, buyurdu
Hz Osman r a ise hayâ ile vasıflanmış, hayâ cihetiyle diğer sahabilerden daha fazla öne çıkmıştı
Bir gün Rasulullah s a v ’in huzurunda bir melek duruyordu O sırada oradan Hz Osman r a geçti Melek:
- Bu geçen kimdir, diye sordu Rasulullah s a v :
- Affan oğlu Osman’dır buyurdular Melek Hz Osman’ın ismini işitince ayağa kalktı ve şöyle dedi:
- Ya Rasulallah ! Bu zattan bütün melekler utanır, ona muhabbet ve hürmet ederler Onun Hak Tealâ katında mertebesi çok yüksektir
Hz Osman r a güzelliği ile Yusuf a s ’a benzerdi Anlatıldığına göre Allah Rasulü s a v onun yüzünün tamamını pek çok kez görmek istemiş, fakat görmesi mümkün olmamıştı Bu halini bir gün Cebrail a s ’a anlattı Cebrail a s şöyle dedi:
- Ben de onun yüzünü iyice göremedim Osman’ın hürmeti, büyüklüğü, haşmeti biz meleklerin kalbinde o kadar yer etmiştir ki, cemalini seyretmekten bizi alıkoymuştur Her gece yarısı evinden mescide gelirken onun haşmet ve hayâsı yerdeki ve göklerdeki melekleri utandırır, mahcup eyler

Bir gün Peygamberimiz s a v Hz Aişe r a ile oturuyordu Hz Ebu Bekir r a izin isteyerek yanlarına geldi Daha sonra müsaade isteyerek Saad bin Malik r a içeriye girdi Her ikisi de geldiğinde Rasulullah s a v ’ ın mübarek dizleri açıktı, onlarla o şekilde konuşuyordu Sohbetleri devam ederken Hz Osman r a geldi ve girmek için izin istedi Allah Rasulü s a v elbisesini dizlerinin üzerine çekti, Hz Aişe Validemiz’e Sen geri çekil buyurdu Bir süre sohbet ettiler ve izin isteyerek kalktılar
Hz Aişe r a Efendimiz’in tavrına bir mana verememişti, sordu:
- Ey Allah’ın Rasulü , babam ve arkadaşı içeri girdiğinde elbiseni dizlerine çekmedin, beni de yanından uzaklaştırmadın Osman içeriye girdiğinde ise farklı bir tavrın oldu Rasul -i Ekrem s a v buyurdu ki:
- Ey Aişe , meleklerin utandığı bir adamdan ben utanmayayım mı? Varlığımı kudret elinde bulunduran Allah’a yemin ederim ki, melekler Allah ve Rasulü’nden utandıkları gibi Osman’dan da utanıyorlar Sen benim yanımda iken Osman içeri girseydi, yanımızda kaldığı müddetçe ne konuşur, ne de başını kaldırırdı
Gönül incelir de kanatlanır
Hz Osman r a hanımı Hz Rukiye r a ile oturuyordu Hanım yardımcılarından biri yemek getirdi Hz Osman r a yemek getiren hanıma baktı Hanımı bu bakışı fark etti, üzüldü Hz Osman r a hanımının üzüldüğünü anladı Durumu izah etti:
- Ey Rukiye! Onun yüzüne bir maksatla bakmadım Hiçbir kastım olmadığını Allah Tealâ biliyor, dedi ve yemin de etti
Hz Rukiye r a ’ ın içi rahatladı, teselli buldu O bakış muhakkak ki gayri iradî, manasız bir bakıştı Hz Osman r a durumu anlatmış, eşinin gönlünü de almıştı Fakat buna rağmen Allah Rasulü’nün kızı mahzun olmuştur diye kefaret vermek istedi ve yüz köle azat etti
Allah Rasulü s a v ’i çok severdi ve O’nun kızı sevgili eşini bir an için istemeyerek de olsa incitmekten haya ederek bu kefareti ödemişti
Elbet, bu kadar incelmiş bir gönle açılırdı semanın kapıları
|
|
|