Yalnız Mesajı Göster

Haya Nedir? Haya'nın İslamdaki Anlamı Nedir?

Eski 10-11-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Haya Nedir? Haya'nın İslamdaki Anlamı Nedir?






DOĞRULUK VE İHLÂS

Hakk’ın doğruluk makamında oturanların, orasını yurt edinenlerin derecesi; arştan da yücedir, kürsüden de

Her cüz’ünü doğrulara uyup doğrult Ey doğru yola giden, o eşikten başını alma!

Ok gibi doğru ol da yaydan kurtul! Çünkü her doğru okun yaydan fırlayacağına şüphe yok

Teraziyi, terazi doğrulttuğu gibi, terazinin değerini azaltan da yine terazidir

Gönül, yalan sözden istirahat bulmaz Suyla yağ karışık olursa çırağ aydınlık vermez

Doğru söz kalbe rahatlık verir Doğru sözler, gönül tuzağının taneleridir

Allah, “Ey eğri adam, kulağını, kuyruğunu sallama

Doğrulara, doğrulukları fayda verir” dedi

Musa’nın doğruluğu, sopaya ve dağa tesir eti, hattâ azametli denize bile dokundu

Muhammed (as)’ın doğruluğu da ayın yüzüne tesir etti Hattâ parlak güneşin bile yolunu vurdu

Doğruluk, can vermektir Kendinize gelin de bu hususta ileri geçin Kur’ân’dan “Erler vardır ki Allah’la ettikleri ahdi bozmadılar, ahitlerine doğrulukla sarıldılar” âyetini okuyun!

Doğruların güzel yüzlerindeki nur, bedenleri yok olsa da kıyamet gününe kadar kalır

Senin tesbihin su ve topraktan bir buhardır; (ama) kalpteki ihlâs (ile verilen) nefes, cennet kuşu olur

Hikâye

Kulluktaki ihlâsı Ali’den öğren, Allah aslanını hilelerden arınmış bil

(Ali) savaşta bir yiğidi altetti, hemen kılıcını çekip üstüne saldırdı

O kişi, her peygamberin, her velinin öğündüğü Ali’nin yüzüne tükürdü
Öyle bir yüze tükürdü ki ay, secde yerinde o yüze secde eder
Ali, derhal kılıcı elinden attı, onunla savaşmaktan vazgeçti
O savaşçı er, bu işe, bu yersiz af ve merhamete şaşırıp kaldı
Dedi ki: “Bana keskin kılıcını kaldırmıştın, neden kılıcı indirdin ve beni bıraktın?”
Ne gördün ki bu derece kızgınken kızgınlığın yatıştı; böyle bir şimşek çaktı, sonra sönüverdi?
Ali dedi ki: “Ben kılıcı Allah için vuruyorum Hakk’ın kuluyum, ten memuru değil
Benim sakınmamda ancak Allah içindir, vermem de Tamamıyla Hakk’a aitim, başkasına değil
Sen, benim yüzüme tükürünce nefsim kabardı, hiddet ettim, huyum harap, berbat bir hale geldi
Öyle bir hale geldim ki o anda savaşımın yarısı Allah içindi, yarısı nefsim için (Halbuki) Allah işinde ortaklık olmaz
Kafir bu sözü işitti, gönlünde öyle bir nur zuhur etti ki zünnarını kesti
Ben, cefa tohumunu ekmiştim, seni başka türlü sanıyordum
Halbuki sen tek huylu bir teraziymişsin, hatta her terazinin oku senmişsin
Meğer sen benim soyum sopummuşsun; meğer çırağımın, dinimin aydınlığı senmişsin!
Ben o görür göz arayan çırağın kulu, kölesiyim ki senin çırağın da ondan nurlanmış, aydınlanmıştır
“Bana kelime-i şahadeti söyle, ben de söyleyeyim ki seni zamanın en yücesi gördüm” dedi
Onunla beraber akrabasından, kavminden elli kişiye yakın kimse de âşıkçasına dine yüz tuttular ve Müslüman oldular

(I/3499, II/0121, I/1385, II/0122, 2735, 2736, III/740, V/2775, 2776, 3820, VI/4715, I/0866, Hikâye: I/3721-3727, 3729, 3787, 3805, 3976, 3977, 3980-3984, 3986, 3987)

Mesnevi'den



Alıntı Yaparak Cevapla