Prof. Dr. Sinsi
|
Kötü Ahlak Güzelleşir Mi?
kötü ahlak güzelleşir mi?
Hakkında kötü ahlak güzelleşir mi?
kötü ahlak güzelleşir mi?
Gerçi bazı huyları değiştirmek güçtür Fakat imkânsız değildir Tedavi sayesinde bazı hastalıklar, tesirsiz bir hâle geldiği gibi, terbiye ve mücadele sayesinde de bazı huylar, hiç olmazsa tesirini gösteremez bir hâle gelir, güzel huyların karşısında siner, kalır
Hakikî imân, kalbi her türlü şirkten, inkârdan, şüphe ve nifaktan boşaltıp arındırır ve orayı ilâhî tecellinin aynası hâline getirip feyiz ve rahmet kaynağı kılar Hiç şüphe yok ki, insan aslında düzgün bir tabiata sahiptir Ulûhiyet fikrini kavramıştır Artık insana, bu düzgün tabiatına aykırı bir harekette bulunması, kötü inanç ve ahlâkla kendini kirletmesi hiç yakışır mı?
İnsan, nefsini bâtıl inançlardan temizlemeye çalışmalı, ahlâkını da düzeltmeye gayret göstermelidir Kimi insanlar derler ki:
"Ahlâk denilen ruhî melekeler, yaratılıştan gelmektedir; bunları değiştirmek mümkün değildir " Fakat bu fikir doğru değildir Ahlâk; "ister yaratılıştan gelsin ve ister kimilerin dediği gibi insandaki gelişimin neticesi veya kabiliyetinin bir eseri olsun, düzeltilmesi mümkündür "
Bilindiği üzere, bir meyve çekirdeğinin büyük bir kabiliyeti vardır Bu çekirdek, nice ağaç ve meyve verme gücüne sahiptir Bu çekirdek yetiştirildiği takdirde nice ağaçlar elde edilir, o ağaçlar yeşil yapraklar, rengârenk çiçeklerle bezenir ve çeşit çeşit meyveler verir İşte insanda da tohum hâlinde ahlâk kabiliyeti vardır İnsan çalışır, nefisle mücadelede bulunursa, kendisindeki bu kabiliyet açığa çıkar, güzel ahlâklar meydana gelir ve kötü ahlâklar yok olup gider veya pasif hâlde kalıp aktif hâle geçmez
Düşünmelidir ki, birtakım vahşî hayvanlar bile terbiyenin tesiriyle âdeta tabiatlarını değiştiriyorlar ve evcil hayvanlar arasına giriyorlar Birtakım yabanî bitkiler dahi terbiye sayesinde başka bir renk ve canlılık ile bahçelerimizi süslüyorlar
Yine bazı âdi taş parçaları da kapkara bir hâlde iken yapılan işlemler sayesinde parlıyor Birer pırlanta ve elmas olarak gözlerimizi kamaştırıyor Öyleyse en seçkin varlık olan insanın ahlâkı niçin düzelmeye müsait olmasın?
İnsanların ahlâkı değişebilir Çirkin huylar güzel huylara dönüşebilir buna "tehzibi ahlâk" denir Bunun için Nebiyyi Zişan Efendimiz:
"Ahlâkınızı güzelleştiriniz " diye buyurmuştur
Nefisleriyle mücadele eden nice zatların ne güzel huylar kazandıkları çokça görülmektedir Riyazet, terbiye; hayvanlara, otlara, çiçeklere, hatta taşlara tesir edip dururken insanlara tesir etmez mi? "Huy canın altındadır, can çıkmadıkça huy çıkmaz " sözü her yönüyle doğru değildir Gerçi bazı huyları değiştirmek güçtür Fakat imkânsız değildir Tedavi sayesinde bazı hastalıklar, tesirsiz bir hâle geldiği gibi, terbiye ve mücadele sayesinde de bazı huylar, hiç olmazsa tesirini gösteremez bir hâle gelir, güzel huyların karşısında siner, kalır
Güzel inanç ve güzel ahlâktan mahrum olmak ne büyük bir felakettir!
AHLÂKSIZLIK MİLLETLERİ
TARİH SAHNESİNDEN SİLMİŞTİR
Dünya tarihi gösteriyor ki, hangi millette böyle sapıklar, ahlâkî değerlerden mahrum olanlar türediyse, o milletin ahlâkı ve birliği bozulmuş, kuvveti ve direnci kırılmış ve sonunda da yok olup gitmiştir
Sonuç olarak, dinsizlik ve ahlâksızlık akımı, bütün beşeriyet için bir felaket ve en büyük beladır Bu zararlı akımın önü alınmadıkça, insanlık âlemi için kurtuluş ümidi yoktur
İnsan güzel inanca ve güzel ahlâka sahip olmalıdır ki, hem dünyada hem de âhirette felaha ve kurtuluşa erişebilsin Bu da kuru lâf ile değil, dinin talimatı gereğince ciddî bir şekilde çalışmakla elde edilir Bir zat ne güzel demiştir:
"Kurtulmak istiyorsun Ama kurtuluş yolundan gitmiyorsun Gemi kuru yerde yüzmez bilmiyor musun?"
Gerekeni yapmak ve doğru yolu takip etmek lâzımdır Dolayısıyla selâmet ve saadet sahiline kavuşmak isteyenler, hak dine, üstün ahlâka sarılmalı ve bunların gösterdiği yoldan ayrılmamalıdır
Sonuç olarak, insanın kurtuluşa ermesi için arınması lâzımdır Ancak sadece bu yeterli olmayıp bedenî ibadetlere de ihtiyaç vardır İşte:
"Ve Rabbinin ismini zikredip de namaz kılmıştır "(1) âyeti kerimesi bunu ifade etmektedir
Hiç şüphesiz zikrullah çok büyük bir yücelik taşımaktadır Zikrullah kalbin cilası, ruhun gıdasıdır İnsan Cenâbı Hakk'ı sürekli zikretmelidir
Gafilce yaşamak insana yakışmaz "Allah, Allah" demek, Kur'anı Kerîm'i okumak, kelimei tevhide devam etmek zikirdir Allah'ın kudretinin eserlerini ve büyüklüğünü düşünmek zikirdir
Namazın dahi yüce bir ibadet olduğu bilinmektedir "Ve Rabbinin ismini zikredip de namaz kılmıştır " âyetindeki "namaz kılmıştır" fiili, genel olarak zikredildiğinden bu hem farz namazları, hem de vacip namazları içerir
Namaz, Allah Teâlâ'yı yüceltmek, anmak ve O'na karşı ibadet borcunu ödemek, O'ndan rahmet ve hidayet dilemektir Namaz, ibadetin en olgun şeklidir Zira insanı ruh temizliğine götürecek bu ibadetten önce beden ve elbise temizliği farz kılınmıştır "Allahu ekber = Allah en büyüktür" sözüyle, Allah Teâlâ'dan başka düşünceler atılır, gönül yalnız Allah Teâlâ'yı anmaya yöneltilir "Allah'u ekber" sözüne tahrime denir ki, Allah Teâlâ'dan başka şeylerle uğraşmayı haram kılmak demektir Rükûndan rükûna geçildikçe bu tekbir tekrar edilir Allah Teâlâ'nın huzuruna duran mü'min her rekâta Fatiha'yı okuyarak övgü ve ibadetin yalnız Allah Teâlâ'ya yapılacağını, hidayet ve rahmetin yalnız O'ndan bekleneceğini söyler, rükû ve sücudunda Allah Teâlâ'yı tesbih eder Namaz, iman ve takvanın bir gereğidir Namazı huşû içerisinde ve vaktinde kılmak lâzımdır Namazın ahlâkî ve sosyal faydaları da bulunmaktadır
Hiç kuşkusuz iman ve kalp huzuru ile kılınan namaz, insanı kötü düşüncelerden, korku ve ıstıraptan kurtarır O insan dünya için üzülmez, Allah'tan başka yarar ve zarar veren görmez Her şeyi Allah'tan bilir, yalan ve nifaktan utanır Her an kendisini Allah'ın huzuruna durmaya hazırlar
Namaz; "haramlardan, kötülüklerden, çirkin işlerden men eder " Sabırsızlıktan, huysuzluktan sakındırır, yüksek ahlâk ile bezendirir İnsanı daima Allah duygusunun kontrolü altında tutar Bu kontrol altında hayat yoluna devam eden insan da her an önüne çıkması muhtemel olan haram engellere ayağını taktırmadan ve günah çamuruna bulanmadan emniyet içinde yürüyebilir Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimiz'in, bir evin önünden akan pırıl pırıl, temiz bir suya benzettiği namaza devam edelim ki, o, bizim büyük günahlardan korunmamıza ve arada vaki olacak küçük günahlarımızdan da af olunmamıza sebep olsun
|