10-11-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Hiç Yüzünü Görmeden Âşık Oldunuz Mu Birine ?
Hiç yüzünü görmeden âşık oldunuz mu birine ?
Hakkında Hiç yüzünü görmeden âşık oldunuz mu birine ?
Hiç yüzünü görmeden âşık oldunuz mu birine ?
Ezelde âşık olmuşum sadece bir isme 
" Bu nasıl iştir ?! " demeyin 
Ben de bilmiyorum, ama oldu işte!
Her an şaşılacak işler olmuyor mu yerde ve gökte?
Bir ismin peşinde koştum durdum yıllarca ümitsizce 
Acaba kimdir, bilir miyim, yüzünü görür müyüm? diye 
Ansızın karşılaşıverdim O'nunla zamanın bir yerinde 
Yer ve gökte ararken Öz'de buldum,
Sen'de ararken Ben'de buldum derler ya,
İşte öylesine 
Meğer ne de güzelmiş O Gül yüzün 
Ey benim nazlı yarim, sevda çiçeğim, aşk bahçem 
Öyle bakma! O bakışın bir hançer, canım Kudret elinde 
Ne yana dönsem, sadece Sen ! Yalnız Sen !
Mecnûnum, aşkından olmuşum bir divâne 
Bir varmış, Bir yokmuş, evvel zaman içinde, zaman hayal içinde
Hani o vakitler çağırmıştın beni, gönülden sessiz ve gizlice ?
" Çiçeği dalından kim kopardı, seni BEN'den kim ayırdı ?
Ben Gül'üm, sen bülbül, dön gel yine BEN'im ol ! " diye 
Gelmez miyim Yâr, Belî ! elbette ! elbette !
İşte o gün bir yemin ettim ilâhi aşkımız üstüne 
Sözleştik O Arşın altında BİR'leşmek üzere 
Vakit o vakit, bugün neş'e var, aşk var evimizde 
Düğün dernek kuruldu Gül bahçemizde 
Melekler koşuşuyor bir telaş, pür telaş içinde
Bir o yana, bir bu yana, hepsi de delicesine 
En güzel ilâhiler söylenirken o yüksek burçlarımda 
Güneş, ay ve yıldızlar raks eder semalarımda 
Bir bir çıkarıp attım o eski elbiselerimi de 
Kuğular gibiyim bembeyaz gelinliğimle 
İnciler taktılar sırma saçımın örgüsüne,
Sürmeler çektiler gözümün kısırdöngüsüne,
Gül suları serptiler aşkınla yanan şu zavallı göğsüme,
Hûriler kan kırmızı bir şerbet verdiler elime,
Taze gül yaprakları da dökülmüş üstüne 
Mikâil tatlı bir meltem estiriyor başımda yine 
Cebrâil hayretten secde etmiş, çok şaşkın bu işe,
Ömründe hiç böyle aşk görmemiş mi ne?!
İşte duyuyorum defler çalınıyor bir yerlerde,
Sevdiğim sesleniyor, '' Bir AN'da, ansızın geliver ! '' diye 
Ne duruyorsun İsrâfil, artık şu Sûr'a üfle!
Varsın kıyamet kopsun külliyen alemde, bundan kime ne?
Aşk ile BİR olacağız, kâinat duysun ezelden ebede 
İşiten, gören, bilen herkes dâvetli bu düğüne 
Selâmun aleykum Azrail !
Çok sevindim seni gördüğüme 
Hazırım, gidelim 
Örtün artık şu duvağı yüzüme!
|
|
|