10-11-2012
|
#2
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Edepsizlik Ve Haddi Aşmak Üzerine
Tarihi derslerin Masallaştırılması
Dondurulmayı Tarih araştırmalarında da görmekteyiz Bir müslümanın görevi, tarihe yönelip geçmişte yapılan hataları adaletli ve delilli bir biçimde sorgulamak ve bu sorgulamanın sonuçlarında elde edeceği dersleri bugününde ve geleceğinde uygulamaktır Geçmişteki hataların kan davasını gütmek te cahili bir yaklaşım olur Aynı şekilde tarihinde elde edilen başarıların da hamasetini yapmak değil hangi süreçle, nasıl bir yöntemle başarıya ulaşıldığını bulmak ve bunu bugün/gelecek yolunda tatbik etmeye çalışmak olmalıdır
Oysa tarihi sorgulanamaz bir kutsal mumyalar geçidi olarak bize dayatan yaklaşımlar hemen koruma altına aldıkları mumyalarının muhafızı kesilmektedirler Resulullah'ın arkadaşları olarak kutsanan ilk dönem müslümanları topatn “adil” ilan edilerek yaptıkları bariz hatalar unutulmaya, hasır altı edilmeye çalışılmakta yukarıda belirttiğimiz Müslümanca tarih okuma girişimleri “sahabeye saygısızlık!” adı altında peşinen mahkum edilmektedir Birbiriyle savaşan, binlerce insanın öldüğü bir ortamın tahlilini yaptırmamak ancak mumya muhafızlarının taklitçiliğine zarar verebilir “Neden Asr-ı Saadeti kısa bir süre içinde kaybettik?” sorusunu Kur'an'daki sünnetullah ilkelerinden kalkarak sormaz isek bugün içinde bulunduğumuz durumu da anlayamayız Tüm ümmeti kandıran, binbir hileler düzenleyerek Kur'an'ın sosyal adalet, devlet anlayışına zıt, cahili saltanat düzenlerini ihdas eden, Tevhid ve Adaleti sunan müslümanlara işkence yapan, sürgüne gönderen, şehid eden insanların amellerini irdelememek Kur'an'ın tarih ilkelerini anlamsızlaştırıp onları “geçmişin masalları” hükmüne indirgemek değil midir? Bugünün zalimlerinin ve o zalimlere karşın bugünkü insanların tepkisizliğinin kökenlerinde hep bu “zalim iktidara itaat ve kadercilik” bilinçaltı yatmamakta mıdır?
Kur'an'a, Resulullah'a, onun seçkin, İslami ilkelere sadık kalmış sahabesine, daha sonra gelmiş tevhid ve adalet için zulüm düzenlerine karşı cihad etmiş müminlere saygısızlık olmaz mı geçmişteki zalimleri sorgulamamak aksine onlara layık olmadıkları değerler atfetmek?
Ancak "Edep" ve "Edepsizlik" ya da "Hadd" ve "Haddini Bilmek" bağlamındaki önceliklerimiz nelerdir? Hayat Rehberimize bakalım o zaman:
“Ve dedik ki: "Ey Adem, sen ve eşin cennete yerleşin, ikiniz de orada dilediğiniz yerde bol bol yiyin, ancak şu ağaca yaklaşmayın ki, Haddini aşan zalimlerden olmayasınız " (Bakara 2/35)
“Sonra onun arkasından birçok peygamberleri kavimlerine gönderdik; onlara açık mucizelerle vardılar, fakat önce yalan dediklerine yine de bir türlü inanmak istemediler İşte Biz sürekli Haddi aşanların kalplerini böyle mühürleriz ” (Yunus 10/74)
“De ki: "Ey kendi aleyhlerine Haddi aşmış kullarım, Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah, bütün günahları bağışlar Şüphesiz ki O, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir " (Zümer 39/53)
Evet Haddi Aşmak ya da Haddi Gözetlemek Öncelikli Had ALLAH'ın Haddidir Bunu herkes biliyor zaten Ama gereken önceliği göstermiyor sanırım ALLAH'ın Haddlerini Sınırlarını hem de "Gayb" gibi tüm insanlar için mutlak bir bilgisizlik alanını aşmak bu konuda ileri gitmek ALLAH'ın Haddlerini aşmak değil midir? Ciltlerce Kitap yazıp Geleceği bilmeye yönelik hiçbir ilmi dayanağı olmayan yöntemlerle spekülasyonlar yapmak ALLAH'IN Haddlerini aşmak değil midir? Allah'ın haddlerini aşanları ilmi dayanaklara binaen eleştirmek gibi makul bir girişimi haddi aşmak adı altında linç etmeye çalışanlar, Allah'ın haddlerini gözetmeyip en azından gereken önemi vermeyip kendi şeyhlerini, ulu önderlerini, önyargılarını, dokunulmaz kutsallarının dokunulmazlık sınırlarını uyani haddlerini mi öncelemektedirler?
Peki Edep nedir?
Değerlerin, delillerin değil maalesef gücün, otoritenin, karizmanın, kafa sayısının önemli olduğu bir ortamda insanlara gösterilen aşırı saygı Kur'an'ın ve Resulünün onayladığı bir saygı çeşidi değildir Üstünlüğün ancak Takva ile olduğu gerçeğini bize bildiren (Hucurat 49/13), ilme dayanmayan herşeyin değersiz olduğunu belirten (İsra 17/36)Kur'an'da “edepsizlik” “Fahşa” kavramıyla ifade edilmektedir Bir müslüman olarak kullanacağımız tüm kavramların Kur'an'la şekillenmesi gerekmektedir
“Onlar bir Edepsizlik yaptıkları zaman da: "Atalarımızı böyle bulduk ve bize bunu Allah emretti " derler De ki: "Allah, Edepsizliği emretmez Bilmediğiniz şeyleri Allah'ın üzerine mi atıyorsunuz?" (Ar'af 7/28)
Yukarıdaki ayette de gördüğümüz gibi Rabbimiz Allah adına mesnetsizce konuşmayı ve atalar geleneğine mukallitçe tabi olmayı edepsizlik olarak tanımlamaktadır Edep ALLAH'ın Mesajlarına duyulan saygıdır:
“Fakat iman edip güzel işler yapanlar ve Rablerine Edeple gönülden itaat edenler, işte bunlar, cennetliklerdir; orada sonsuza dek kalacaklardır ” (Hud 11/23)
“Sana vahyedilen Kitabı güzel güzel oku ve namazı kıl! Muhakkak sahih namaz Edepsizlikten ve uygunsuzluktan alıkoyar Muhakkak Allah'ı anmak en büyük iştir ve Allah, her ne işlerseniz bilir ” (Ankebut 29/45)
Sizce ALLAH'IN SÖZÜ ne kadar değerlidir? ALLAH'ın Sözü beni haber veriyor ismim Kur'an'da yazılı, yazdığım kitapları ALLAH KİTABINDA HABER VERİYOR desem bu ALLAH'A VE KİTABINA Edepsizlik olmaz mı? Mesela birisi sizin adına siz öyle demeseniz de sanki siz demiş gibi bir falanca kitaplarında benim kitaplarımı övüyor deyip sizin isminiz üzerinden prim yapsa bu size ve okuyucularınıza bir "edepsizlik" olmaz mı? Kaldı ki Dünyadaki Tüm Sözlerden kıyas kabul etmeyecek derece ÜSTÜN BİR KELAM'dan bahsediyoruz ALLAH'IN KELAMINDAN  ALLAH'I ve HADDLERİNİ karizma sahiplerinin her durumda sorgulanabilir düşüncelerinden ön sıralarına almalıyız ALLAH'IN KELAMI'NA edepli davranmalıyız
Şeytan'ın sağdan yaklaşması ve kulu gereksiz ayrıntılara boğarak temel konulardan insanı mahrum bırakmasının kısa bir eleştirisini sunmaya çalıştım sizlere
7/199 Affetmeyi esas al İyiyi ve güzeli emret, cahillerden yüz çevir
7/200 Şeytandan ne zaman kötü bir düşünce zihnini tırmalarsa, ALLAH'a sığın; O İşitendir, Bilendir
7/201 Erdemlilere her ne zaman şeytandan karanlık bir öneri ulaşsa hemen (Mesaj ile) Allah'ı hatırlarlar Böylece hemen basiretli hale gelirler
Bülent Şahin Erdeğer
|
|
|