Prof. Dr. Sinsi
|
Hakkı Şikayet Etmemek - Futuhul Gayb
Peygamber S A efendimiz şöyle buyuruyor:
- "Allah-ü Taâla kuluna çok merhamet eder; bir ananın evladını o kadar esirgemesi imkansızdır "
Ey zavallı, Allah a karşı edep tavrını takın Zorla gelen belaya sabret, sabretmeğe çalış Güçlükle de olsa kendini bu yola uydurmağa alıştır Rıza ve muvafakat yolunu tut Maneviyattan az buçuk nasibin varsa, bu yolu tutarsın Hakikaten bu yola devam edersen eşi bulunmaz bir cevher olursun Aksi halde her şey elinden gider, artık bir daha bulmana da imkan kalmaz
Allah-ü Taâla nın şu ayetini dinle:
- "Kıtal(+) size farz oldu Halbuki siz bundan hoşlanmazsınız  Bununla beraber sizin sevdiğiniz şey iyi olabilir, sevdiğiniz şey belki de fenadır; bunu siz anlayamazsınız, ancak Allah bilir "
Çünkü hakikat ilimleri gizlidir Böyle olunca, her hangi bir şeyi hissiyatına göre iyi veya kötü görerek uygunsuz bir yola sapma
Eğer takva halinde isen, Allah ın emirlerine uymağa bak Böyle olmak, yolumuzda ilk basamağı teşkil eder İkincisi velayet halidir Burada da sakin ol Hiçbir işe karışma Nefsini güzelleştirmeğe bak Haddi hiçbir zaman aşma
Son mertebe gavs lık, bedeliyet hallerine vardığın zaman, kader yolunda sıddıkiyet mertebesine çıktığın zaman, bütün yolları gönlüne aç Yalnız, nefsine meydan verme Kötü isteklerini araya sokma
Dilini şikayetten sakla  Bu halleri özüne benimsettikten sonra, her şey sana hoş gelir Gelecek hayır olursa senin için güzelleşir Şer gelirse korkma; seni, taat ibadet yolunda felaketlerden Hak saklar Seni o beladan dolayı halka rüsvay etmez Hatta, o belanın, gelip gidişinden senin haberin bile olmaz Bir karanlığın gelişi gibi, akşam gelir; gün doğunca gider Gidince de her taraf ışıkla dolar Ve o bela, senin için sıcak karşısında yok olan soğuk gibi olur
Bu anlatılan güzel işleri, kendine örnek al ve misallerden ibret almağa çalış Bu bela geldikten sonra günaha, kötülüğe yaklaşma  Kerim olan mevlanın huzuruna günahla giremezsin Oraya ancak iyiler girerler O, kapısına ancak temizleri sokar Kapısına ancak bütün manevi hastalıklardan beri olanları alır Nasıl ki, bir padişahın huzuruna, bütün koku ve kirlerden temiz olanların girmesi icap eder Hak ka da ancak saf, temiz olanlar gider
Beladan korkma   Onlar günahlara kefaret olur Nasıl ki; Peygamber S A efendimiz bu hali işaret ederek:
- "Bir günlük sıtma, bir yıllık günaha kefaret sayılır "
Buyurmuştur Zahirde bela gibi görünen haller, seni daha da olgunlaştırır; bulunduğun hali muhafaza hakkı sana tanınır İlahi sırları saklamağa emin görünürsün Kalbin nurlanır, gönlün açılır Lisanında bir fesahet olur Bu fesahetin sebebiyle hikmetli konuşmalar yaparsın Sana muhabbet, sevgi yolları açılır, hep bunları anlatırsın  Sendeki bu üstünlük sebebi ile herkesin sevdiği bir varlık olursun İnsanlar da seni sever, başka yaratılmışlar da  Dünya da sana koşar, ahiret de   
Sen artık Allah ın sevgilisi oldun Her şey seni sevmeğe başlar Mahlukatın sevgisi, Hak kın sevgisine bağlıdır Aynı şekilde buğzu da, O nun buğzuna bağlıdır
Allah seni sevince; seni her şey sever Buğzedince de her varlık sana düşman olur
Bu makama yetiştiğin zaman Hak ka kavuşmuş olursun Kendi varlığın gider Bir şey dileyemez olursun Yanılıp da istekte bulunacak olsan, alacağın zaman bir de bakarsın ki, o şey kaybolmuş gitmiş
Bu halinde, dünyadan sana pek az nasip verilir Asıl çoğu senin için öteki aleme saklanır Burada isteyip alamadığını ötede bol bol alırsın Bunların arasında o kadar büyük nimetler vardır ki, akıl bir türlü onun aslına eremez
Yükseğin yükseği ve gönlün mesrur olacağı her büyük nimet orada bulunur
Eğer bunları beklemeden, bu meşekkâtli teklif evinde onlara kavuşmak istersen, az bir şey alabilirsin, fakat buna mukabil kalbin safiyeti gider, basiretin söner Asıl istenen ve tahakkuku ahirete kalan nimetlere kavuşmaktan mahrum edilirsin Halbuki senin isteyeceğin ne dünyaya ne de ahirete ait olmalı; sebepleri yaratan, yeri seren, semayı yükselten mevla olmalı Halbuki sen, ne buranın, ne de öteki alemin nimetini beklemeden az bir dünyalığa razı oluyorsun
Kullarına doğru yolu o nasip eder, o süphandır, en iyiyi bilen O dur
|