Prof. Dr. Sinsi
|
Cinlerin İslam’İ Çarpıtma Girişimleri
Yine bu mesajlarda dinlerin (ve onu anlatan kutsal kitapların…), yaratıcının birer kuvvesi olan melekler olarak kendilerini tanıtan gerçekte ise, insanlığı saptırmak için uğrasan seytaniyet vasıflı cinler olan bu uzaylı varlıkların, kendileri tarafından bazen uçan araçlardan (dairelerden) yayınladıklarıyla, bazen de bizzat yine kendileri tarafından,
kimilerine göre onlar gibi birer uzaylı, kimilerine göre de, birer eski çağ medyumu olan peygamberler aracılığıyla gökten insanlığa indirildiğini ancak, bunların geçmişe hitap etmesi, insanlığın soru ve sorunlarına artık cevap verememesi (o dönemlerde kalmaları) dolayısıyla da misyonlarını tamamladıkları ve bu yüzden de gönderildikleri gibi aynı şekilde, su anda kaldırıldıkları bunun yerine ise, günümüz modern anlayışına, teknolojisine uygun olarak, gelecek binlerce yıllık dönem boyunca insanlığa ışık ve yol gösterecek uzaylı yeni bir dinin sunulduğunun bildirilmesidir
Geçmişte göklerden gönderdiklerini iddia ettikleri bu kitapların güya tüm sırlarına vakıf olduklarından da tebliğlerinde tüm bu dinlere ait kavramların sıradan anlamları dışında aslında (bunları cahilane ve insanlarla alay edercesine çarpıtarak) nelere işaret ettikleri, ne anlamlara geldikleri ve ölüm ötesi boyutlarda yasamın ve insanların bu yasamdaki durumları hakkında da oldukça kendilerince doğru bize, aklı basında olan her sıradan insana göre oldukça çelişkili bilgiler verilmektedir
Yeri gelmişken cinlerin en güzel kandırma yöntemlerinden biri de, dikkati çekmeyecek, öncelikle derinliği fark edilemeyen birtakım gerçek ifadeleri saptırarak kelime oyunlarıyla anlam değişiklikleri yaratmaktır Oysa biraz dikkatli incelenecek olursa bunların aslında çok çok farklı şeyler oldukları kolaylıkla ortaya çıkacaktır
Mesela birçok din yerine İslam adı altında tek bir dinin olması ve Museviliğin, Hıristiyanlığın aslında bu dinin çeşitli boyutlarını anlatması nedeniyle aldıkları isim olması başka bir şey, ayrı ayrı gibi görünen tüm dinlerin (panteizmde olduğu gibi) birleştirilerek bütünleştirilmesi ve bu anlamda bütün olması sonucu onların iptal edilmesi bambaşka
şeydir Deccal de hükmettiği Cin ordusuyla boyutumuzda açığa çıkıp etkisini yoğunlaştırdığında dinlerin kurucusu, oluşturucusu yalanıyla bunu dile getirecektir
Böylece, kendi kurduğunu zannettiği Din ve hükümlerini kaldırarak kendi hayallerinin dinini insanlığa sunacaktır
Bunları yapmalarının bir nedeni de Allah ve Peygamber kavramını basite indirgeyerek insanları, kendileri hakkında en çok bilgi bulunan İslam dininden soğutup uzaklaştırmak, en azıyla da olsa iman esaslarının bir ya da birkaçından saptırarak farkında olmaksızın dinden çıkmalarını amaçlamaktadırlar
Bunlardan biri de, ölüm ötesi gerçeğini iptal ederek insanları Reenkarnasyon safsatasına inandırmaktır Cinlerin insanlara yaşattıkları hayallerden biri olan bu reenkarnasyon da sadece bu dünyayla sınırlı olmayıp güneş sistemimiz ve dışındaki gezegenlerde o gezegenin varlığı olarak yasayıp daha sonra Altın Çağa doğru olan şimdiki değişim sürecine yardım etmek için burada insan olarak yeryüzünde bulundukları bazılarının ise, burada tekrardan buluştukları  v b yalanlarıdır Verdikleri mesajlarda, reenkarnasyonu temel alan uzak doğu dinleri ve bilhassa Budizm ön plana çıkartılmakta, Buda devamlı övülmekte hatta onun bu yolda en öne geçmiş ulu kişi olduğu lanse edilmektedir İslam ve ona ait değerleri yozlaştırmak için bu türden felsefeler, tamamıyla İslam ile aynı şeyler olduğu devamlı ve çeşitli şekillerde vurgulanarak yaygınlaştırılmaya çalışılmaktadır
Verdikleri mesajların tümüne baktığınızda bu ifadelerde o kadar çok rehber, tanrı ve tanrılar, ilahlar, ulu ruhlar  vs gedmektedir ki, neredeyse her tasın altında bir tanrı bulunmakta ve o tası yönetmektedir Bu da insanlarda bir taraftan ilahi güce olan inançlarda lakaytlığı, gevşekliği getirmekte diğer yandan da kafa bulanıklığı yaparak belli
bir süre sonra kiminde düşünme mekanizmalarını sekteye uğratmakta, kontrollerini kaybetmekte kiminde ise, Mutlak Bir güce olan inkara sürükleyerek ateistleşmesini sağlamaktadırlar
Bununla birlikte, uzaylılarda sıkça görülen bir olay da bu varlıkların dinin düşünsel, tefekkür yanı olan tasavvuf sitemini anlatmaya kalkmalarıdır Önceleri birtakım doğru bilgiler sunmuş olsalar da daha sonra olayı iyice saptırıp isi iyice saçmalık boyutlarına kadar getirmektedirler
Mesela, vahdeti vücut kavramını yani, hiçbir zaman var olmamış (parça diye bir şeyin mevcut olmadığı) varlığın Tekliği anlayışını, var olan varlıkların, parçaların toplamından oluşmuş Panteist anlayışıymış gibi lanse ederek, Allah kavramını insana monte edip insanlar arasında dolaştırmaya kalkmakta, yüce tek tanrının, tanrıları, tanrıcıkları olduklarından ötürü de İslam dininin hükümlerini, ibadetlerini geçersiz kılmaktadırlar Oysa bu insanların ne Kuran’dan ne Hadislerden ne de büyük İslam mistiklerinin görüşlerinden ve yaptıkları ibadet adı altındaki çalışmalardan haberleri vardır
Okudukları birkaç şeyi de birçok noktayı, ifadeyi göz ardı ederek, yokmuş gibi farz ederek o anlayışla yorumlamaya çalışmaktadırlar Zaten cinler, Allah’a halife olacak özellikleri bulunmadığından Vahdet Konusunu anlayıp idrak edecek kapasiteden yoksundurlar Onlara, dolayısıyla onlarla irtibat halinde bulunan insanlara bu ilim kapalıdır Hiçbir şekilde anlayamazlar Boyutlar ve bu boyutlardaki kendileri hakkında verdikleri mesajlarda da kendi içerisinde mantıksızlıklar, çelişkiler, yanlış, abartılı, uyduruk bilgiler, günü kurtarmak için alelade oluşturulmuş veriler, insanları sözüm ona acziyette bırakacak büyüklüklerden bahsedip kendilerini en üst planda tutan ifadeler de oldukça bol bulunmakta
Mesela kutsal kitapları sayılan ve ülkemizde yayınlanan tebliğlerinin birindeki “Günes-Isık boyutu, ışık boyutu- Rab (yaradan) boyutu, Rab- ışık Evren boyutu, ışık Evren Boyutu- Ruhsal Plan boyutu, Ruhsal Plan- Atomik Bütün boyutu, Atomik bütün-Realite boyutu, Realite boyutu-Kristal Gürzün tüm gücü Sistem iste budur” ifadelerinde bunu açıkça görebilmekteyiz
Bir defa, üstten ya da aşağıdan yukarı bakış olsun fark etmez Rab boyutu, kendi boyutları olan ışık boyutu ile ışık evren boyutu arasında yer almaktadır ki, bu da her durumda yaratıcının yaratanı olarak Rabbin üstünde olduklarını ifade etmekte, madde boyutu ile ilgili olan güneş veya atom boyutu, tamamen yanlış yerlerde yer almakta,
kristal gürz ise, tamamen uyduruk olup gerçekte bir anlamı yoktur Elbette, burada başka çelişkiler bulmak da mümkün Dikkât edilmesi gereken bir nokta da, dünyada oluşacak bir nükleer savasın diğer gezegen ve yıldız sistemlerindeki uygarlıklara yansıyarak onlara da zarar vereceği yolundaki mantıksız açıklamadır ki, buda bilimsel bir fahiş hatadır
Çünkü, 70 yılda patlatılan bütün nükleer silahları toplasanız 10 ya da 15 hidrojen bombasını (*) geçmezken, güneşte saniyede dört milyon ton hidrojen, helyuma dönüşerek her an uzaya zararlı radyasyonlar yaymaya devam etmektedir Kaldı ki, bunun büyük ölçekli etkisi de güneş sistemimizle sınırlıdır Bu mesajlarda göze çarpan bir özellik de, çeşitli sayılarda tekrarlanan cümlelerin bulunmasıdır Bunun ise, iki nedeni vardır İlki, bu tekrarlarla medyumun beynindeki ilgili hücre grubunun daha fazla devreye girmesini sağlayarak kendileri ile olan bağlantı gücünü artırmak, ikincisi de, cinler akla değil, çok keskin bir zekaya sahip olmalarından ötürü mesajların basını ve sonunu düşünememeleri, devamlı fikir kesintilerine neden olmakta böylece bu tekrarlarla zaman kazanmış olmaktadırlar Yine bu zekalarından dolayı cinler, ölüm ötesine ait gerçekleri de kolay kolay idrak edememektedirler
(*) Bir hidrojen bombası, bin dört yüz atom bombasına eşittir
|