Prof. Dr. Sinsi
|
Ölen Kimse Mezarına Gelenleri Görebilir Mi
Ölen kimse Mezarına gelenleri görebilir mi
Hakkında Ölen kimse Mezarına gelenleri görebilir mi
Ölen kimse Mezarına gelenleri görebilir mi? Berzah
(kabir) hayatı  
Bedenler genellikle çürüyüp toprak olduğu ve ruhlar baki kaldığı için "ruhlar alemi" de denilen ölümden sonraki hayat, gaybi konulardandır Hayatta olan insan ile berzah alemine göçmüş olan kişi ayrı ayrı alemlerdedir Berzah alemindekilerin de kendilerine göre bir hayatı vardır, lezzetleri, elemleri, ferah ve sevinçleri hisseder Fakat henüz madde aleminde bulunanlar ruhun bedenden sonraki hayatını ve orada kişinin neler hissettiğini, nelerle karşılaşacağını normal duyularıyla hissedip bilemez Bu hususu, ancak ilahi gerçeklere vakıf olan Peygambermizden öğreniriz
Mümin ruhların berzah aleminde bir birleriyle görüştüklerini Peygamberimizin hadislerinden anlamaktayız Ayrıca ölülerin hayattakilerden haber aldıkları ve kabirlerinin başına giden kimseleri gördükleri yine rivayetlerde vardır Onlar için yapılan dua ve manevi hediyelerin kimlerden geldiğini bilebilirler Mümin ruhlar nimet içinde oldukları için ve ruhları serbest oldukları için serbest dolaşabilirler Ancak kafirlerin ruhları ve günahları fazla olan müminlerin ruhları azabla meşguldurlar
Ölülere Kuran okunduğu zaman eve gelmeleri mümkün olabilir Ancak bu her ölü için söylemek zordur
Ölülerin Berzah aleminde birbirleriyle görüşmeleri:
Berzah alemindeki ruhlar iki kısımdır: Nimet içinde olanlar ve azapta olanlar İbnü'l-Kayyim'in açıklamasına göre azapta olan ruhlar birbirleriyle görüşmeye fırsat bulamazlar Onlar bir nevi tutuklu gibidirler Ama tutuklu olmayıp serbest olan yani nimet içindeki ruhlar birbirleriyle buluşup görüşürler, birbirlerini ziyaret ederler Dünyadaki olmuş ve olacak şeyleri müzakere ederler Her ruh, amelde kendi dengi ve kendi derecesinde olan arkadaşlarıyla beraber olur Hz Peygamber (S) in ruhu ise Refiku'1-A'lâ (en yüksek mertebe) dadır
Nisa Suresi'nde: "Kim Allah'a ve Peygambere itaat ederse, işte onlar, Allah'ın kendilerine nimet verdiği Peygamberlerle, sıddıklarla, şehidlerle ve sâlihlerle beraberdirler Onlar ne güzel arkadaştırlar "(1) buyurulmuştur ki, bu beraberlik dünyada, berzahta ve âhirette olmak üzere üç yerdedir Bu üç âlemin hepsinde de kişi sevdiği ile beraberdir (2)
Bu âyet-i kerimede ruhların berzah âleminde birbirlerine kavuşacakları haber verilmektedir Çünkü bu âyetin iniş sebebi olarak şöyle bir olay anlatılmaktadır: Ashaptan biri, öldükten sonra Hz Peygamber (S) in makamının kendilerinden çok yüce olacağını ve Hz Peygamber (S) den ayrı kalacaklarını düşünerek üzülmüş ve ağlamış Üzüntüsünün sebebini soran Hz Muhammed (S) e: "Biz dünyada senden ayrılmaya hiç tahammül edemiyoruz va Rasulullah Öldükten sonra senin merteben bizden yüce olacağı için seni göremeyeceğiz Senin ayrılığına nasıl tahammül edebilirim?" diye derdini açar Bu olay üzerine yukarıdaki âyet nâzil olmuş (3) ve Allah'ı ve Rasulullah'ı sevenlerin berzah âleminde ve âhirette de, dünyadaki gibi, Hz Rasûl ile birlikte olacakları bildirilmiştir
Allah Tealâ ÂI-u îmrân Suresi'nde şehitlerin diri ve Rabbleri indinde rızıklanmakta olduklarını, arkalarında bulunanlara da korku ve üzüntü olmadığının müjdelenmesin! istediklerini, Allah'ın nimet ve keremiyle sevinç duyduklarını haber vermiştir (4) Bu âyet-i kerime de berzah alemindeki ruhların birbirleriyle buluşup konuştuklarına delâlet eder Çünkü âyette geçen "yestebşirûn" kelimesi, "müjde verilmesini isterler" anl***** geldiği gibi, "sevinirler ve birbirlerini müjdelerler" manasına da gelir (5) Birbirlerine müjde verdiklerine göre demek ki birbirleriyle görüşüp konuşmaktadırlar
Ebu Hureyre, Rasulullah (S) in: "Muhakkak Cennet ehli orada (Cennet'te) birbirlerini ziyaret ederler " buyurduğunu söylemiştir (6) Mü'min ruhlarının berzah âleminde Cennet'te olacakları bildirilmiştir Buna göre bu hadis-i şerifteki Cennet ehliyle, berzah âleminde Cennet'te olanlar kastedilmiş olabilir Hadisin bu şekilde anlaşılmasını, Ebû Tâlib'in kızı Ümmü Hâni'den (40/ 660) rivayet edilen şu hadis de doğrulamaktadır: Ümmü Hâni' bir gün Hz Peygamber (S) e şöyle soruyor: "Ölünce de birbirimizi görür ve ziyaretleşir miyiz?" Rasulullah (S) in cevabı şudur: "Ruh, Cennet meyvelerinden yiyen bir kuş olur Kıyamet günü olunca da her ruh kendi cese dine girer "(7) Bu cevaptan da anlaşılan, mü'minlerin ruhlarının Cennet'te birbirleriyle görüştükleridir
İbn Ebi'd-Dünyâ'nın naklettiği bir haberde de Rasulullah (S) e: "Ölüler birbirini bilir mi?" diye sorulunca Rasulullah (S) in cevabı: "Evet, nefsim yed-i kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki onlar, kuşların ağaçların tepelerinde birbirlerini bildiği (tanıdıkları gibi) birbirlerini bilirler " şeklinde olmuştur (8) Bu soruyu ashaptan Bişr b Berâ' b Ma'rûr'un annesi sormuş ve ölülerin birbirleriyle tanışıp biliştiklerini öğrenince hemen Beni Seleme'den ölmek üzere olan birinin yanına varıp, oğlu Bişr'e onunla selâm göndermiştir (9) Hadisin bir diğer rivayetinde Cennet'te kuşlar gibi birbirleriyle buluşup tanışacak olan ruhların "iyi ruhlar " oldukları zikredilmiştir
Ashaptan BÜâl b Rebâh (v 20/641) vefat edeceği zaman hanımı ah, vah etmeye başlar Hz Bilâl ise: "Ne büyük neşe ne büyük sevinç Yani sevgililere, Muhammed'e ve onun gurubuna kavuşacağım " demeye başlar, (10) Burada Bilâl berzahta Rasulullah (S) e ve ashabına kavuşacağını ve tıpkı dünyadaki gibi, orada da onunla bir arada olacaklarını müjdelemektedir (11) ve hanımının ah, vah edip üzülmemesi gerektiğini, aslında sevinmesi gerektiğini hatırlatmaktadır bu sözüyle
Beyhakî'nin hasen bir senetle İbn Abbas'dan tahric ettiği kabir suâliyle ilgli bir hadis-i şerifte, kabirdeki sorgulama sırasında iyi cevap veren mü'minin ruhunun diğer mü'minlerle beraber olacağı haber verilmiştir (12)
Yine Beyhakî'nin "Şu'abu'1-İman" da Ali b Ebi Tâlib'den tahric ettiği haberde Hz Ali şöyle demiştir: "İki mü'min ve iki kâfir dost vardı Bunlardan mü'min olanların biri öldü Cennetle müjdelenince arkadaşını hatırlar ve: "Allahım, benim falan arkadaşım bana her zaman sana ve Rasulûne itaati emreder, hayırla tavsiye eder, kötülükten nehyederdi  " diyerek onun kendisinden sonra sapıtmaması ve kendisine verilen nimetlerin ona da verilmesi için dua eder Sonra öbür arkadaşı da ölünce ruhları bir araya gelir ve birbirlerine: "Ne güzel kardeş, ne güzel arkadaş ve ne güzel dost" derler
Kâfir olan iki arkadaştan birisi ölüp de azapla müjdelenince diğer arkadaşını hatırlayıp şöyle der: "Allahım, arkadaşım bana hep sana ve senin Rasulûne isyanı emrediyor, kötülüğü yapıp iyiliği yapmamamı söylüyordu Allahım, onu benden sonra hidayete erdirme ki, benim gördüğüm azabı o da görsün ve bana kızdığın gibi ona da kızasın " Sonra diğeri de ölür, ruhları bir araya gelince birbirlerine: "Ne kötü kardeş ve ne kötü arkadaş " derler "(13) Bundan da iyi ve kötülerin ruhlarının berzahta birbirleriyle buluştukları anlaşılmaktadır
Ebû Katâde ve Câbir'den tahric edilen ölülerin kefenlerinin güzel yapılması ile ilgili hadis-i şerifin Suyûtî ve Beyhakî tarafından rivayet edilen şeklinde: "Muhakkak ki onlar kabirlerinde birbirlerini ziyaret ederler " cümlesi de yer almaktadır (14)
Beyhakî "Şu'abu'1-Iman" da Ebu Katâde'den (54/673) hadisi naklettikten sonra bu hadisin şehitler hakkındaki onların rızık-landırıldıklannı haber vererr Âl-u îmrân, 3/169-170 âyetiyle mutabakat arzettiğini söylemiştir (15)
Rasulullah (S) in Miraç gecesinde semâda Hz Âdem (As) İle karşılaştığında Hz Âdem'in sağ ve solunda bir takım karartılar görmesi ve bunların kimler olduğunu sorunca, cennetlik ve cehennemlik olanların ruhları olduklarının bildirilmesi de,(16) berzahta iyi ve kötülerin -Hz Ali'nin de, dediği gibi- bir arada olacaklarına delildir
Ruhların berzah âleminde birbirleriyle görüştükleri ve konuştuklarının bir delili de, ölümü müteakip semâya yükseltilen mü'min ruhunun rahmet ehli tarafından karşılanıp, dünyadan ve dünyadakilerden haber soracaklarını bildiren hadis-i şeriftir Ebu Eyyûb el-Ensârî'den rivayet edilen hadis-i şeriflerinde Peygamber efendimiz (S) şöyle buyurmuştur: "Mü'minin ruhu kabz olunca onu Allah katında rahmet ehli karşılarlar " (17) Tıpkı dünyada müjde getiren birinin karşılandığı gibi (Bu esnada yeni ölmüş olanın ruhunu getiren melekler) derler ki:
-Onu bırakın, fırsat verin de bir dinlensin Çünkü o büyük bir sıkıntı içinde idi Ona:
-O benden önce ölmüştü, derse;
-İnnâ Lillâh ve İnnâ İleyhi Râci'ûn (biz Allah'a aidiz ve yine ona döneceğiz), ebedi kalış yeri olan Hâviye'ye (kızgın ateşli Cehennem'e) gitmiş O ne kötü yer ve ne kötü terbiyecidir, derler (18)
Bu hususta Abdullah b Mübârek'in de şöyle dediği rivayet edilir: "Kabir ehli haberleri beklerler Bir Ölü oraya gittiği zaman ona falan ne yaptı, filan ne yaptı diye sorarlar Birisi için: "O öldü, size gelmedi mi?" deyince: "İnnâ lillâh ve İnnâ İleyhi Râciûn" derler ve: "Bizim yolumuzdan başka yola gitti o " diye ilave ederler "(19)
Tabiinden Sa'id b el-Müseyyeb (v 94/712) de: "Bir adam öldüğü zaman (daha önce ölmüş olan) çocuğu onu, seferden dönen gaibin karşılandığı gibi karşılar" demiştir (20)
Ölülerin berzahta birbirleriyle görüştüklerini ve yeni ölüp de aralarına katılanlardan haber aldıklarını bildiren bu hadis ve haberleri, evlât, torun ve yakın akrabaların amellerinin kabirdeki baba ve yakınlarına arz olunacağım, onların da amelleri kendilerine arz edilen akrabalarının iyiliklerinden ötürü sevineceklerini, kötülükleri sebebiyle de üzüleceklerini bildiren haberler de desteklemektedir
|