Yalnız Mesajı Göster

İptila Ve Nimet - Futuhul Gayb

Eski 10-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İptila Ve Nimet - Futuhul Gayb




İptila ve Nimet - Futuhul Gayb
Hakkında İptila ve Nimet - Futuhul Gayb




İptila ve Nimet

İnsanları iki şahıs olarak görürüz Biri iyilik içindedir

Nimet içindeki adam sıkıntıdan ve kederden kurtulamaz Sebebi, nimetin bolluğu ve bunların icabı maddi sıkıntıdır Mal, mülk, her zaman iyilik getirmez, her parçasının ayrı derdi vardır Evladı olur hastalanır, kaza olur, mal mülk telef olur Bunlar tabii afetler olduğu halde o insan normal karşılamaz, haliyle elindeki nimetin tadını bulamaz

Eğer zenginlik; nimet, rahatlık, mal, şöhret, hizmetçi ve uşakla olacaksa bunlar o zatta vardır ve ayrıca düşmandan emin bir durumdadır Azıcık sıkıntılarla bu nimetleri unutmak yerinde olmaz Haddizatında, o adam için darlık yok demektir Bunları kendi mütalâasına göre bela saysa bile, yalnız Allah ı bulamayışına ve dünya halini sezemeyişine bağlamak yerinde olur Bu zat Allah-ü Taâlâ yı ;

İstediğini yapar, değiştirir, güzellik verir Sonra hepsini götürür Zengin eder, fakir eder, alçaltır, yükseltir, öldürür, diriltir Önce verir veya sonraya bırakır

Bir zat olduğunu bilseydi, elindeki nimetin hiçbirisine aldanmazdı

Zaman olur, bu genişlik içinde yüzen adam cehaleti yüzünden bu hale iyice bağlanır Aslında az olan ve esasa taallûk etmeyen darlığın giderilmesi için çalışmaya başlar Bu kere de sıkıntı birse beşe yükselir Bunun nedeni yine dünyayı bilmeyişidir Halbuki dünya; bela, keder, hasret ve bir sürü teklif ve tekdirle doludur Bunlar her ne kadar zahirde belâ gibi görünseler de aslında nimet sayılırlar Burada sabır meyvesini misal vermek doğru olur Bu meyve evvela acıdır sonra tatlı olduğu anlaşılır Bunun tadına, insan ancak acı çektikten sonra kavuşur Acısını tatmayan ve ona tahammül edemeyen tad bulamaz Belaya sabreden kimseye iyilikler kendiliğinden gelir Şunu da diyelim ki; bir işçi ancak ekmeğini alın terinden sonra alır Ve ruhen, bedenen bitap düşüp, ayrıca bir sürü gönül darlığı çekip kuvvetten düştükten sonra ücretini alır Dahasını söylemek lazım gelirse, kendi gibi birisine hizmet edip manevi bir çöküntüye uğrar, benliği söner, bunun mukabili ücretini alır Fakat yine de bu para tatlı gelir Sonu malum Bu kadar güç işlerden sonra alınan para güzel yemek olur Hoş katık, tatlı meyve ve sevilen elbise haline gelir Tabii olarak sevinç ve rahat başlar

Azın azı dahi olsa, dünyanın evveli, üst makama erinceye kadar acıdır Misal: İnce ve acı tabaka ile sarılı bala benzer Bala ermek için acıyı tatmak asıldır, ancak bu halden sonra tada erilir ve asıl aranan bulunur

Her şey sırası ile olduğu gibi acı ve tatlı karışık da olur Bunun için acıya sabır, tatlıya da razı olmak gerekir Kul sabrını ilâhi emirlere uymakla göstermelidir

Yasaklardan çekilmek, kaderin akışına boyun eğmek yerinde olur Böylece her şey hoş geçer, bilhassa ilâhi emirlerin gereğini yapar, nefsine ve şahsi arzularına karşı olursa ömrünün ilk demleri hoş geçtiği gibi, sonu da tamamen iyiye döner Gençlik temiz olunca ihtiyarlık da herkes tarafından saygı ile karşılanır Herkes sever, hürmet eder Böyle olanın en büyük arzusu dahi yerine gelir İradesiz süt çocuğuna yapılan karşılıksız hizmet gibi, hiç kimse bir şey beklemeden hizmet eder Dünyası böyle geçtiği gibi, ahireti daha üstün, daha farklı olur Çünkü işin acılı tarafı geçmiş ve her darlığı yenmiştir

Burada hatırlatmak istediğimiz bir durum vardır ki; bu: Nimetlere aldanmamak ve daima şükür etmektir Aksi halde insan Hak kı gücendirmiş olur Elindeki nimetleri kaçırır Peygamber efendimiz buna işareten:



Alıntı Yaparak Cevapla