Prof. Dr. Sinsi
|
Kur'an Mucizeleri..(Bilimsel) !!!
Ve Evren'i (Göğü) kuvvetimizle kurduk, muhakkak ki onu genişletmekteyiz
51 Zariyat Suresi 47
Ayette "Evren, gök" diye çevirdiğimiz kelime Arapça "sema" kelimesidir Bu kelime aynı Türkçe'deki "gök" kelimesi gibi hem Evren'i, hem Dünya'nın tavanını ifade eder Yeryüzünün üstünün tümü "sema" diye adlandırılır
Evren sonsuz mudur? Yoksa Evren sınırlarla çevrili durağan-sonlu bir yapıda mıdır ? İşte size insanlığın büyük dehalarının tarihin en başından beri en hararetli tartıştıkları konulardan biri
Diyebiliriz ki insanlık tarihinde çok az konu bu kadar hararetle tartışılmış ve tüm uğraşlara rağmen bu konuda işin içinden çıkılamamıştır İlk önce felsefenin içinde, daha sonra ise felsefeden bağımsızlığını ilan eden fizikte, Evren'in sınırlarının sonsuz olup olmadığı tartışılmıştır Tarihin en parlak simalarının bir kısmı Evren'in sonsuz olduğunu, buna karşın birçok ünlü düşünür de Evren'in sınırlarla çevrili bir şekilde sonlu olduğunu söylemiştir Oysa Kuran bu iki görüşün dışında sürekli genişleyen dinamik bir Evren modeli çizmiştir Kuran'ın çizdiği model, Evren'in her an bir sonu olmakla sonsuz Evren modelinden, sürekli genişlemekle ise durağan sınırlı Evren modelinden ayrılmaktadır Böylece insanlığın bu en büyük tartışmasında Kuran tüm düşünürlerin dışında üçüncü bir modeli tarif etmiştir
İşte Kuran'ın Allah tarafından indirilip indirilmediğini anlamak isteyenler için bir test imkanı Bir tarafta ne felsefe, ne fizikle uğraşmış çöldeki Muhammed Diğer tarafta felsefenin, fiziğin ünlü düşünürlerinin iddiaları İşte Aristo, işte Ptolemy, işte Giordano Bruno, işte Telesio Patrizzi, işte Galieo Galilei, işte Isaac Newton  Dünya tarihinin bu en büyük dehaları gözlemleriyle, formülsel uğraşlarıyla Evren'in sınırlı, sonlu veya sonsuz olduğunu iddia etmişler, fakat hiçbiri genişleyen dinamik Evren modelini çizememişlerdir Ancak 20 yüzyılda Edwin Hubble'ın gelişmiş teleskobuyla gözlemleri, tüm yıldız kümelerinin hızla birbirlerinden uzaklaştığını tespit etmiş, böylece genişleyen dinamik Evren modeli doğrulanmıştır
Evren'in genişlediği ilk kez 1900'lü yıllarda ortaya atılmıştır 1900'lü yıllardan önce Kuran dışında bu iddiayı ortaya koyan tek bir kaynak bile yoktur Tek bir kaynak bile!
MUHAMMED'İN ÇÖLDE SAKLADIĞI TELESKOP
Kuran'ın Allah tarafından indirildiğini inkâr edenler, Muhammed Peygamber'in Kuran'ı uydurduğunu söylemektedirler Peki bunu söyleyenler Muhammed Peygamber'in Evren'in genişlediğini, 1900'lü yıllardan önce bilen Dünya tarihindeki tek kişi olmasını nasıl açıklayacaklar? Acaba Muhammed Peygamber 1900'lü yıllarda yapılmış olan teleskobun bir benzerini 600'lü yıllarda icat etmişti de, bu teleskobu kumlar altında mı gizliyordu? Acaba Muhammed Peygamber teleskobu kullanmayı, yıldızların hareketlerini yorumlayacak astrolojik bilgiyi biliyordu da, bunu insanlardan mı saklıyordu? Eğer Muhammed Peygamber deli olduğu için Peygamber olduğunu iddia etti denirse; bu nasıl bir deliliktir ki kendi döneminin insanlarının hiçbirinin bilmediği ve bilmesine imkan olmayan, kendisinden 1300 yıl sonra ancak anlaşılacak olan bir gerçeği biliyordu? Eğer Muhammed Peygamber kendi menfaatleri için dini uydurdu denirse; bu nasıl bir menfaat uydurmadır ki bu kişinin uydurdukları ancak 1300 yıl sonra tam anlaşılıyor; fakat kendi döneminde bu ayeti söylemesi kendisine hiçbir menfaat sağlamıyor, hatta gözleriyle Evren'in genişlediğini fark edemeyen düşmanlarına belki koz bile vermiş oluyordu Menfaat için hareket eden kişi, kendi yaşarken kendisine faydası olmayan, hatta kendi döneminde anlaşılmadığı için eleştirilmesine yol açacak bir şeyi söyler mi? Eğer tüm bu gerçeklere karşın hâlâ bir kişi "Muhammed Peygamber kendi aklıyla bunu bildi" derse; bu nasıl bir akıldır ki kimsenin bilemediğini biliyor fakat bunları kendi bildiğini kabul edeceğine, Allah bana bildirdi diye yalan söylüyor! Toplu iğneyi bulan bir kişi bile bu buluşuyla övünme eğilimindeyken, Muhammed Peygamber niye aklıyla övünmüyor da "Bu (Kuran) benden değildir, bu Allah'tandır " diyor Tevazudan mı? Bir yandan Peygamber olduğunu söylerken inanılamayan, yalancılıkla itham edilen, böylece ahlâken düşük bir mertebede gösterilen kişiyi, tevazu sahibi diye mi yüceltecekler? Evet inkâr etmekte ısrar edenlere bir soru da biz soralım: “Siz neyi savunduğunuzun, ne dediğinizin farkında mısınız?”
EVRENİN GENİŞLEDİĞİ NASIL ANLAŞILDI?
Büyük deha Newton'un fiziğinde bir eksik vardı Newton, sonsuz genişlikte ve değişmeyen bir Evren modeline inanıyordu Newton'un yerçekimi yasaları bir sorunla karşılaşıyordu Nasıl oluyordu da Evren'in başlangıcından beri geçen çok uzun zaman sürecinde tüm madde birbirini çekip tek bir bileşime dönüşmüyordu? Oysa Einstein'ın Newton'dan sonra ortaya koyduğu formüllerde kütlenin varlığıyla zaman ve mekan değişiyordu
Bilimsel platformda Evren'in genişlediğini ilk kez Lemaitre ortaya attı Resimde Lemaitre ve Einstein birarada görülüyor
Einstein'ın formüllerinden yola çıkan Rus fizikçi Alexander Friedmann en ufak bir etkide Evren'in genişleyeceğini veya daralacağını keşfetti Bu keşfin değerini anlayıp Evren'in genişlemekte olduğunu ise açıkça, iddialı bir şekilde ilk savunan, Belçikalı papaz ve bilim adamı Georges Lemaitre oldu Lemaitre, Evren'in genişlemesini geri sardığımızda Evren'in tek bir birleşimden patlayarak oluştuğunu, daha sonra Evren'in genişlediğini; bir meşe palamadundan bir meşe ağacının büyümesi gibi Evren'in bu tek atomdan ortaya çıktığını söyledi Bu o kadar inanılmaz gözüküyordu ki, başta bu iddiaya kendi formüllerinden ulaşılan Einstein bile inanamadı Lemaitre'nin fizikten pek anlamadığını söyleyerek, Evren'in sonsuz genişlikte ve değişmez olduğunu söyledi
İlk başta, Evren'in genişlediği kuramsal olarak ortaya konmuştu Hiçbir felsefecinin tarihin uzun zaman diliminde ortaya koyamadığı bir açıklama, Kant gibi bir felsefecinin "Saf Aklın Eleştirisi" eserinde, zihinsel çatışkılardan (zihnin çözemeyeceği sorunlardan) biri olarak gördüğü ve "Zihin bu sorunu çözemez" dediği konuda ortaya konmuştu Bu kuram her şeye uyuyor ve Evren'in neden yerçekimine rağmen çökmediğini açıklayarak Newton ve Einstein formüllerinin bir birleşimini veriyordu Alternatifi yoktu Doğru anahtarın kendi kilidine uyması gibi, doğru açıklama Evren'sel tabloya uymuştu Fakat bilim dünyasında ilk defa duyulan bu açıklama klasik tepkiyle karşılaşmıştı: Hayır, olamaz!
Aynı yıllarda Amerikalı astronom Hubble, tüm bu kuramsal tartışmaların dışında, Mount Wilson gözlemevinde son derece gelişmiş teleskobu ile gözlemler yapıyordu Hubble tüm galaksilerin birbirinden uzaklaştığını, böylece Evren'in genişlediğini gözlemsel olarak buldu Böylece görmediğimize inana-mayız diyenlere Hubble; "Gördüğünüze inanmalısınız" dercesine genişlemeyi ispatladı (Hubble bu tespitini Doppler etkisiyle yaptı Buna göre uzaklaşan cisimlerin dalga boyları ışık dalgalarının spektrumunda uzar; böylece kırmızıya kayar, cisimler yaklaşıyor ise dalga boyu kısalır, böylece maviye kayar ) Tüm galaksilerden gelen ışığın, spektrumda kırmızıya kayması, tüm galaksilerin uzaklaştığını gösteriyordu Hubble bu gözlemiyle beraber çarpıcı bir yasa da buldu, galaksilerin uzaklaşma hızları, galaksiler arasındaki uzaklıkla doğru orantılıydı Galaksi ne kadar uzakta ise, o kadar hızlı uzaklaşıyordu Bu sonuç tekrar tekrar test edildi 1950'de ABD'de Mount Palamar'da Dünya'nın en büyük teleskobu inşa edildi Tüm testler, yeniden kontroller hep bu gözlemi doğruladı Hatta ölçümler yapılıp Evren'in ilk yaratılış anının yaklaşık 10-15 milyar yıl önce olduğu iddia edildi
Hubble'ın çalışmalarıyla Einstein da, Lemaitre de ilgileniyordu Daha önce Lemaitre'ın görüşlerine katılmayan Einstein, bir konferansta Lemaitre'e haklı olduğunu beyan etti Bu düşünceye inanmamasına yol açan görüşlerinin hayatının en büyük hatası olduğunu itiraf etti Böylece Evren'in dinamik, sürekli genişleyen yapısı gözlemlerle doğrulanmış bir şekilde anlaşıldı, dönemin en büyük fizikçisi Einstein da bu sonucu kabul etti
Edvin HUBBLE teleskobuyla gözlem yaparken
Hubble'ın ve Lemaitre'ın örneklerinde bir fizikçinin gerek kuramsal, gerek gözlemsel yolla bir sonuca ulaştıklarında o sonucu nasıl sunduklarını görüyoruz Lemaitre kuramsal olarak ulaştığı sonuca dayanak olarak Einstein'ın formüllerinden nasıl çıkarım yaptığını gösterirken, Hubble yaptığı gözlemlerin verilerini ve sonuçlarını sunmaktadır Böylece fizikçilerin vardığı sonuç bir kitap dolusu altyapıyla bir arada ortaya konmaktadır Fizik kural-larının Yaratıcısı tarihteki en büyük tartışmalarından birinin cevabını Kuran'da vermektedir Kuran, bilim adamlarından farklı olarak doğrudan sonucu verir, bu sonuca gidiş yolları, bu sonuca nasıl ulaşıldığı önemli değildir çünkü bu bilgiyi veren bu araçları kullanmadan bu bilgiyi bilmektedir Evet, Kuran doğrudan sonucu verir çok emin, çok kısa, çok net, çok açık bir şekilde
Herhangi birimiz Evren'e üstten bakma şansına sahip olsaydık ve biri bize "Evren'i tarif et" deseydi, herhalde ilk söyleyeceğimiz şeylerden biri Evren'in genişlediği olurdu
|