Prof. Dr. Sinsi
|
Kıskanç Olanlar Okusun...
Kıskanç Olanlar Okusun  
Hakkında Kıskanç Olanlar Okusun  

'Jaluzi' denildiğinde ne anlıyoruz? Akla ilk gelen kelime her halde 'pancur' olmalı Nitekim evimizin içini başkalarının nazarından korumak için pencerelerimizi kendisiyle kapladığımız, kapattığımız (sözlükteki tanımıyla: “şerit biçiminde madenî veya plastik ince uzun levhalardan yapılmış, indirilip kaldırılarak açılıp kapanan bir nevi pancur” anlamına gelen) 'jaluzi', dilimize Fransızca'dan geçmiş Aslı: jalousie
Ne ilginçtir ki bu kelime Fransızca'da 'kıskançlık' anlamına da geliyor (jalouser'den)
Kıskançlık halis muhlis Türkçe bir kelime Kıskanmak'tan türüyor Kıskanmak ise kısmak'tan
Kısmak, bir şeyin gücünü ve miktarını azaltmak/eksiltmek, hatta kapatmak demek Meselâ ses kısılır, dudak kısılır, göz kısılır, su kısılır, lamba kısılır; bu yüzden kısık kısık konuşulur, kısık kısık bakılır, vs
Kıskanç, esasen 'cimri' anlamına gelir; zira cimri olan, malını kıskanır, parasını pulunu başkalarıyla paylaşmaktan kaçınır; elindekileri başkalarından esirger Bu nedenle bir şeyi başkalarından kıskanmanın, başkalarından esirgemenin, başka bir deyişle elindekini sadece kendine saklamanın, kendinde alıkoymanın adıdır kıskançlık
Başkalarıyla paylaşılabilecek olanı, başkalarıyla paylaşılması gerekeni elde tutmak, argo deyişle “kimseye zırnık koklatmamak” anlamındaki kıskançlık olumsuz (mezmum) bir davranışken; titizlenmek, ihtimam göstermek, hamiyet sahibi olmak, korumak, kollamak mânâsındaki kıskançlık olumlu (memduh) bir davranıştır Meselâ bir anne çocuğunu esirger; onu başkalarından kıskanır; çocuğunu korumak kollamak amacıyla yanına kimseyi yaklaştırmaz Bir eş de diğerini kıskandığında, eşini sadece kendisine saklar, haklı olarak onu başkalarıyla paylaşmayı istemez Jalousie nasıl ki kişinin mahremiyetini korumak mânâsında bir perdeyse, kapalı tutulduğu takdirde başkalarının nazarına mâni oluyorsa, kıskanç kişi de aynı o şekilde sevdiğini başkalarının nazarından korur, yabancı bakışları engellemek için elinden geleni yapar
Kıskançlık karşılığında eskiden Arapça kökenli bir sözcük kullanılırdı: 'gayret'
Gayret etmek, gayur olmak, esasen kıskanmak ve kıskanç olmak demekti Bugünse gayret etmek, Türkçe'de sadece bir şeyi elde etmek amacıyla çabalamak, uğraşmak, didinmek, emek sarfetmek anlamına geliyor
Bir diğer tabirle, gayret, gerçekte “elde tutma çabası” anlamına gelirken; sonradan “elde etme çabası” anlamı kazanmış; yani bu kelime, sahip olduğu şeyi elde tutmak için çabalayıp didinen kişinin değil, daha çok, sahip olunacak şeyi elde etmek için uğraşan kişinin sıfatı olarak kullanılır olmuştur
Keza gayret-i diniye, gayret-i vataniye gibi tabirler; kişinin dini için, vatanı için mücerred mânâda çabalayıp didinmesinden çok, bir annenin evladını kıskanması/esirgemesi mânâsında, dini veya vatanı düşmanlarından koruması, yabancı çizmeler altında çiğnenerek kirlenmemesi uğrunda canını tehlikeye atmaktan kaçınmaması anlamına gelir Kişi sadece eşini, çocuğunu değil, dinini de, vatanını da kıskanır Bu anlamıyla kelime o kadar olumludur ki sadece insan değil, ALLah (c c) da sevdiklerini kıskanır
Paylaşılabilecek şeyler/değerler olduğu gibi, paylaşılamayacak şeyler/değerler de vardır Paylaşılamayacak olanı kıskanmak, yani mülkiyette ortak kabul etmeyeni elde tutabilmek için gayrete gelip çabalamak olumlu; öylece oturup başkalarının el koymasına izin vermekse olumsuzdur Bu yüzden 'gayretsizlik', namussuzluktur Nitekim Türkçemizde güzel bir deyiş vardır, “Ha gayret!” diye İşbu davet, gayretsiz kimselere matuftur; açıkçası kıskanmaya çağrıdır Gayretsizi gayret ettirmek, gayretten nasipsizi gayrete getirmek içindir
Hâl böyleyken, her iki anlamıyla da kıskançlığın hased'le ne alâkası var?
Hiçbir alâkası yok! Tamamen yanlış kullanılıyor Çünkü kıskançlık “Benim var, onun olmasın!” demek iken; hased, “Benim yok, onun da olmasın!” demektir “Onun var benim de olsun!” demek gıbta; “Benim var, onun da olsun” demek keremdir En nihayet, son ikisi makbul hâllerdendir
Ve fakat ey zavallı, sen bu hâlleri bırak da “Onun yok, o hâlde benim de olmasın!” diyenler arasına katılmak için gayret et!
Dedik ya, ha gayret!
|