Prof. Dr. Sinsi
|
Kur'anda Evlatlık Konusu Ve Yaptığımız Büyük Yanlışlar
Kur'anda evlatlık konusu ve yaptığımız büyük yanlışlar
Hakkında Kur'anda evlatlık konusu ve yaptığımız büyük yanlışlar
Kur'anda evlatlık konusu ve yaptığımız büyük yanlışlar
Kur'anda evlatlık konusu ve yaptığımız büyük yanlışlar
Değerli arkadaşlarım, bugün sizlerle İslam dininde evlatlık edinme konusunu konuşmak ve tartışmak istiyorum Günümüzde hiç bahsedilmeyen, hatta konuşulmaktan sanki kaçınılan bir konu gibi geldi bana, evlatlık konusu Yaptığım araştırmalarda ise, geleneksel İslam ın uyguladığı ile Kur’an ın söylediklerinin çeliştiğini üzülerek gördüm Demek ki ülkemizde yetimleri evlatlık almakta şüphelere düşüren, kafalarının karışmasına sebep olan düşünceler var ki, günümüzde devletin yetimhaneleri ağzına kadar dolu, bizlerde birilerinin uydurmalarına inanarak, araştırma yapmadan kabul etmişiz tüm yanlışları Akıl ve mantık dini olan İslam ı yaşarken, ne yazık ki aklını kullanmaya gerek duymayan bizler, ne hale getirmişiz güzelim dinimizi İsterseniz önce Rabbim sizler için her şeyden bahsettim ve de nice örnekler verdim dediği kur’an a bir bakalım, bu konuda neler söylüyor bizlere
Ahzap 4: Allah, bir adamın göğüs boşluğunda iki kalp yaratmamıştır Zıhar yaptığınız eşlerinizi sizin anneniz yapmamıştır, evlatlıklarınızı da sizin oğullarınız kılmamıştır Bu konularda söylediğiniz sözler, ağızlarınızın bir lakırdısıdır Allah, hakkı söyler ve O, gerçek yola kılavuzlar
Ayetin ilk sözleri nedir dikkat edelim, tabiat kanunlarına atıfta bulunarak gerçeklerin asla değiştirilemeyeceğini, önce üstüne basa basa söylüyor Siz hiç iki kalpli insan gördünüz mü diyor (istisna her zaman olabilir ondada bir ibret vardır) Elbette hayır görmedik Örneğin Zıhar yaptığınız eşleriniz derken, evlendiğiniz kadını annesi gibi kimse göremez diyor, buda Allahın kanununa aykırıdır örneğini veriyor Bakın örneklere dikkat edin lütfen Ayet bizleri önce tabiatın değişmez kanunlarında bir hikmet aramamızı ve bunu kabul etmemizi özellikle anlatmaya çalışıyor Tabiat kanunlarına ters hareket etmeninde, yanlışlığını hatırlatıyor bizlere Evlatlık konusuna da açıklık getiriyor ve evlatlıklarınız sizin gerçek evladınız değil gerçeğini unutmadan onlara sahip çıkın diyerek açıklamada bulunuyor Demek ki İslam da evlatlık konusu, birilerinin söylediği gibi yasak değil, tam tersine kurallar konarak, önemsenen bir konuymuş
Burada birlikte düşünelim isterseniz Evlatlık aldığımız fakir ya da kimsesiz bir çocuğu dünyaya getiren kimdir, kendi annesi ve babası? Tabii ki Rabbim o insanı dünyaya getirdiği ortamda, ne maksatla getirdiğini bizler bilemeyiz Bir imtihan mı vardır, yoksa ibret mi vardır bizlere, bunu sorgulama ve anlama kabiliyetine de sahip değiliz? İşte bizler bunu sorgulamaya kalktığımızda işin içinden çıkmamız mümkün olmayacaktır Yani düzeni biz kurmadığımızdan, sebep sonuç ilişkisini bizler yapamayız
Ayete devam edelim Ayetin son kısmında da evlatlıklarınızı sizin oğullarınız kılmamıştır diyor Tam burada yine düşünelim, evladı olmayan aileleri bir düşünün, nasıl çırpınıyorlar evlatları olsun diye, hatta ne kadar tedavi görüyorlar ama olmuyor Düşünün herkesin evladı olduğu bir düzen olsaydı, sizce evladı olmadığında çırpınışın, arzunun ve bu duygunun ne demek olduğunu bizler en azından izleyebilecek, ya da hissedebilecek miydik? Elbette hayır Her kez sağlıklı yaşasa bu dünyada sağlığın kıymetini bilecek miydik? Değerli arkadaşlarım, işte Rabbimde verdiğim örnekler doğrultusunda bazı duyguları tatmamızı, hatta o acıyla imtihandan geçmemizi istiyor Demek ki Yaradan aldığımız evlatlıkların kendi çocuğumuz değil, bir başkasının çocuğu olduğunu hiçbir zaman unutmamızı istemiyor Ayetin sonunda da bakın ne söylüyor Bu konuda söylediğiniz sözler, ağzınızın bir lakırdısıdır, yani boş sözleridir diyor Örneğin çocuğun gerçek ailesini unutturup, gerçeklerin saklanması gibi İşte Yaradan tam bu konuyla ilgili şu ayeti de göndermiş, onu da hatırlayalım önce
( Ahzap 5: Evlatlıklarınızı öz babalarına nispet ederek çağırın! Böyle yapmanız Allah katında adalete daha uygundur Eğer onların babalarını bilmiyorsanız, o takdirde onlar sizin din kardeşleriniz ve dostlarınızdır Yanılarak işlediğiniz şeyde, üzerinize günah yoktur; fakat kalplerinizin kastetmiş oldukları müstesna Ve Allah Gafûr ve Rahîm'dir )
Bakın ne diyor Allah, evlatlık edindiğiniz kimseleri öz babalarını nispet ederek çağırın Burada ne demek istiyor nispet ederek sözüyle? Öz babalarını unutturmadan, babalarının verdiği isim ve lakapla çağırmamızı istiyor Nispet kelimesinin anlamı bağıntı, ilgi, ilgili anlamındadır, bu ne olabilir? Babalarının taktığı isim, lakap günümüzde ise soyadı gibi Ayette açıklık getiriyor bu şekilde yapılmasının adaletli olacağını belirtiyor bizlere Neden diye sorduğunuzda ise, onu dünyaya getiren aileye saygı ve hiç bilemediğimiz ama bir gün anlayacağımız Yaradan ın düzenine hürmet diyebiliriz
Kur’an her şeye açıklık getirdiğini boşuna söylemiyor, bakın kafamızda beliren sorulara hemen devamında cevapta veriyor Eğer babaları belli değilse, demek ki ayetin başlangıcında babalarına nispet şartı ortadan kalkıyor Yalnız bir şartla yeri geldiğinde bu durumu ona söylenmesini istiyor, çünkü bu durumda olanların eğer yanında öz evlatlarınız varsa bilmesi gerektiğini, çünkü onlar birbirlerinin din kardeşidir diyor Bunu sorgulamak bizlere düşmez İçimizden ben söylemek istemiyorum diyen çıkabilir Bunu şuna benzetirim ancak yetersiz aklımla Rabbim in imtihan sorusunu kendi kafama göre değiştirmeye çalışmak Bunu da aklımdan bile geçirmek istemem doğrusu Yaradan böyle söylüyorsa bu doğrudur derim Dünyada örneklerini görüyorum, doğrusuda bu olduğu er ya da geç çıkıyor ortaya Geç haberi olan çocukların büyük bir yıkımla olayı kabul etmeleri zor oluyor, demek ki bu bir gerçek ve doğru olanda ona zamanında söylemek olduğu çıkıyor ortaya
Kur’an da bu iki ayet çok açık bir şekilde evlatlık konusunu açıklıyor, yani evlatlık İslam dininde yasaklanmamış, tam tersine bir düzene sokulmuştur Şimdide günümüzde bu konu nasıl algılanıyor bu ayetleri nasıl yorumluyorlar, daha doğrusu acaba bu ayetleri görmezden gelip, her zaman yaptığımız gibi beşerin rivayetlerine göre mi davranıyoruz bu konuda, ona bakalım Şöyle bir araştırdığımda, doğrusu çok üzücü şeylerle karşılaştım Hatta Diyanette görevli İlahiyat görevlilerinde sözleri, beni üzdüğünü söyleyebilirim Bakın bir alıntı yaparak bu konuya girmek istiyorum
(İslam, kimsesiz, bakıma ve yardıma muhtaç olan çocuklara sahip çıkılmasını teşvik etmiştir Ancak bir çocuğu gerçek ana-babasıymış gibi büyütüp, ona ana-baba dedirtmek Onu aile fertleri arasına almak ve varis yapmak İslam da yoktur Bu bir cahilliye âdetidir Bu şekilde evlatlık Allah'ın hükmüne karşı çıkmak demektir )
Değerli arkadaşlarım, yukarıdaki iki ayeti lütfen hatırlayın Ayetlerin içinde bahsettiğimiz evlatlıkların gerçek ana baba şefkatiyle büyütülmesine ve aynı aile ortamında bulunmasına karşı çıkan tek bir söz duydunuz mu? Ayrıca büyüttüğünüz evlatların kendisine anne ya da baba demesini yasaklayan bir ima dahi var mı? Kesinlikle yok İkaz edilen ve uyarılan, evlatlık aldığınız çocuğun, babasına nispetle çağrılması ve onun gerçek evladın olmadığı bilincinin asla unutulmaması anlatılmıştır Hatta daha sonra hatırlatacağım Bakara suresi 220 ayette bu sözlere daha da açıklık getiriyor, onu da göreceğiz Orada istenen şey aile reisinin unutmaması gereken, o evladın gerçek babasını, ailesini unutturmadan yetiştirmesidir Tabii ki bu o evladın akıl bali olduğunda yapılması gerekenlerdir Yoksa küçücük bir çocuğa senin baban başka birisi gibi sözlerle, onun idrak edemeyeceği şeyleri söylemek doğru değildir, çünkü İslam dini akıl ve mantık dinidir
Bizler namazı ve orucu nasıl belirli yaşa geldiğinde öğretiyorsak buda aynıdır, zamanı geldiğinde söylenmelidir Yukarıdaki alıntı sözler kuran ın sözleri değildir, onayından da geçmez O çocuğun aile içinde ayrım yapılmadan büyütülmesi için, ana ya da baba demesinde rabbim in bir yasağı asla olmamıştır, bunun tersini söylemek kur’an öğretisine İslam ın güzelliğine ters düşer İşte kur’an dan uzaklaştığımızda, kur’anın onay vermediği rivayetlerin peşinden gittiğimizde, İslam dini ne hale düşüyor Düşünün İslam öyle bir dindir ki, kalplerin kırılmasına asla müsaade etmez Köle ve cariyelere bile bu şekilde hitap edilmesini istemez Allah, onlar ile birlikte aynı sofrayı paylaşmamızı ister Ama aklını zerre kadar kullanmayan birisi çıkıyor ve evlatlığı kendi evlatlarının arasına almanın, İslam da olmadığını söyleyebiliyor Bu ne cüret, anlamak mümkün değil Bu konuda bir ayet örneği veriliyor ve bu ayete göre de evlatlığın yasaklandığı söyleniyor
Ahzab 40:Muhammed içinizdeki adamlardan hiç birinin babası değildir"
Ayetiyle evlatlık yasaklanmıştır deniyor Bu ayetle evlatlık edinmenin kalktığını söylemek, Rabbim in ayetini tahrif etmekle aynıdır Bundan önceki 37 ayette de açıklanan şey yalnız ve yalnız evlatlıkların kan bağı olan evladı ile aynı olmadığını göstermek için verilen bir örnektir Bu ayet ile evlatlık kaldırılmıştır sözünü söylemek, yukarıda bahsettiğim ve ayrıca birçok ayeti görmezden gelmek demektir Gelelim varis e, yani miras konusuna Bu konuda ne yazık ki günümüzde başlı başına yanlış anlaşılan bir konu Fazla konuya girmeden bahsetmek istiyorum Kur’an miras konusunda ilk önce istediği vasiyettir, bakın ayet ne diyor
(Bakara 180: Birinize ölüm geldiği zaman, eğer bir hayır (mal) bırakacaksa, anaya, babaya, yakınlara uygun bir biçimde vasiyet etmek, korunanlar üzerine bir borçtur )
( Bakara 181: Kim işittikten sonra vasiyeti değiştirirse, günahı, onu değiştirenlerin boynunadır )
|