Prof. Dr. Sinsi
|
Dinimizde Kocanın Karısına Karşı Görevleri Nelerdir
Peygamber (S A V ) efendimizin hâli böyle iken, zikredeceğim, sohbete gideceğim, arkadaş ziyareti yapacağım diye karısını günlerce veya aylarca ihmal, edenlerin halleri ibret vericidir
Hatta cimâ edeceği zaman ve ettiği zamanlarda bile şaka ve sevişmenin lüzumu beyan edilmiştir
Rasûlüllah (S A V ) efendimiz bir Hadis'i şeriflerinde mealen şöyle buyuruyor :
"Sizden biriniz karısına hayvanın temasta bulunduğu gibi temasta bulunmasın Ancak ikisi arasında bir elçi ile temas etsin :
- Denildi ki, elçi nedir? Ya Resûlüllah (S A V )!
- Öpmek ve konuşmaktır, Buyurdu" (Deylemi, Aynul ilim, C 1, 239)
Bu hadisi şerifte beyan edildiği üzere, bir kimse karısını cimadan evvel ve cima esnasında öpmesi ve sevişmesi âilevî haklardan ve güzeldir
Bir erkek en az dört günde bir sefer karısı ile cinsi münasebette bulunması lâzımdır Hastalık ve sefere çıkmak gibi meşrû mazeret olmadıkça bir kimse karısını dört günden fazla ihmal etmesi doğru olmaz
Fâzıl ve muhterem kişiler arasında ve karşılıklı dâva şeklinde cereyan eden aşağıdaki hâdise uyarıcı bir gerçektir :
"Bir kadın Hz Ömer (R A )'e geliyor Ömer (R A ) in yanında Kâb Bin Süür vardı
Kadın, ya Emirel Mü'minin! Benim kocam gündüz oruç tutar, gece ibadet yapar ve ben onu, şikayet etmeyi iyi görmüyorum
Hz Ömer (R A ), senin kocan ne güzel adamdır' diyor
Kadın, bu sözünü defalarca tekrarlıyor ve Hz Ömer (R A )'de ilk sözünden fazla bir şey ilave etmiyor
Hz Ömer (R A )in yanında bulunan Kâb diyor ki, ya Emîrel Mü'minin! bu kadın, döşeğinden kocasının kaçtığını (veya gelmediğini) şikayet ediyor
Bunun üzerine Hz Ömer (R A ) bu kadının sözünün işaretini anladığın gibi, karı ile koca arasında hükmü sen ver diyor
Erkek, ibâdete teşvik eden âyetlerin tesiriyle ibadete devam ettiğini ve karısı da bu sebepten şikayetçi olduğunu söylüyor
Hz Kâb (R A ) kadının ve erkeğin ifadelerini dinledikten sonra şöyle demiştir :
"Şüphesiz bu kadının senin üzerinde hakkı vardır, ey adam! Bu kadının her dört günde bir nasibi vardır Ey akıl sahibi adam!
"Binaenaleyh bu kadının hakkını böylece yerine getir ve kendindeki hakkı olan karını ihmal hastalığını bırak!"
Bunun üzerine Hz Ömer (R A ), bu hükmü nereden çıkardın? diye Hz Kâb'e soruyor!
Hz Kâb (R A ), Allah'u Teâla hür olan erkek için dört kadın olmasını mubah kılmıştır Binâenaleyh her kadının her dört günde bir gün bir gece hakkı vardır
Bu hüküm karşısında Hz Ömer (R A ), Hayret ediyor ve Kâb'ı !R A ) Basra Hâkimi olarak tayin ediyor " (Aynul İlim, C 1 S 240)
Âilesinin cinsi arzusunu tatmin etmeyip hakkını vermeyen kimse, şâyet başlarına bir felaket gelir âilesinin doğru yoldan çıktığını görürse, kimsede kabahati aramamalıdır Kendisi nâmuslu kadının yolunu Saptırmaya sebeb olduğundan, dünyada rezil âhirette azaba müstahak olur
Velev ki cinsi münasebette bulunmasın, kadının kocasına karşı büyük mânevi bağı olmasından dolayı çok kıskançtır, hiç olmazsa yanında yatmasını ister
İşte, bu sebeplerden dolayı kadının yatak hakkını, kocasının yerine getirmesi lazımdır Yukarıdaki hükümlerden şu meselelerde anlaşılabilir; karısı hasta veya zayıf veya halsizlik gibi ârızalardan dolâyı cinsi münasebette bulunarak rahatsızlığını artırma şekli görülürse bu takdirde üç gün durup dördüncü gün yani dört günde bir gün cinsi münasebette bulunarak cinsî arzusunun tatmini ve erkek hakkını sağlaması gerekir Fakat arızi ve zarûrî sebepler olmadıkça bu şekle riayet etmek şart değîldir
Münasebet gelmişken cimayı çok yapmanın bir kaç zararını da nakledelim Cimâda ifrad yapılırsa gayretler şehvete ve cinsî arzuya bağlandığından şehveti aklına galebe çalar Bu takdirde aklı ile değil, şehvetinin arzusu ile hareket eder
Cimâyı çok yapan kimse, gece ve gündüz yapacağı ibadetin bir kısmından mahrum olur Zira vücut fazla sarfiyatta bulunduğundan istirahat ve dinlenme ihtiyacını fazla hisseder Bu sebepten de ibadet ve kullukta kusur veya noksanlığa sebep olabilir
Büyüklerin söylediği şu mealdeki sözün sırrı da tecelli eder :
"İlim, kadının iki budu arasında boğazlanmıştır Bu cümlenin açık anlamı şu demektir; Cima etmeye fazla düşkün olan kimse ilim, tahsil edeceği saatlerini karısı ile cinsi münasebette geçirir ve ondan sonra da aklı fikrî muvazenesi tam olarak çalışmaz Vaktinin çoğunu o işte ve o işin neticesi olarak istirahat, uyku emsali hallerle kıymetli vakitlerini boşa giderir Vücut fazla yıpranır tembellik ve şehevani haller insanı bırakmaz
Bir de cimâyı çok yapan kimseler, şehvetini kuvvetlendirmek için pek çok çeşitli yemeye ve içmeye gayret ederler Hatta kuvvetli yemekler yiyerek vücudunu kuvvetlendirmek sevdasına kapılırlar Yemeye ve içmeye düşkünlükte bir nevi hayvâni hareket hâlini alır
Bu hal ise, insanı şehvet sevdasında pek çok tehlikelere sürükler Allah (C C ) muhafaza kendisine zararı olduğu gibi, karısına da pek çok zararları olabilir Hatta bazı zaman kendi karısı kâfi gelmeyip, haram yollara da sapabilir Binaenaleyh, insan şehvetini azdıracak hareketlerden kaçınmalı böylece iki cihanda saadete ermelidir
e) Erkek, kadının malî ihtiyacını karşıladığı gibi, dini ihtiyacını da karşılaması ve öğretmesi lazımdır Zira ev Reisi olan erkeğe, karısının ve çocuklarının ve baba, ana gibi diğer yakınlarının maddî manevî bütün ihtiyaçlarını temin etmesi farzdır Rasûlüllah (S A V ) Efendimiz bir hadisi Şeriflerinde mealen şöyle buyuruyor:
"Erkek, ev halkının çobanıdır Ve, güttüğü şeyden sorumludur (Buhari, Müslim)
Daha geniş malumat, "Erkeğin aile üzerindeki Hâkimiyeti" başlık altında ve takip eden diğer bahislerde zikredilmiştir:
f) Erkek, kadına son derece şefkatli ve iyi muamele yaparak ailenin huzur ve geçimini sağlamalıdır Eve geldiği zaman güler yüzle selâm verip tatlı dil ile hal hatır sormalıdır
Kur'an'1 Kerimde şöyle buyurulmuştur :
"Onlarla (Kadınlarınızla) iyi geçinin Eğer kendilerinden hoşlanmadınızsa, olabilir ki bir şey hoşunuza gitmezde, Allah (CC) ondan bir çok hayır takdir etmiş bulunur" (Nisa Suresi, 19)
Bir Hadis'i Şerifte şöyle buyrulmuştur : "Sizin en hayırlınız, kadınlarına en hayırlı olanınız (en iyi geçineniniz) ve âile efradına en şefkatli olanınızdır" (Tirmizi) Rasulüllah (SAV) Efendimiz veda hutbesinde mealen şu cümlelerle tavsiyede bulunmuştur :
"Ey insanlar, sizin kadınlarınız üzerinde haklarınız vardır Ama onlarında sizin üzerinizde hakları vardır Onlar, sizin haklarınıza riayet etmelidir Siz de onlara iyi muamele etmelisiniz "
Kur'an'ı Kerimde de mealen şöyle buyrulmuştur : "Erkeklerin, meşrû surette kadınlar üzerindeki (hakları) gibi, kadınlarında, onlar (Erkekler) üzerin de (hakları) vardır (Yalnız) Erkekler, onlar (kadınlar) üzerinde üstün bir dereceye mâliktirler" (Nisa Suresi, 128)
Hulasa-i Kelam kadının erkek üzerinde ve erkeğinde kadın üzerinde pek çok hakları vardır
Binaenaleyh ailenin çatısını teşkil eden karı ile koca imkân dahilinde maddî, manevî, dünyevî, uhrevi, sözle, hareketle, cinsî arzunun tatmini ile, mal ve evlâtla ve her çeşit sebeplerle ve meşrû şekilde birbirinin hukukuna riayet etmesi, İslâm'ın emirlerindendirKadının, mehir, nafaka vesair hukukları İslâm Fıkhında uzun uzun beyan edilmiştir
|