10-11-2012
|
#2
|
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Asılsız Ermeni İddiaları
Uluslararası hukuka göre, sadece yetkili mahkeme soykırım suçunun işlenip işlenmediğine karar verebilir Bu mahkeme, topraklarında soykırım yapıldığı iddia edilen devletin mah-kemesi veya yetkili bir uluslararası ceza mahkemesi olabilir Bu tür yetkili bir mahkemenin kararının olmaması durumun-da, soykırım suçunun “hukuki” olarak varlığı kabul edilemez ve soykırım iddiası yasal zeminde savunulamaz veya ileri sürülemez
Kaldı ki, 1 Dünya Savaşı’nın hemen sonrasında, İtilaf Dev-letleri ordularının İstanbul ve diğer bölgeleri işgal etmelerini müteakip, birkaç yüz Osmanlı siyasi ve askerî lideri ile aydını savaş suçlusu oldukları iddiası ile İngilizler tarafından Malta Adası’na gönderilerek hapsedilmişlerdir Bu arada İstanbul’da da aynı suçlama ile çok sayıda kişi tutuklan-mıştır İstanbul ve Malta’da tutuklu bulunan kişiler hakkında suç kanıtlarının bulunabilmesi için, İstanbul’u işgal eden İtilaf Devletleri’nin güçleri tarafından Osmanlı arşivlerinde geniş çaplı araştırmalar yapılmıştır Ancak, o dönemde İs-tanbul’da ve Malta’da tutuklu bulunanlar hakkındaki iddiaları ispat edebilecek nitelikte bir delil bulup mahkemeye suna-mamışlardır
Osmanlı arşivlerinde, değil soykırım böyle bir niyeti taşıyan bir belgeye dahi rastlamayan İtilaf güçleri, bu defa İngiliz arşivleri ile ABD hükûmetinin Washington’daki arşivlerinde geniş çapta araştırmalar yapmışlardır
Bu araştırmalar sonucunda Washington’daki dönemin İngiliz Büyükelçisi R C Craigie’nın, Lord Curzon’a gönderdiği me-sajda şu cümleler yer almaktadır: “Malta’da tutuklu bulunan Türkler aleyhine delil olarak kullanılabilecek hiçbir şey olmadığını bildirmekten üzüntü duyuyorum  Yeterli delil oluşturabilecek hiçbir somut vakıa mevcut değildir ” Sonuç olarak, Malta’da tutuklu bulunanlar kendilerine hiçbir suçla-ma dahi yöneltilmeden 1922 yılında serbest bırakılmışlardır

Ermeni soykırımı asılsız bir iddiadır: Bu bağlamda, hakkında herhangi bir yetkili uluslararası mahkeme kararı bulunmadığı gibi, başlatılmak istenen bir mahkeme süreci de, delil bulunamadığından dolayı tutukluların serbest bıra-kılması ile sonuçlanmıştır Bu itibarla Ermeni soykırımı asılsız bir iddiadan daha ileriye gidememiştir
Çoğu zaman hafıza ve tarihî gerçekler birbirleriyle örtüşme-mektedir Dolayısıyla bir toplumun belirli bir olayla ilgili hafı-zasını diğer bir toplumun aynen benimsemesini istemek doğru değildir ve haksızlıktır Türk ve Ermenilerin ortak ta-rihlerinin bir dönemini ilgilendiren 1915’te yaşanan acı olaylar konusunda da durum tam olarak budur Bu nedenle, Türkiye, öteden beri tarihin tartışmalı dönemlerinin tarihçiler tarafından değerlendirilmesi gerektiğini savunmaktadır Söz konusu döneme dair birincil kaynakları oluşturan Osmanlı arşivleri, askerî arşivler de dâhil olmak üzere bütün araştır-macıların hizmetine sunulmuştur Türkiye, 1 Dünya Savaşı şartları altında yaşanmış, Türk ve Ermeni halklarının ortak tarihlerini ilgilendiren dönemin tarihçiler ve uzmanlar tarafın-dan araştırılmasını teşvik etmekte, bu döneme dair kaleme alınan bütün eserler, Türkiye’nin tezini desteklesin veya desteklemesin, ülkede özgürce okuyucuyla buluşabilmek-tedir
İki ülkenin ortak tarihini ilgilendiren dönemin tarihçilerce incelenebilmesi için 2005 yılında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ermenistan Cumhurbaşkanı Koçaryan’a bir mektup göndererek, iki ülke tarihçilerinin bir araya gelmesi ve bu tarihçilerden kurulacak bir Ortak Tarih Komisyonunun söz konusu dönemi öncesi ve sonrasıyla Türk, Ermeni ve ilgili üçüncü ülkelerin arşivlerinde incelemeleri ve bulgularını bütün dünyaya açıklamaları teklifinde bulunmuştur Türkiye Büyük Millet Meclis de 13 Nisan 2005 tarihinde yayınladığı bir bildiriyle yapılan bu tarihi teklifi bütünüyle desteklediğini ilan etmiştir
Türklerin ve Ermenilerin ortak tarihini ilgilendiren söz konusu döneme ilişkin görüş ayrılıklarını samimi ve açık bir diyalog yoluyla ortadan kaldırmayı amaçlayan Ortak Tarih Komis-yonu önerisi hâlen masadadır Bu teklifin Ermenistan tara-fından kabulü, iki ülke arasındaki ikili ilişkilerin normalleş-tirilmesine de katkıda bulunacaktır
|
|
|
|