Prof. Dr. Sinsi
|
1915 Görgü Tanıklarınca Van Ve Çevresinde Ermeni Olayları
Vanlı Müslümanların Büyük Göçü
Vali Cevdet Beyin vilâyet çapında duyurduğu göç etme talimatı üzerine Vanlılar henüz soğukların hâkim olduğu erken bir ilkbaharda yollara dökülmüşlerdir Görgü tanıklarının ifadelerine göre, Müslümanlar her şeylerini bırakarak sadece, o da sahip olanlar, binek hayvanlarını alıp batıya yönelmişlerdir Bir kısmı, kara yolu ile Tatvan üzerinden Bitlis'e, oradan Diyarbakır'a, Urfa'ya Antep'e, Halep'e Adana'ya ve Konya'ya göçerken diğer bir kısmı Van-Tatvan arasına Ermenilere ait olan gemilerle gitmeyi tercih etmiştir Bunların önemli bir bölümü Ermeni gemiciler tarafından özellikle Adilcevaz'da bekleyen Ermeni fedailerine teslim edilmiştir Çoğu kadın, yaşlı, çocuk ve yaralılardan oluşan bu insanlar, Ermenilerce imha edilmişlerdir
Van, serin bir iklime ve soğuk sulara sahip bir yerleşim yeri olduğu için, özellikle güney illerine göçen insanlar buradaki hava ve suya alışamamış, özellikle Diyarbakır'daki kolera salgınından çok insan hayatını kaybetmiştir Vanlıların savaş yıllarında yaktığı ünlü Ali Paşa türküsünün ilk dörtlüğü söz konusu dramı bütün duygusallığı ile ortaya koymaktadır:
Arpa ektim biçemedim,
Bir düş gördüm seçemedim,
Alışmışam soğuk suya,
Issi sular içemedim
Gerçekten de, Vanlı ektiği arpayı biçemeden ve gördüğü kâbuslu rüyayı yoramadan yerini yurdunu terk etmek zorunda kalmıştır Diyarbakır'da ve Adana'da Van'ın buz gibi Kehriz ve Zernebat sularını bulmak, tabiî, mümkün olmamıştır
Göç esnasında, yaşanan dramı, bir bütün olarak göç trajedisini görgü tanıklarının hıçkırıklarla bölünen ifadelerinde bulmak mümkündür Bütün bunlar yetmiyormuş gibi yolculuk esnasında zaman zaman karşılaşılan Ermeni saldırıları ve gidilen yerlerdeki diğer işgaller, yurtlarından ayrılan Vanlıların trajedisini tamamlayan diğer unsurlardı
Çeşitli sebeplerden dolayı göçemeyenlerin büyük bir kısmı Ermenilerce öldürülürken, özellikle kadınlar çok kötü muameleye maruz kalmışlardır Görgü tanıklarından Nafia Çabuker, Zahide Coşkun, Şadiye Talay, Esma Nine ve Süllü Bacının anlattıkları tüyler ürperten türdendir Timar mıntıkasındaki yedi köyün halkı göçmek için Van'a gelmiş, ancak İskale ve Kalecik köylerindeki Ermeniler tarafından çapraz ateşe tutulmuşlardır Onlar da göl yoluyla gidebilecekleri ümidiyle Zeve köyüne sığınmışlardır Ne var ki, burada hem Van Ermenileri hem Ruslara öncülük eden Rus Ermenileri tarafından kuşatılmış ve yok edilmişlerdir Görgü tanıklarından Ermeni asıllı Hacı Osman Gemicioğlu, Zeve katliamı meydana geldiği sırada iskelede oturduklarını ve katliamın günü bir grup çocukla Zeve'ye boş kovan toplamaya gittiklerini ve gördükleri manzarayı anlatmışlardı
Nögalis, Başkale yolunda artık Van'dan ayrılan Cevdet Beyden Van'da kalan kadın, çocuk ve yaşlıların Ermenilerce katledildiğini öğrenmiştir
Van, Ermenilerin eline geçince kalenin güney kurulmuş olan tarihî şehir baştan başa yakılmıştır Rus işgali tamamlanınca Van'daki Ermeni komitelerinin komutanı Aram Manukyan Van'a vali tayin edilmiştir
Van'ı terk edip de hayatta kalmayı başarabilen Müslümanlar, 2 Nisan 1918'deki kurtuluştan sonra yavaş yurtlarına dönmüşlerdir Bir fikir vermesi açısından göçen görgü tanıklarından bazılarının kaç kişilik aile efradıyla Van'ı terk edip kaç kişiyle döndüklerine bakıyoruz Meselâ, Cemâl Talay yirmi kişilik nüfusu olan bir aile ile Van'ı terk ettiklerini, 1921'de Suruç'tan ayrılıp Van'a geldiklerinde aileden sadece kendisi ve bir erkek kardeşinin hayatta kalabildiklerini söylemektedir Mehmet Efendi, yirmi üç kişilik bir aile ile Van'dan göç edip dönüşte üç kişi kaldıklarını beyan etmektedir Refil Özkanlı ise Van'ın kurtuluşundan sonra askere alındığı askerlik dönüşünde "Allah'tan başka kimsem yoktu" demektedir
Sevk ve İskan, İsyanın Nedeni mi?
Ermenilerin dünya çapında yaptıkları propaganda, lobicilik faaliyetlerinde genellikle sevke zorlandıkları için isyan ettikleri ifade edilmektedir Nitekim, Avusturyalı şair Franz Werfel 1931 yılında yayımladığı Musa Dağı'nın Kırk Günü isimli romanını bu teze dayandırmıştı Werfel'in kitabı kısa zamanda bütün batı dillerine çevrilmiş ve Avrupa'da çok kötü bir Türk görüntüsü oluşmasına sebep olmuştur Yıllar sonra Werfel'in yandığı bilgilerin yanlışlığını, ne gariptir ki, yine bir vatandaşı ortaya koymuştur Prof Dr Erich Feigl, Werfel'i dayandığı ve çoğu Aram Andonyan'a ait belge ve bilgi yanlışlığını, sahte oluşunu ortaya koymakla yetinmemiş İngilizce ve Fransızca çevirilerde düşülen çelişkileri örtbas etmek için yapılan tahrifatı da tespit etmiştir
Feigl'e göre, "Ermeniler, Osmanlı Hükümetinin onların yerlerinin değiştirilmesini emretmeden bir ay önce Van'da isyan çıkarmışlardı Bu da şunu gösterir ki, Van'daki bu isyan verilen emrin bir sonucu değildir; aksine, bu emir isyan sonucunda verilmiştir"
Georges de Maleville, Ermenilerin Van isyanını Sevk ve iskân Kanununun çıkarılmasının tek değil, ilk nedeni olarak kabul etmektedir
Gerçekten de Van isyanı 1915 Nisan başında başlamış ve bir ay sürmüştür Hâlbuki Sevk ve İskân Kanunu 14 Mayıs 1331'de (27 Mayıs 1915) çıkmıştır
|