Yalnız Mesajı Göster

Türklere Karşı Yapılan Soykırımlar

Eski 10-11-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türklere Karşı Yapılan Soykırımlar



Uluslararası Tepkiler

Bütün dünyanın gözleri önünde gerçekleşen bu katliama BM, AB gibi uluslararası kuruluşlar gereken özeni göstermemişlerdir Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi genel olarak 1993 yılı Nisan-Kasım aylarında 822, 853, 874, 884 sayılı kararlar karar kabul etmiştir Bu kararlarla Azerbaycan topraklarının Ermeniler tarafından işgal edildiği belirtilmiştir

İşgalin sona erdirilmesi için bugüne kadar bir çaba gösterilememiştir Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nin 25 Ocak 2005 tarihli ve 1416 sayılı kararında Ermenistan'ın Azerbaycan topraklarını halen işgali altında tutması için de söz konusu olduğu belirtmiştir

Gelişmelere seyirci kalan BM ve Batılı devletler, Ermenilerin yaptıkları katliamlara ve işgal hareketlerine ciddi bir tepki göstermemişlerdir Ermenilerin Mayıs 1992’de Nahçıvan’a saldırmalarından sonra Türkiye 1921 Kars Anlaşması çerçevesinde bölgeyi korumak için askerî müdahalede bulunabileceğini açıklamıştır

7 Mayıs 2003’de, İngiltere’de yaşayan Azerileri temsil eden ‘Vatan’ örgütünün gönderdiği mektuba, Dışişleri Bakanlığı Uluslararası İşbirliği Komitesi’nden gelen cevabi mektupla, İngiliz Hükümeti’nin Hocalı katliamını çok taraflı olarak incelediği ve Ermeni askerlerin yaptıkları katliamı ‘insanlığa karşı işlenmiş bir suç’ olarak kabul ettiği belirtildi

Ayrıca, ABD Kongresi'nin Uluslararası İlişkiler Komisyonu Üyesi Don Barton, Kongreyi ‘Hocalı soykırımı’nı tanımaya çağırmış ve Temsilciler Kurulu'nun toplantısında yaptığı konuşmada, 'Dünyadaki tüm toplumlar bunu bilmeli ve hatırlamalıdır ABD Kongresi, Hocalı soykırımını tanımakla uluslararası toplumun uzun yıllardan beri bu konuyla ilgili sessizliğini bozacaktır”demiştir

1994 yılında iki taraf arasında ateşkes ilan edilmiştir

Hocalı Katliamını Soykırım Olarak Kabul Ettirmek:

Azerbaycan’ın Yukarı Karabağ Bölgesindeki Hocalı köyünde 26 Şubat 1992 yılında yaşanan katliam uluslararası camianın suç olarak kabul ettiği soykırım ve insanlığa karşı suçlar kapsamındaki tanımlamalarla birebir örtüşmektedir

Hocalı soykırımına katılmış Ermenilerin ve onların yardımcıları yaptıkları insan haklarına aykırılıklar, uluslararası hukuki antlaşmaların - Cenevre Sözleşmesi, İnsan Hakları Beyannamesi, Vatandaş ve Siyasi Haklar Konusunda Uluslararası Sözleşme, Ateşkes Zamanında ve Askeri Çatışmalar Zamanı Kadın ve Çocukların Korunması Beyannamesi’ne karşı olarak işlenmiş bir soykırımdır

Ayrıca Hocalı soykırımı 9 Aralık 1948’de BM tarafından kabul edilen ve 12 Ocak 1951 tarihinde yürürlüğe giren Birleşmiş Milletler’in 'Soykırım Suçunun Önlenmesine ve Cezalandırılmasına İlişkin Sözleşmesi' 2 Maddesinde yer alan “milli, etnik, ırkı veya dini bir grubu kısmen veya tamamen imha etme” biçiminde tanımlanan Jenosit/Soykırım kavramı ile tamamen örtüşmektedir Ermenilerin Hocalı’da yaptıkları katliam BM Soykırım Anlaşmasında, Soykırım gerçekleşmiş sayılacağı koşullarını sayan 2 maddesinde yer alan beş bendin ilk ikisi ile uyum göstermektedir

İlgili maddede soykırımın gerçekleşmesi için bu bentlerde düzenlenen eylemlerden birinin yeterli olduğunu belirtilmektedir Ermenilerin Hocalı’da yaptıkları toplu katliam BM Soykırım Anlaşmasında Soykırımı düzenleyen 2 maddenin a) bendinde yer alan “bir grubun üyelerinin katledilmesi” ve b) bendinde yer alan “grup üyelerinin bedeni ve akli açıdan ciddi biçimde zarar verilmesi” koşulları ile birebir uyuşmaktadır

Ayrıca Hocalı katliamı, uluslararası hukukta saygın bir yere sahip Nürenberg Mahkemesi Kuruluş Senedinde ve Mahkeme Kararında Tanınan (kabul edilen) Uluslararası Hukuk İlkeleri” metninin 6 ilkesinin iki) bendinin de c fırkasında tanımlanmış insanlığa karşı işlenen suçlar (Crimes Against Humanity) kapsamında da ele alınmalıdır

Hocalı’da savaş suçları açsından, diğer suç kategorileri ve uluslararası temel belgeler açısından da suç işlenmiştir

Hocalı Soykırımı Konusunda Neler Yapılmalıdır:

Hocalıda yaşananların bir soykırım olduğu gerçeğinden hareketle şu hususların yapılması gerektiği düşünülmektedir:

Azerbaycan Devleti Olarak Yapılması Gerekenler:

Azerbaycan’ın Yukarı Karabağ Bölgesindeki Hocalı köyünde yaşanan vahşetin bir soykırım olduğunun uluslararası camiada kabulü için yasal prosedür başlatılmalı ve Azerbaycan Devleti resmen Lahey Adalet Divanına başvurarak 9 Aralık 1948’de BM tarafından kabul edilen Jenosit Sözleşmesi çerçevesinde dava açmalıdır Başvuruda gerekli deliller çerçevesinde Ermenistan’ın bugünkü Devlet Başkanı Robert Koçaryan ve Savunma Bakanı ve gelecek devlet başkanlığı seçimlerinin güçlü adayı Serj Sarkisyan da dahil Hocalı Soykırımını gerçekleştiren bütün siyasi ve askeri komutanların ismi net biçimde belirtilmeli ve cezalandırılması istenmelidir

Hem Ermenistan (1993’de) ve hem de Azerbaycan (1996’da) BM Soykırım Anlaşmasını imzaladıkları için bu anlaşma kendilerini bağlamaktadır Örneğin, Bosna Hersek bu mahkemeye başvurarak Yugoslavya eski Devlet Başkanı Slobadan Miloşeviç’in yargılanması için dava açmıştır Ve uluslararası mahkeme Miloşeviç davasında 1995’de Srebrenitsa kentinde yedi bin Boşnak’ın katledilmesini soykırım olarak kabul etmiş ve sanığı bu suçtan da yargılamıştır

Diğer taraftan Azerbaycan’ın elindeki petrol kozunu Hocalı konusunda ve genelde Ermeni sorunu konusunda etkin bir şekilde kullanması gerekmektedir Geçtiğimiz günlerde Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev’in Fransa ziyareti sırasında Fransız cumhurbaşkanından ödül alması bu konudaki zafiyeti göstermektedir Fransa’nın sözde soykırımı suç kabul etmesinden kısa bir süre sonra gerçekleşen bu ziyaret ve alınan ödül bu konuda Türkiye ve Azerbaycan arasında bir koordinasyonsuzluk olduğunu göstermektedir Ayrıca da bu tür hadiseler karşısında Aliyev’in biraz duyarlı olması gerekmektedir

Türkiye Cumhuriyeti Devleti Olarak Yapılması Gerekenler:

Azerbaycan Parlamentosu 1994’te Hocalı’da yaşanan katliamı soykırım olarak kabul etmiştir Yapılması gereken hadise her türlü bilgi ve belgesi olan bu vahşeti TBMM’nin de soykırım olarak kabul etmesidir Bununla beraber Azerbaycan ile koordine halinde bu konu uluslararası gündeme taşınmalı, Ermeni sorunu konusunda güçlü bir argüman olarak görülmelidir

Ankara’nın Keçiören Belediyesi resmi olarak 9 Mart 2005’de Hocalı’da yaşanan trajik olayları “soykırım” olarak tanımış ve bir de soykırım anıtı yapmıştır Diğer yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve üniversiteler de benzer yola gitmelidir

Türk ve Azerbaycan Sivil Toplum Örgütleri ve Birey Olarak Yapılması Gerekenler:

Türkiye, Azerbaycan ve dünyanın birçok bölgesindeki Türklerin bireysel ve toplu olarak Lahey Adalet Divanı’nda dava açmaları sağlanmalıdır Özellikle yakınlarını kaybeden ve zarar gören Hocalı’lı kardeşlerimizin bunu yapmalarına önayak olunmalıdır

İmkanı iyi olan STK’lar ve işadamlarının bu konuda kaynak ayırarak Avrupa ülkelerinin birisinde bir enstitü açılmasına yardım edilmeli ve bu enstitü vasıtasıyla bu işler bilimsel bir zeminde incelenmeli ve bu çalışmalara yön verilmelidir

Hocalı Soykırımı gerçeğinin ve bütünlükte Karabağ veya sözde soykırım iddialarının önünde etkili bir set oluşturmak için ilgili konuları ele alan bilimsel çalışmaların teşvik edilmelidir Bu çalışmaların yabancı dillere tercüme edilerek yayımlanması için çaba gösterilmelidir

26 Şubat günü arifesinde bütün dünyada Hocalı Soykırımı ve Karabağ gerçeğini anlatan sergilerin düzenlenmesi için çaba gösterilmelidir

Azerbaycan Milli Meclisi (Parlamento) her yıl Şubatın 26’sını 'Hocalı Soykırımı Günü' ilan etmiştir Her yıl Şubatın 26’sında saat 1700’de Azerbaycan halkı Hocalı soykırımının kurbanlarının hatırasını anma töreni yapmaktadır Bu törenleri koordineli bir şekilde bütün dünyada yapılması önemlidir

Hocalı soykırımını biz kendimize anlatmanın yanı sıra (özelikle biz Ermeniyiz diyenlere) yurt dışında basılan kitaplar ve açılan sergilerle küresel gündeme çıkmasına yardımcı olmalıyız Bütün bunlarla beraber bu konuları sürekli gündemde tutmalı, bu konudaki bilgi, belge ve yazıları paylaşmalı ve dağıtımına yardımcı olmalıyız

Hocalı Şahitlerinin İfadelerinden Soykırım:

Cemil Cümşüdoglu Memmedov: Nehçivanik koyüne gidip Ermenilere torunuma acımalarını söyledim Bana hakaret edip komutana verdiler O da bizi hapsetmelerini emretti Burada çok sayıda kadın¤kız, çocuk vardı Sonra bizi Askeran'a getirdiler Karım, kızım, eniştem oradaydı Tırnaklarımızı çektiler Zenciler havaya sıçrayıp, yüzüme tekme atıyorlardı Çok işkenceden sonra beni Ermeniler ile değiştirdiler Karım, kızım ve torunumdan hiç haber alamadım

Seriye Talibova: Gözümün önünde 4 Mesket Türk’ünün, 3 komşumuzun başını Ermeni askerinin mezarı başında kestiler Ermeniler, anne babalarının önünde çocuklarına işkence yapıp öldürdüler Sonra cesetleri buldozerlerle dereye döktüler

Cemal Allahverdioglu Orucov: 16 yaşındaki oğlumu kurşunladılar 23 yaşındaki kızımı iki ikiz oğlu ve 18 yaşındaki hamile kızımı elimizden aldılar

Hatice Abdullayeva: Bir süre yalın ayak ormanda kaldıktan sonra babam, annem ve 16 yaşındaki kız kardeşim soğuğa dayanamadılar Esir düştüm, taşnak esirlerle değiştirildim Şimdi iki ayağımdan da mahrumum

Mirza Allahverdiyev: Ermenilerin saldırısından sonra ormana kaçtık Burada 3 gün aç-susuz kaldık 28 Şubat akşamı bizi kuşattılar Bizi Askeran'da ölüm hücresine aldılar Her gün birkaç adamı götürüp öldürüyorlardı Altın dişlerimi kelpetenle çıkardılar Babamı, iki kardeşimi, kardeşimin oğlunu öldürdüler

Nesibe Aliyeva: Ormandan çıkar çıkmaz Ermeniler ateş açtılar 40 kişiydik 26 kişiyi aralarında oğlumu ve eşimi de öldürdüler

Hatice Orucova: 8 yaşındaydım Gözümün önünde babamı, annemi, 6 yaşındaki kız kardeşimi Ermeniler kurşunlayıp öldürdüler Kurşun bana da geldi

Muhammed Orucov: Ermeniler esirler arasında 10-13-15 yaşlarında kızları ayırarak götürdüler

Cemil Memmedov: Şehre giren tanklar ve zırhlı taşıyıcılar evleri yıkıyor ve insanları eziyordu

Talibov Samed: Yapılan işkenceler karşısında seslerini çıkaranları hemen öldürüyorlardı Esirlikte gördüğüm dehşeti hiç unutamayacağım

Doktor Raporlarından…

Soykırım sonrası cesetler üzerinden yapılan incelemelerden doktor raporlarına geçen bazı ölüm vakaları:

Orucov Telinan Enveroğlu: Kafa derisi yüzülmüş,

Abdülov Yelmar Enveroğlu: Kafa derisi yüzülmüş,

Aliekberov Tevekkül İskenderoğlu: Nahçivanik yolunda kurşun yarası ile ölmüş, cesedi üstünde 10 bıçak darbesi var

Hasanova Fitat Ehedkızı: Tecavüz edilmiş, Gözleri çıkarılmış

Hasanova Gülçohre Yakupkızı: Göğüs kafesinden ve karnından kurşun yarası almıştır Sol eli bilekten kesilmiştir

Hasanov Şohlet Usuboğlu: Göğüs kafesinden kurşun yarası, üst tarafının kesilmiş olduğu görülmüştür

Selimov Bahadir Mikayiloglu: Nahcivanik yolunda yakılmış, cinsi uzvu kesilmiş, gözleri çıkarılmıştır

Abışov Ali Abdüloğlu: Ezici aletle vurulmuş, kemiklerinin çoğu kırılmış

Aslanov İkbal Kuluoğlu: Cinsi uzuvları kesilmiş, yakılmış

Sahip: Cesedi üstünden tank geçmiş

Nuraliyeva Dilara Oruçgızı: Gözleri ve göğüsleri kesilerek götürülmüş

Abbasov Taleh Umidvaroğlu: Öldürüldükten sonra kulağı kesilmiş

Abişova Meruze Muhammedkızı: Gözleri çıkarılmış, göğüs uçları ve burnu kesilmiştir

Kerimov Sarman Sultanoğlu: Katledildikten sonra gözleri çıkarılmış, şişe ile işkence edilmiştir

Kerimova Firengül Muhammedkızı: Bedeni tam doğranmış, gözleri çıkarılmış, kulakları ve gögüsleri kesilmiştir

Kerimov Frunz Salmanoğlu: Diri diri yakılmıştır

Selimov Araz Bahaduroğlu: Yaralı halde yakalanmış, küçük çocuğunun gözleri önünde dövülerek öldürülmüştür

Hüseyinov Allahverdi Kuluoğlu: 88, yakılarak öldürülmüştür

İmam Agyar Salmanoğlu: Üç yaşındaki bu çocuk Ermenilerce yakılarak öldürülmüştür

Bedelov Tevfik: Cesedi üzerinde vahşi uygulamalar yapan Ermeniler, kulaklarını kesmiş ve gözlerini çıkarmışlardır

Ferzeliyev Canan Binnetoğlu: Yakılmıştır

Mehmedova Tamara Selimkızı: Gözleri çıkarılıp, göğüsleri kesilerek öldürülmüştür

Nuriyev Hafiz Yusufoğlu: Elleri telle bağlanarak kafası kesilmiştir

Bilinmeyen Kişi: başı ve üst dudağı kesilmiştir

Bilinmeyen Kişi: Kafa derisi yüzülmüştür

Bütün bu gerçeklikler karşısına bütün Türk milletinin her bir ferdine düşen görev gönüllü ve progrmlı bir çalışma ile bu vahşeti soykırım olarak tanıtmya çalışmak olmalıdır Ancak bu şekilde soykırım kurbanlarına karşı olan borcumuz ödenmiş olacaktır Diğer taraftan Türkiye’de hepimiz Ermeniyiz diyen kesimlerin bu gerçekleri öğrendikten sonra çocukları katleden, esirlere türlü türlü işkenceler yaparak öldüren Ermenilerden olmaya devam etmeyeceklerini umuyoruz

[ALINTI:Sinan OĞAN]

Alıntı Yaparak Cevapla