10-11-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Deli Severim ßen

Ölümüne uyanılmış uykularda, bize sarılıp uyumak var şimdilerde
Ey Canı baharım
Sırtlandığım sensizlikle bize kucaklanıp, sabahlara biz uyanmak var şimdilerde
Memleketimsin sen benim Hangi toprağı karışlasam, sana dolanıyor adımlarım
Sen benim, yatağımsın Hangi yastığa gömülsem, sonum oluyor uykuların
Hanımsın sen benim Hangi kapıyı çalsam, sevdana yakalanıyor yüreğim
Dinmek bilmeyen hasretimsin Uçsuz bucaksız yakarışlarımsın Hangi ölüme boyun büksem, bir dokunuşa yırtılıyor kefenim
Sevişemediğim tümcelerimsin Terinle yıkansam, namusum oluyor titreyişlerim
Öyle ağır geliyor ki her cümle, bilmiyorum neden Canım yanıyor
Aşk, bu kadar yakınımdan geçmemişti
Sende sarsıldığım kadar sarsılmadım hiç Belki de hiç !
Bense, kuşandığım suskunlukta uykular mırıldanıyorum
Her yeni mısrada yeni bir küçük çığlık daha Her yeni uykuda, bir minik serseri daha
Uykularımı sana devşiriyorum daim ederek, sokulduğum teninde arıyorum benliğimi Tamamlama arzusu !
Zaten yaşım başımdan aşkın, sürükleniyorum uçsuz bucaksız coğrafyana
Oysa tüm benler, sendeki bir kelimeye şahit oysa sen, benim taptaze gençliğimsin
Doyasıya sarılamayışıma yanıyor sınırlarım
Zihnimin en derin yerine sızan asiliğimsin sen Bedenimin isyanı, dillerimin günahısın  
Her yoruluşumun manası sendendir bundan böyle
Çıramsın yakmaya Doğumsun yaşlanmaya
Bir hayatı iki eden düşüncelerimsin ben senim İki hayatı bir eden düşlerimsin
Tadı damağımda tüm şiirlerin Gelmişlerin, geçmişlerin
Bir tek şimdisi yok yarınımın, bir tek şimdisi sensiz günlerimin !
Soyutların hepsini soydum gecemden, allar kuşandım gireceğim rüyalara
Şimdiler
Kayıp ama güzel, yitik ama bitişik
Gitmek istemiyorum göğsünden Kulağımdaki mırıldanışların dinsin istemiyorum
Sen Uçurumumsun benim Ne vakit düşecek olsam, tutunduğum dallarımsın
Ölümüne yas ettiğim çocukluğumsun sen
Sesime bezenen türkülerimsin
Hangi martı çığırsa, gözlerimi düşünmeksizin yumduğumsun
Sen benim İlk gençliğimsin
Ne vakit yaşlansam, derinliğiyle güzelleştiğim Serinliğiyle dirildiğimsin
Sana boğuluyor kimsesizliğim Yoktan var ediyorum dertleri
Gün aşımı gibi aşırılıyorum gözlerinden
Hiçe sayıyorum bizsizliği
Sana sonlanıyor iç çekişlerim İçimden bir hiç çıkıp ta, o bendim diyemiyor sensizliğe
Yollarda avareyim ben yine görebiliyor musun
Sağ elimde sigaram Sol yanımda ağırlığın Boynumda yükün, adımlarım da ayakların
Yürüyorum öyle serseri Öyle itaatkar
Son soldan sapmışım Yol yokuş Yol sapa
Mecalim kalır mı sanıyorsun daha
Benim tenim o tren yolunda,
"Gitme "
demeye çabalarken kitlendi dudaklarıma
Bilirsin
Deli severim ben
Tıpkı sen gibi doğdum dünyaya  
|
|
|