10-11-2012
|
#3
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Sonsuz Ask
çıktılar ve hikayelerini anlattılar:
Delikanlı köyündeki kızlardan birine aşıktır Aşk ki ne aşk Sevda ki ne sevda Kız da sevdalıdır delikanlıya Bitmez, tükenmez bir sevda ile sevdalıdır 
Bu derin sevdalarını evlilikle taçlandırmayı planlarlar
Delikanlı, kararlıdır Kızı istemeye gidecektir
Bu aşamada çok “korkunç” bir olay meydana gelir
Delikanlı bir gün trene binmek isteyen bir yaşlı kadına yardım etmek ister Tren kalkmak üzeredir Kadının kolunu tutar Trene bindirir
Ama o sırada ayağı kayar ve raylara düşer
Tren iki ayağının üzerinden geçer Ayakları feci şekilde parçalanır
Kahramanımız artık ayaklarından mahrum kalmıştır Yarım insandır artık
Sevdiği kızla buluşur gizlice “Halimi görüyorsun” der, “istersen benden ayrılabilirsin”
“Hayır” diye cevap verir kız
“Ben senin ayaklarını sevmedim ki; ben “seni” sevdim”
Karar verilir Bir akşam kız evine gidilir usulünce, Peygamber kavlince kızı istemek için
Ama kızın ailesi vermez Vermemekte kesin kararlıdır üstelik
Planlar yapar kızla oğlan Kızı kaçıracaktır Bacakları yoktur ama yüreği yerindedir delikanlının
Kızla anlaşırlar Gün belirlerler Delikanlı bir arkadaşını da yanına alarak, onun arabasıyla kız evine doğru yola koyulur bir akşam vakti
Bekleyiş sona erecek Mecnun Leyla’sına kavuşacaktır
Ama yolda yine feci bir şey olur
Karşıdan gelen bir araç, büyük bir hızla bizimkilerin arabasına çarpar Ortalık kan gölüne döner
Kafasından büyük darbe alan ve gözlerini cama çarpan delikanlıyı acı bir gerçek daha beklemektedir İki gözü de görmemektedir!
Kara sevdalı gencimizin artık dünyası kararmıştır Artık gözleri yoktur Artık yavuklusunu göremeyecektir
Bu şartlar altında sevdiği kızın onu kabul etmek istememesini doğal karşılayacaktır
Bir gün yine buluşurlar kızla Bu son buluşmaları olacaktır onca Veda buluşması
“Halimi görüyorsun, ayakları olmayan kör bir adama varmak istemezsin artık” der buruk bir sesle sevdalısına
Kız, “Hayır” der kararlı bir sesle:
“Ben senin gözlerini sevmedim ki, ben “seni” sevdim Seninle evleneceğim”
Sonra ne mi olur?
Kız verdiği sözü tutar Delikanlıya kaçar İstanbul’da bir ev tutup yerleşirler Bir çocukları olur
Ayakları, gözleri olmayan kara sevdalı delikanlı eve mahkumdur Dışarı çıkamamakta, çalışamamaktadır
Karısı, yapabildiğine el işi örerek evin geçimini sağlamaktadır
Memleketten ailesi haber salar bir gün “Gel artık, özledik seni, torunumuzu özledik, gel de bir görelim sizi” derler anne–babası
Kalkar gider Gider ama planlı bir çağrıdır bu Ailesi sakat, kötürüm bir adama göndermemekte kararlıdır kızlarını Eve hapsederler
Ama o, bir yolunu bulur ve çocuğunu alıp İstanbul’a döner yeniden Kocasının yanına döner
Bu hikayenin iki kahramanı halen sağ ve İstanbul varoşlarında “karanlık” dünyalarındaki o paha biçilmez aydınlığı yaşıyorlar
Bütün dünyaya, bütün Türkiye’ye aşkın ne olduğunu anlatıyorlar
bu iki temiz yürek gerçek aşkın ne olduğunu anlatıyor Her karesini yaşayarak
|
|
|