10-11-2012
|
#1
|
|
Prof. Dr. Sinsi
|
İmkansız'' Dık!
İmkansız'' dık!
Sana dair isteklerim oluyor Kimi zaman derin ah` larım oluyorsun bir Sezen Aksu şarkısını dinlerken
Sen; içinde baharı gizleyen kışımsın benim Ve biliyorum, o baharın güneşinde tenim esmer olmayacak hiç Bana susmak düşecek, payıma kilitlenmiş bir yürek kalacak Kaderi önceden belirlenmiş konuşmalar, paylaşmalar, bakışmalar olacak Bir yerde aykırılığım tutup sarılsam da içimde Sana, sen bunu hiçbir zaman bilemeyeceksin
Tabansız sevdalardan kopup Sana sığınıyorum çoğu zaman Soluk soluğa varıyorum yanına, ter kokarak tenim Anne sütüne aşık bir bebek gibi duruluyorum sonra
Git diyorum sana, kalma yüreğimde, bu kadar özleteceksen kendini Bir bakış; gözüm gözüne değiyor; hissediyorum  Gitme diyorum Kal geldiğin yerde
Ne gitmelerin bitiyor; ne de benim sana kal demelerim
Sonra; kötü şansla başlayan ilklerimi hatırlıyorum 8 yaşında en samimi arkadaşımla aynı çocuğu sevişim, çocuktum işte lolipop şekerli bir sevdaydı, ilk sinemaya gidişimde elektriklerin kesilişi, ilk kavgamdaki o göremediğim çukur, ilk konsere gidişimde biletimi kaybedişim ve ilk aşık oluşumun asla mümkün olmayışı 
Yani Senin mümkün olmayışın
Hangi aralıkta girmiştin içime anlamadım Tüy gibi hafif, usul usul inivermiştin yüreğime Kabullenemedim önce kocaman yalanlar söyledim kendime Ben dışımda tutmaya çalışırken seni, meğer içerde hakimiyetin çoktan başlamıştı Kuşatmıştın dört yanımı; ve kendim için çok geçti  Yerle bir olmuştu her şey
Olmazsa olmazlarım  ilkelerim  yargılarım 
Kabullenmek zor sanıyordum; acemi ama mükemmel bir aşkı taşıyabilmeyi 
Ve en az acıyla kurtulmakmış gerçekten bizi bekleyen yalnızlıktan, bir başınalığın mecburiyeti ile mucizelere umut bağlamakmış zor olan 
Belli bir yerden sonra, bazı şeyleri aşmış olmanın olgunluğu ve kabullenme meziyetiyle üstesinden geliyorsun umutsuzluğunun 
Yani imkansızı mümkün kılmanın zor olduğunu biliyorsun Çünkü biliyorsun, o arada bir yol var ve bu yol uzun da olsa bir yere gidiyor O bir susma türü sadece, o bir yaşam şekli Ve her yalnız yaşamak ölmenin diğer yüzü Bu yol öyle, öylece durur
Seni aklıma getiren, yüreğime düşüren bu yol değil, kötü şansla başlayan bir ilkin, iyi şansı sadece Düşüme düşüşün zamandan değil, düşlerin gafı
Nasıl bir şeydi, bu beni böyle yağmalayan Şimdi karşı durmuyorum Sana, nasılsa buluyorsun bir yolunu ve sarmalıyorsun içimi dışımı Ayak seslerini duyuyorum hangi yöne gittiğini bilemeden Ben yaşanmış bir aşkta eski yaralarıma yanıyorum, Sen yaralarına benden sevda sürüyorsun
”Belki”lerden, “ihtimal”lerden, “keşke”lerden medet umuyorum, Senin belki de yabancısı olduğun düşler büyüterek 
Ben, suretine değil, aslına dokunma ihtimallerinde mutlu oluyordum
Ben seninle, aynı coğrafyada yaşayabilme ihtimalinden huzur buluyordum
Şimdi, bilinci küflerinden kurtulmuş bir yürekle, süresi diğer aşklardan çok daha uzun olacak bir aşkın ömrünü anlatıyorum, Sana dair yazılanlarda
Şimdi, bir sayfa dolusu cümlelerle; bir imkansızlığın mucizeye dönüşünü anlatıyorum…
Şimdi, bozgun sonrası imkansız bir zafer kazanan bir orduyum, bir yenilgide zafer ne kadar anlam taşıyorsa o kadar anlamlaşıyorum…
Şimdi ben, dağıldıkça kurulan yeni düşlerde Sana bakıyorum…
Umut; hep var olacak çünkü SENİ SEVİYORUM AŞKIM
|
|
|
|