Yalnız Mesajı Göster

Hastalık Ve Sıkıntılar İçin Okunacak Dua

Eski 10-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hastalık Ve Sıkıntılar İçin Okunacak Dua




Hastalık ve Sıkıntılar İçin Okunacak Dua
Hakkında Hastalık ve Sıkıntılar İçin Okunacak Dua




Hastalık ve Sıkıntılar İçin Okunacak Dua

Hastalık ve sıkıntılar için okunacak dua

Değerli Kardeşimiz;

Şu dualar Peygamberimiz’in hastalara okuduğu dualardır:

“Es’elü’llâhe’l-azîm Rabbe’l-arşi’l-azîm en yeşfiyeke

“Arş-ı Azimin Rabbi olan Allahü Azîmüşşan’dan sana şifalar ihsan etmesini dilerim

Aile fertlerinin birinin hastalanması halinde Efendimiz mübarek elini hastanın alnına koyar, şöyle duâ ettiği olurdu:

“Allahümme Rabbenâ Ezhibi’l-be’se, işfi, ente’ş-şâfi Lâ şifâen illâ şifâüke, şifâen lâ yuğâdiru sekamen

“Allah’ım, sen bütün insanların Rabbisin Bu hastanın ızdırabını gider Şifa ver Şifayı veren sensin Senden başka şifa yaratan yoktur Ancak senin şifan vardır Bu kuluna da hastalıktan eser bırakmayacak şekilde şifalar ihsan eyle

Hz Eyyub çok şiddetli bir hastalığa yakalanmış ,hastalığı uzun sürmüş ve çeşitli imtihanlara, musîbetlere maruz kalmıştı Fakat tüm musîbetler, O’nu hep sabredici bulmuş ve SABIR KAHRAMANI ünvanını almıştı Sonra imtihan daha da şiddetlenmiş, hastalık o kadar ilerlemişti ki; Allah’ı anan diline ve kalbine zarar vermeye başlamıştı İşte o zaman Kendi bedenî sağlığı için değil, Allah’ı anmasına zarar gelmemesi için, O’na(CC) şu şekilde dua etmişti; “Rabbi İnnî messeniyedurru ve EnteErhamurrâhimîn” “Bana zarar dokundu, Ey Rabbim sen en merhametli ve en şefkatlisin” Bunun üzerine Allah, O’nun sabrına ve halis niyetine hürmetle şifa vermişti

Allahtan sabır (oruç) ve namaz ile yardım dilemenizi tavsiye ederiz

Allah’a içinizden geldiği gibi dua edebilirsiniz Ama duaların kabul olması için bazı hususlara dikkat etmek gerekir Evvela dua kabul çerçevesi dahilinde olacak Sonra samimi ve günahsız bir ağızla olacaktır Mümkünse abdestli ve helal lokma alınmak suretiyle bereketlenecektir Mübarek mevkilerde özellikle mescit ve camilerde, mübarek zamanlarda özellikle ramazan ayı ve kadir gecesi, berat gecesi gibi mübarek gecelerde, namazlardan sonra özellikle sabah namazından sonra dua edilmesi kabule karin olması hikmet-i ilahiye ve rahmet-i ilahiyece matluptur Bu şartlardan uzaklaşıldığı taktirde de duanın tesiri azalacaktır

Sabır ruhun bir melekesidir, güzel bir huydur Tahammülü zor ve nefse ağır gelen şeylere katlanmak ancak sabır ile olur Bir hakkı müdafaa ve muhafaza etmek için gösterilen sebat, sabretmekle mümkündür Allah’ın emirlerini yerine getirmek, aklın ve dinin hoş görmediği ve nefsin meşrû olmayan istek ve arzularına mukavemet edebilmek, hayatta elde olmadan başa gelen ve insana büyük elem ve keder veren bela ve musîbetlere karşı koyabilmek ve bunların üstesinden gelebilmek için sabırlı olmak ve sabretmeye alışmak lazımdır

Bütün faziletlerin anası, hayatta muvaffak olmanın ve kemale ermenin sırrı bu güzel özelliktir Her türlü rezaletin sebebi sabırsızlık veya gerektiği kadar sabır gösterememektir Sabır her faziletin üstünde bir değer taşır “Şüphesiz Allah Teâlâ sabredenlerle beraberdir” (el-Bakara, 2/153, 155)

Sabrın sonu selamettir, başarıdır Sabır acıdır Fakat sonucu tatlıdır Hz Peygamber (sas); “Sabreden başarıya ulaşır’ ; “Sabır başarının anahtarıdır”; “Sabır bir ışıktır”; “Sabır cennet hazinelerinden bir hazinedir”; “Sana sıkıntı veren şeylere karşı sabretmende bir çok hayır vardır” buyurarak sabrın faziletini anlatmıştır

Hz Peygamber (sas); “Sabır, acı bir olayın yaptığı sarsıntıya karşı ilk anda gösterilen tahammüldür” (Buhârî, Cenâiz, 32) sözüyle bir felaketle ilk karşılaştığı zamandaki sabrın önemini vurgulamıştır Sabretmek, mahkûmiyete, meskenete ve zillete razı olmak, haksız tecavüzlere, insan haysiyetine gölge düşürecek saldırılara katlanmak ve bunlara ses çıkarmamak anlamına gelmezÇünkü meşru olmayan şeylere karşı sabretmek caîz değildir Bunlara karşı içten elem duymak ve bunlarla mücadele etmek gerekir İnsanan kendi gücü ve iradesiyle üstesinden gelebileceği kötülüklere katlanması ya da karşılayabileceği ihtiyaçları karşısında gevşemesi sabır değil, acizlik ve tembelliktir Rasulullah (sas); Ya Rabbi! Acizlikten ve tenbellikten sana sığınırım” (Buhari, Cihad, 25) diye dua etmiştir

Bazı sıkıntılar vardır ki, kulun irade ve gücünü aşar Böyle felaketler başa geldiği zaman heyecana kapılmadan ve şikayet etmeden takdir-i ilâhiye razı olup sabretmek müminlerin özelliklerindendir Nitekim Cenab-ı Allah Kuran-ı Kerimde sabr-ı cemili (güzel sabır) emretmektedir (Yusuf, 12/18) Rasulullah (sas) Sabr-ı cemil şikayet edilmeyen sabırdır” buyurmuştur Aslında elden bir şey geldiği zamanlarda sabırsızlık gelmediği zamanlarda sabırsızlık göstermenin bir faydası yoktur ve lüzumsuz bir harekettir

Kur’ân-ı Kerim’in yetmişten fazla ayetinde zikredilen sabır, insan tabiatına aykırı olan zorunlu hallere uymak ve güçlüklere karşı koymak demektir Sabrın gâyesi, beklenmedik olaylar, içine düşülen güçlükler karşısında tedirgin olmamak, paniğe kapılmamak ve tahammül göstermektir Allah Teâlâ sabredenlere mükâfatını hesapsızca vereceğini müjdelemiş ve onları övmüştür

Mü’minler, çoğu zaman sırf inandıkları için Allah düşmanlarının zulüm ve kötülüklerine hedef olurlar; çeşitli işkencelere uğrar, onlarla savaşmak zorunda kalırlar İşte bu durumda sabır, mü’minin güç kaynağı, imanının koruyucusudur Hz Musâ’ya inananlara Firavun eziyet etmek isteyince onlar: “Ey Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır ve bizi müslüman olarak öldür” (el-Araf 7/126) diye duâ etmişlerdi Sevgili Peygamberimiz ve ilk müslümanların, yapılan işkence ve eziyetlere nasıl sabır ve tahammül gösterdikleri bilinen bir husustur



Alıntı Yaparak Cevapla