10-11-2012
|
#2
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Cinler İnsani Yönlendirebilirler Mi?
İkinci aşamada ise, esas şeytanlığını ortaya koymağa başlar  işte bu aşamada, ancak dini çok iyi bilen kimselerin tesbit edebileceği bir takım inanç bozukluklarını onlara empoze etmeye başlar  Ki esas oyun da işte burada başlar 
Bazılarını "Vahdeti Vücûd" görüşüne sokar!  Ancak bu isim altında anlatılan gerçekte "vahdeti vücûd" anlayışı olmayıp, "PANTEİST" görüştür; "Vahdeti Vücûd" asla değildir!  kii böylelikle onları, kendilerinin "ALLAH" olduğuna inandırmaya çalışır 
Ya da reenkarnasyon, yani yeniden bir bedene girerek dünyaya gelineceğini ileri sürerek; Mevlâna`nın bazı tasavvufî sözlerini örnek getirmeye çalışır  
Böylece onları yanlış itikadlara saptırmaya başlar  
Nitekim onların bu durumlarını yakından takip eden dinî bilgilere sahip olan bir kişi onların İslâm`a uymayan yanlarını teker teker tesbit edebilir 
Kalemle aldatma ise, yukarıda anlattığımızdan daha basit bir yoldur  
Bu yolda kiş kendisiyle temasta olanı kesinlikle görmez  
Kalemi yazı yazar gibi kağıt üzerinde tutarken, kalem kendiliğinden yazmaya başlar  
Önce kendine bir isim takarak meselâ:
Ben Mevlâna Celâleddin-i Rumi`yim! Ey bahtiyar kişi, ey "ALLAH" yolunun yolcusu, seni selâmlarım!
Diye yazdırır  Yazan hayretler içinde kalmıştır Ve devam eder  
Artık kalem kendiliğinden yazmaya alışmıştır! 
Onu yüksek bir kişi, zamanın en ileri gelen velilerinden biri olduğunu söyler ve ona evliya olduğuna dair birçok inandırıcı deliller vermeye çalışır 
Aklından geçen soruların cevaplarını kağıt üzerinde yazmaya devam eder   
Bu çeşit kişi önceleri kalemin ne yazacağını bilmese de, ileride dikkat etmeye başladığı zaman, yazmadan önce o harfin veya kelimenin hatta daha sonraları da bir kaç kelimelik cümlelerin yazmadan önce kafasına geldiğini tesbit eder  
Bundan sonra, filanca lakaplı cin ona şiirler, kitaplar yazdırır; çeşitli kişlerin geçmişteki yaptıklarını anlatmaya başlar  Bu arada, onun itmadını kazanmak gayesiyle bazı geleceğe ait kehânetlerde bulunur 
Bu konuda bir örnek verelim:
Bundan 1-2 yıl önce Ankara`da bir grubun yaptığı toplantılara kendini;
-Beşir-il Kirami isimli melek!!! 
Diye tanıtarak gelen cin, geleceğe ait bazı kehanetlerde bulunmuş ve özetle;
-Yaklaşık 1974-75 yılları civarında üçüncü dünya savaşının çıkacağını; bu arada israil`in Arapları büyük bir yenilgiye uğratarak Türkiye sınırlarına kadar genişleyeceğini; Türkiye`nin üçüncü dünya savaşında pek az bir kayıpla kurtulacağını, 1980 yılı civarında da MEHDİ`nin Türkiye`den çıkacağını söylemiştir; Ki bu iddiaya göre de, "MEHDİ" diye beklenen kişi meleğin(!) ağzından konuştuğu, yaşı 50`yi bulmuş ve hiç bir özelliği olmayan kişi olacaktır  
Demiştik ki, CİNler bir de velilerin şekillerine bürünerek, bir kişiye görünüp onu bu görüntüleriyle aldatıp kendilerine bağlarlar  
Gene bu çeşit aldattıkları kişiler de, genellikle dinî bilgilerden yaklaşık olarak tamamen denecek kadar uzaktır
Böyle bir görüntüyle birdenbire karşılaşan kimse, önce adeta bir şok geçirir  Sarıklı, cüppeli, yani eski kıyafetli olarak karşısında gördüğü bu kişiye inanmamak onun elinde değildir artık  Ve inanır! 
Artık ne söylerse onu yapmaya başlar  Ondan duyduğu birçok şeylerle çevresine bir hayli insan toplar  Ancak onun bu gördüğünü çevredekiler göremezler  O ne anlatırsa ona inanmak zorundadırlar  Fakat bir süre sonra, o çevresinde toplandıkları kişinin gördüğü şahsı, bazıları rüyalarında görmeye başlarlar 
Hattâ o kişi bazan çevresindekilerden kendisine tamamıyla bağlanmış olanlara bu zâtı (!) gösterebilir de! Böylece artık kendisine son derece bağlı bir topluluk meydana getirmiş olurlar  
Bu arada o kişi, kendisine değişik kıyafetlerle görünen aynı cinni değişik kişiler sanarak, kendisinin, başka evliyalarla bile görüşecek seviyeye geldiğini zannetmeye başlar  Bazen de o cin yanına arkadaşlarını alıp onları çeşitli din büyükleri görünümünde göstererek o zavallı insanları iyice kandırıp kendine bağlar 
Nitekim bazı kuvvetli cinne kapılmış kişilerin çevresindekilere, aynı anda bir kaç eski evliyanın kıyafetine girmiş cinni gösterebildiği; sanki o kadar büyük bir kişiymiş de, eskiden yaşamış evliyalar onu ziyarete gelmiş havasını verebildikleri tesbit edilebilir 
Hatta bu konuda öyle durumlar meydana gelmektedir ki, bu kişi kendisinin cinler tarafından aldatıldığını bilmediği; ve kendisini cinnin yaptığı fikir aşılamaları sonunda çok büyük bir insan olarak gördüğü için, o anda çevresindekilere ne kadar büyük evliya olduğunu göstermek gayesiyle bir kaç evliyanın huzuruna (!) girmesi için müsaade eder!!! Nitekim o anda bulunulan yerin kapısı açılır ve içeriye eski kıyafetler içinde 2 veya 3 hattâ 4 büyük ve meşhur evliya sûretinde cinler içeri girer  
Böyle bir olayın meydana gelişinde zaten büyük bir heyecana kapılmış olan orada bulunan kişiler artık asla farkedemezler bu gelenlerin cin mi, yoksa hakikaten eskiden yaşamış bir veli mi olduklarını!  Bu olay şoke etmiştir onları!  
Artık bu olayı kendilerine gösteren kişiye, âdeta bir tanrıymışçasına bağlanırlar  
Ancak, bunlardan hangi biriyle görüşülürse görüşülsün, hepsinin ortak özellikleri, daha önce de anlattığımız gibi, "cinleri inkâr etmek" olacaktır 
"Ruh, İnsan, Cin" - Ahmed Hulûsi
|
|
|