Yalnız Mesajı Göster

Teslimiyet Hususunda Önemli Noktaları İzah Edebilir Misiniz?

Eski 10-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Teslimiyet Hususunda Önemli Noktaları İzah Edebilir Misiniz?




Teslimiyet hususunda önemli noktaları izah edebilir misiniz?
Hakkında Teslimiyet hususunda önemli noktaları izah edebilir misiniz?




Teslimiyet hususunda önemli noktaları izah edebilir misiniz?

Rabbimize hakkıyla nasıl teslim olalım?

Değerli kardeşimiz;

Din, hem erkekler hem kadınlar için bir imtihandır Bu imtihan, insanların nefislerine ağır gelse de, hikmetini bilmeseler de, Müslüman olmak istiyorlarsa, Allah’ın hükmüne teslim olmak zorundadırlar İslam, teslimiyeti, teslimiyet Allah’a güvenmeyi / ona tevekkül etmeyi gerektirir Tevekkül ise dünya ve ahiret saadetini netice verir

Bediüzzaman’ın ifadesiyle “İman tevhidi, tevhid teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül saadet-i dareyni iktiza eder”(Sözler, Yirmi Üçüncü Söz, Üçüncü Nokta)

Demek ki, Allah’a iman eden O’na teslim olmak durumundadır Çünkü, Allah’a iman etmek, O’nun isim ve sıfatlarına ve bu isim ve sıfatlarının hepsinin güzel olduğuna iman etmek demektir Kur’an surelerinin başında kendini Rahman ve Rahîm olarak takdim eden Allah’a hüsnüzan etmek, O’nun yaptığı her şeyin güzel olduğunu düşünmek, “Görelim Mevla neyler, neylerse güzel eyler” düşüncesini kalbine yerleştirmek gerekir

Bir şeyin başta hayırlı, sonunda kötü olması muhtemel olduğu gibi, başta kötü sonunda güzel olma ihtimali de her zaman vardır Bu husus Kur’an’da açıkça ifade edilmiştir:

“Hoşlanmazsanız da savaş size farz kılındı Olur ki, hoşlanmadığınız bir şey sizin için hayırlı olur Ve olur ki, sevip arzu ettiğiniz bir şey sizin için şerli/kötü olur İşin sonucunu, gerçeğini Allah bilir, ama siz bilemezsiniz”(Bakara, 2/216)

İman ettiğimiz Allah, mademki hakîmdir, öyleyse abes iş yapmaz; mademki âdildir öyleyse zulüm etmez; mademki rahîmdir öyleyse kullarına karşı son derece şefkatlidir, öyleyse başa gelen sıkıntılar şefkat tokadı türünden birer uyarıdır

İman tevhidi, tevhid teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül saadet-i dareyni iktiza eder

Bu manaları biraz açacak olursak, imanla teslimiyet birbirlerini tamamlayan kavramlardır Teslimiyeti olmayan mümin tam mümin olamayacağı gibi, imanı olmayanın da zaten teslimiyeti söz konusu değildir İman edene mümin, teslim olana Müslüman denir

İnsanın bu dünyaya gönderilmesinin hikmeti ve gayesi, kâinatın yaratıcısını tanımak ve O'na iman edip ibadet etmektir Zira Yüce Allah, "Cinleri ve insanları yalnızca (Beni tanımaları ve) Bana kulluk etmeleri için yarattım" (Zariyat, 51/56) buyurmaktadır Demek ki insanın yaratılış gayesi, Allah'ı tanımak, O'na iman edip kuvvetli iman ile varlığını ve birliğini tasdik etmektir

"O'nu tanıyan ve itaat eden zindanda dahi olsa bahtiyardır O'nu unutan saraylarda da olsa zindandadır, bedbahttır" (Bediüzzaman Said Nursi, Şualar, s 208)

Dünya ve ahirette gerçek kurtuluşa erişmek için sağlam bir imana sahip olmak gerekir Çünkü, İman, insanı insan eder, dünyada sultan eder Dünya ve ahiret saadeti yalnız İslâmiyet'te ve imandadır Hayatın lezzetini ve zevkini isterseniz, hayatınızı iman ile hayatlandırınız, farzları yaparak süsleyiniz ve günahlardan çekinerek korununuz (bk Sözler, s146) Peygamberimiz (asv) bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır:

"Ölümden önce hayatın, yaşlılıktan önce gençliğin, çok işten önce boş zamanın değerini biliniz" (Fethu'l-barî, 14/9)

Demek ki hayat, anlamsız bir var oluş olmadığı gibi, ölüm de sonu hiçlik olan bir yok oluş değildir Aksine hayat, adeta hayırlı amellerde yarışma alanı, bir imtihan salonu; ölüm ise bu dünyada yaptığımız amellerin karşılığını alacağımız, ebedi varlık sahasına geçişi sağlayan bir dönüm noktasıdır

Huzur imandadır

Bu dünya hayatı geçicidir; baki olan ahiret hayatıdır Eğer bu dünya hayatı, Allah'ın buyurduğu istikamette geçirilirse, hem dünya hem ahiret adına büyük bir fidelik olma fonksiyonu görecektir O bakımdan insan, hayatını, dinimize uygun, iffet ve namuslu olarak yaşamalı ve böylece ebedi hayatı kazanmalıdır Ahirete göre çok kısa olan bu dünya hayatını yiyip-içip safa sürmekle gayrimeşru bir şekilde geçirenler, bu dünyada çok sıkıntılar ve üzüntüler çekecek, kabirde ve ahirette de elbette cezalarını göreceklerdir Yüce Allah; "Kim ki benim zikrimden yüz çevirirse kitabımı dinlemez ve Beni anmaktan gaflet ederse, ona dar bir geçim vardır ve biz onu Kıyamet Günü kör olarak diriltir, duruşmaya getiririz"(Taha, 20/124) buyurur

Hakiki mutluluk ve huzur, yalnız imanda ve iman hakikatleri içerisinde bulunur Hayatlarını Allah'ın emirleri doğrultusunda geçirenler, hem ailelerine hem de içinde yaşadıkları topluma faydalı birer kişi olurlar

İnsanın dünyada ve ahiretteki tek kurtuluşu imandadır Eğer bir insan Allah'a gereği gibi kulluk eder, ibadetlerini ihlâsla yerine getirir ve bu yolda ciddi bir çaba gösterirse, Allah Teala'nın rahmetini umabilir Nitekim Allah salih olan kullarının günahlarını bağışlayacağını, onların kötülüklerini iyiliklere çevireceğini ve nimetlerle dolu cennetine varisçi kılacağını şöyle müjdelemektedir:

"Allah'a ve ahiret gününe iman eden hiçbir milletin, Allah ve Resulünün karşısına çıkan kimseleri, isterse o kimseler babaları, evlatları, kardeşleri ve sülaleleri olsun, sevip dost edindiklerini göremezsin İşte Allah, onların kalplerine imanı nakşetmiş ve kendi tarafından bir ruhla onları desteklemiştir Onları, içlerinden ırmaklar akan cennetlere, hem de ebedi kalmak üzere yerleştirecektir Allah onlardan, onlar da O'ndan razıdırlar İşte onlar, Allah'ın tarafında olanlardır Ve iyi bilin ki, felaha erenler, Allah'ın tarafında yer alanlar olacaklardır" (Mücadele, 58/22)

Bunun aksini seçen bir kul için rahatlık ve ferahlık içinde yaşamak adeta bir hayaldir Dünya hayatı, imansız bir insana taşıyamayacağı kadar ağır zorluklar yükler Bir insan tevekkül etmedikçe, Allah'a dayanıp güvenmedikçe o insanın zorlukların altından kalkması, bunlardan ruhen etkilenmeden kurtulması imkânsızdır

Mümin için ise durum tam tersidir Taşıdığı iman mümine iç huzuru ve rahatlığı sağlar Allah, bu kullarını kendisine varan doğru yola iletir ve yaptıkları iyiliklerin karşılığını kat kat artırarak verir En önemlisi onları hüsrana uğrayan bir topluluk olmaktan kurtarır ve felaha ulaştırır Şüphesiz bu Allah Teala'nın iman edenlere rahmetinin ve sevgisinin en açık göstergelerinden biridir

"İman hem nurdur, hem kuvvettir Evet, hakikî imanı elde eden adam, kâinata meydan okuyabilir ve imanın kuvvetine göre, hâdiselerin baskısından kurtulabilir" (Sözler, s 314 )

İman, tevhidi gerektirir

Tevhid, Allah'ın varlığını ve birliğini kabul etmek demektir Bu da "La ilahe illallah" olan kelime-i tevhidle ifade edilmektedir Bu sözle insan, Allah'ın bir olduğunu, eşi ve benzeri bulunmadığını, Allah'tan başka ibadet edilmeyi hak eden, gerçekte hiçbir ilah olmadığını ikrar etmiş oluyor

"Muhammedun Rasulullah" şahadeti de, Hz Muhammed (sav)'in Allah katından gönderilmiş bir peygamber olduğunu kabul etmek anlamını taşımaktadır Allah Teala, Resulünü tebliği ile görevli olduğu risaletinde hataya düşmek ve yanılmaktan korumuştur O'na itaati de kendisine itaat saymıştır "Kim Resul'e itaat ederse, Allah 'a itaat etmiş olur" (Nisa, 4/80)

Kim O'na itaat ederse Cennet'e girer, kim de O'na isyan ederse Cehennem'e girer Allah Teala, bizi O'nun emrine karşı çıkmaktan sakındırıp bizleri bundan şöyle yasaklamıştır:



Alıntı Yaparak Cevapla