Yalnız Mesajı Göster

Furkan 27 Ve 28. Ayetler, Bizlere Neler Anlatıyor

Eski 10-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Furkan 27 Ve 28. Ayetler, Bizlere Neler Anlatıyor




Furkan 27 ve 28 ayetler, bizlere neler anlatıyor
Hakkında Furkan 27 ve 28 ayetler, bizlere neler anlatıyor




Furkan 27 ve 28 ayetler, bizlere neler anlatıyor?

Bugün sizleri Furkan suresi 27 ve 28 ayetler üzerinde Kur’an bütünlüğünde, düşünmeye davet etmek istiyorum Önce ayetleri yazalım

Furkan 27: O gün, zulmeden, ellerini (hınçla) ısırarak (şöyle) der: 'Ah keşke, elçiyle birlikte bir yol edinmiş olsaydım

28: Yazık bana! Keşke falancayı (batıl yolcusunu) dost edinmeseydim

Yüce Rabbim e şükürler olsun ki düşünene, aklını kullanana çok şeyler anlatıyor ayetlerinde Kur’ana başkalarının etkisi altında kalmadan, hurafe inançlara delil aramadan, düşünerek ahhh bir bakabilsek

Ayetlerden anlıyoruz ki, peygamberimizin tebliğ etmeye çalıştığı Kur’an ayetlerini, bir kısım insan atalarından gelen hurafe, batıl inançlarından vazgeçmeyip, Allahın elçisine uymamış, onunla birlikte olmamış Fakat bu insanların çok pişman olacaklarını söylüyor Allah 28 ayette bunun açıklamasını zaten yapıyor ve bu insanların mahşer günü çok pişman olacaklarını, keşke falancanın sözlerine inanmasaydım, onu dost edinmeseydim, onun batıl rivayetlerine kanmasaydım diyeceklerini, şimdiden bizlere hatırlatıyor

Bu sözleri ve bu inancı, isterseniz herkes kendi nefsinde, günümüze adapte edip düşünsün Sanırım düşünen, Kur’anı rehber alan, çok dersler çıkartacaktır

Şimdide bu iki ayeti daha iyi anlayabilmemiz için, derinlemesine Kur’an dan araştırma yapalım, acaba Allah bu ayetlerle bizlere neler anlatmak istiyor ve dikkatimizi çekiyor

Ali imran 101: Size Allah'ın ayetleri okunurken, üstelik Allah Resulü de aranızda iken nasıl inkâra saparsınız?Her kim Allah'a bağlanırsa kesinlikle doğru yola iletilmiştir

Bakın Allah çok dikkat çekici bir söz söylüyor Allahın elçisi aranızda olduğu halde, yani yaşıyor Sizlere tebliğ edilen, okunan ayetleri, nasıl olurda inkâr edersiniz diyor Ayetin sonundaki cümlede önemli Her kim Allah a bağlanırsa, kesinlikle doğru yola iletilmiştir diyor Allaha bağlı olmayı yine başka birçok ayetinde anlatıyor ve Kur’an ın ipine sarılın diyordu bizlere hatırlayınız Ahzap suresi 2 ayette sizce uyacağımız kitap çok açık değil mi?

Ahzap 2: Rabbinden sana ne vahyolunuyorsa onun ardınca git, muhakkak ki, Allah ne yapıyorsanız haberdardır

Demek ki Allahın elçisinin ve bizlerin ardından gideceği, Rahmanın tebliğ ettiği Kur’an olduğu bu ayette de açıkça belirtiliyor Dikkat ediniz Rabbim ne diyor? (sana ne vahyolunuyorsa onun ardınca git) Çünkü bunun açıklamasını da yapıp, sizleri Kur’an dan sorumlu tutuyorum, demiyor muydu bir başka ayetinde? Ama bizler günümüzde öylemi yapıyoruz? Yorum sizlerin

Yukarıda hatırlattığım Ali İmran 101 ayetinde, peygamberiniz aranızdayken nasıl olurda hala inkâra saparsınız diyordu Bu inkâr, dikkatle düşünelim, Allahın varlığını inkâr değil, burası önemli Atalarının dininden, inançlarından hurafe itikatlarından, vazgeçmek istemeyenler Hatta Allah, peygamberimiz hayattayken aranızda doğacak sorunların çözümü için, birçok ayetinde bahsettiği gibi, hakem olarak peygamberimize gelinmesini ve O hüküm verdiğinde, ona itiraz edilmemesini, uyulmasını söylüyordu Örnek verelim

Ahzap 36: Allah ve Resulü, bir işe hükmettiği zaman, mümin bir erkek ve mümin bir kadın için o işte kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur Kim Allah'a ve Resulü’ne isyan ederse, artık gerçekten o, apaçık bir sapıklıkla sapmıştır

Nur 51: Allah'a ve aralarında hüküm vermek üzere O'nun resulüne çağrıldıklarında, müminlerin sözleri sadece şunu söylemeleridir: "İşittik, itaat ettik" İşte bunlardır kurtuluşa erenler

Yukarıdaki ayetleri anlamaya çalışalım şimdi de Allah ve Resulü bir işe hükmettiği zaman diyor Burada dikkatle anlamamız gereken, Allah ayrı, resulü ayrı bir hüküm vermiyor Eğer böyle anlarsak HÂŞÂ peygamberimizi Allahın hükümlerine ortak etmiş oluruz ki, bu ŞİRKTİR Hatırlayalım Allah elçisine ne diyordu? Sana indirdiğimle topluma hükmet Hatta indirdiğim hükümlere ilave yapıp, bunlarda Allah katındandır deseydi, onun canını alırdık diye de, bu konuyu iyice anlamamızı sağlamıştı Bir başka ayetinde yine, sana indirdiğimizi tebliğ et, bunu yapmazsan görevini yapmamış sayarız demiyor muydu? Demek ki peygamberimiz hayattayken, sorunlarımızın çözüm kaynağının hâkimi, danışılacak makam peygamberimiz olduğunu, Allah çok açık söylüyor

Peki, peygamberimiz vefat etti Bu durumda ne olacak diye düşünelim şimdide Eğer peygamberimizin hadisleri var, onlara bakarak hüküm vermeliyiz dersek, iste en büyük yanlışı yapmış ve Kur’an ile aramıza yüksek bir duvar örmüş oluruz Çünkü peygamberimiz verdiği tüm hükümleri Kur’an dan vermiştiKur’an ın vermediği hiçbir hükümden, sorumlu olmadığımızı da zaten Kur’an dan ve peygamberimizin hadislerinden anlıyoruz Birkaç örnek verelim, bakın peygamberimiz ne söylüyor bizlere

Allah bazı farizalar vazetmiştir, onları aşmayın Bazı hadler koymuştur, onlara yaklaşmayın Bazı şeyleri haram kılmıştır, onları yapmayın Bazı şeyleri de unutmaksızın size rahmet olması için hatırlatmamıştır, onları da araştırmayın

Mahmud Ebu Reyye, Muhammedi Sünnetin Aydınlatılması, sayfa 403

Ey insanlar ateş tutuşturuldu ve karanlık gecenin parçaları gibi fitneler yakınlaştı Allah’a yemin ederim ki aleyhimde tutunacak bir şeyiniz yoktur; Kur’an ın helal kıldıkları dışında bir şeyi helal kılmadım Kur’an ın haram kıldıkları dışındakileri de haram kılmadım

İbni Hişam Siret 4 sayfa 332

Allah’ın kitabında helal kıldığı helal, haram kıldığı haramdır Hakkında sustuğu ise serbesttir Allah’ın serbest bıraktıklarını kabul edin ve bilin ki Allah hiçbir şeyi unutucu değildir

Ebu Davud K Etime 39/Tırmizi K Libas 6 İbni Mace K Etime 60/ El-Müracaat sayfa 20

Sanırım yukarıdaki peygamberimizin hadisleri, çok şeyler anlatıyor bizlere Tabi anlayana, anlamak isteyene

Biraz araştırdığımızda, peygamberimizin hadis yazımını da yasakladığını görüyoruz Bir kısım düşünce, önce yasakladığını kabul edip, daha sonra izin verdiğini söyleseler de, dört halife devrinde de, bu yasakla mücadele ettikleri, daha sonra toplanan birçok hadis kaynaklarından anlaşılıyor Hadis yazımına, dinin mezheplere ayrılmasından sonra, hız verildiğini görüyoruz

Allah emin olmadığınız bilgilerin ardına düşmeyin, sizleri sorumlu tutarım demiyor mu bizlere? Hadis konusunda da mezheplerde birliktelik olmayıp, aynı konularda dahi mezheplerin, farklı inandıkları ve peygamberimizin sözlerini farklı naklettiklerini açıkça görüyoruz

Hadisleri hatırlayınız, hepsi bir rivayete göre diye başlar Din ve iman rivayetle değil, Kur’anın kesin hükümleri ile yaşanır, çünkü Allah elçisi de öyle yaşamıştı Kur’anı ben koruyorum diyen Rabbim, acaba günümüze kadar gelen onca rivayet bilgiyi, hiç değişmeden kimlerin koruduğunu sormak lazım Tabi işin kolayını bulanlar, hadisleri de Allahın koruduğunu söyleyerek, çok büyük bir yanlışa imza atmışlardır Sormak lazım, hangi mezhebin hadisleri koruma altındadır acaba? İşte büyük, derin dipsiz bir kuyu

Konuyu daha iyi anlayabilmemiz için Kur’an dan örnek vermek istiyorum Peygamberimize bir konu hakkında danışmaya gelen Yahudiler için, bakın Rabbim ne diyor

Maide 43: İçinde Allah'ın hükmü bulunan Tevrat yanlarında iken, nasıl oluyor da senin hakemliğine başvuruyorlar? Daha sonra da verilen hükümden yüz çeviriyorlar Bunlar inanan kişiler değillerdir

Aslında yukarıdaki ayet, bizlerin günümüzde hakem olarak, neyi kabul etmemiz gerektiğini çok açık anlatıyor Yahudiler ellerindeki Allahın kelamı Tevrat ı, günümüzde bizlerinde yaptığı gibi, bir kenara bıraktığı belli oluyor Hurafe ve atalarının yanlış itikatlarının ardı sıra gittikleri çok açık Bir konuda peygamberimize danıştıklarında da, Allahın ikazı çok düşündürücüdür



Alıntı Yaparak Cevapla