Prof. Dr. Sinsi
|
İnsanı Dinden Çıkaracak Sözlerden Örnekler Verir Misiniz?
AĞZIMIZDAN ÇIKAN SÖZLERE DİKKAT!
Bu şekilde imanı elde ettikten sonra önemli bir aşama da imanı muhafaza etmek, korumak; yıpranmasına, zayıflamasına, herhangi bir tehlikeye maruz kalmamasına çalışmaktır İnanan bir insan her konuda olduğu gibi, imanî meselelerde de ağızdan çıkan sözlere dikkat etmeli, imana aykırı sözlerle dilini kirletmemelidir Şayet umursamaz bir biçimde, dikkat etmeden, sözün nereye vardığını, nasıl bir sonuç doğuracağını düşünmeden imana aykırı sözleri söylerse, Allah korusun imanını kaybedebilir
Böyle bir hataya düşmemek için akıllı, dikkatli ve titiz davranırken, hatasının farkına varır varmaz da, hemen tedbirini almalı, bir an önce tövbe istiğfar etmeli, imanını yenilemeli, kelime-i şahadet getirerek taze bir imanla yeniden hayata başlamalıdır
Şimdi imana aykırı düşen, imana zarar veren, imanlı hayatı zedeleyen bazı sözlere dikkat çekelim
“ALLAH GELSE, ELİMDEN ALAMAZ!”
Bir öfke sonucu düşünmeden bu sözü söyleyen kişinin Allah’ın gücü ve kudreti konusunda en ufak bir bilgisinin olmadığı anlaşılıyor Bir kere Allah’ın gücünün ve kudretinin ne bir sınırı vardır, ne bir hududu  Çünkü Allah’ın kudreti sonsuzdur, sınırsızdır “Ve hüve alâ külli şey’in kadîr”“O’nun her şeye gücü yeter” ifadesi, Kur’an’da 40-50 yerde geçiyor yani
“Her şey” derken, bu ifadenin içine girmeyen kalmıyor Allah’ın kendi Zât’ı (celle celaluhu) dışında, varlık âleminde bulunan, Allah tarafından yaratılmış olan, aklımıza gelen gelmeyen bütün yaratıklar bu “her şey”in içindedir
“Allah’ın şuna gücü yeter, buna yetmez; şunu yapar, bunu yapamaz; şu kişiyle baş eder, bu kimseyle baş edemez” diye bir şey söz konusu olamaz
Bu ifadeler bir insan olarak, bizim için söylenebilir Mesela, ben 10 kiloyu çok rahat kaldırırım, 20-30 kiloda biraz zorlanırım, 50 kiloda çok zorlanırım; ama 100 kiloyu asla kaldıramam
Neden? Çünkü benim gücüm ve kudretim bellidir Ama Cenab-ı Hak için, ağır-hafif, büyük-küçük, az-çok, aşağı-yukarı gibi kavramlardan söz edilmez
Allah’ın kudreti karşısında bir sinekle dünyamızdan bir milyon üç yüz bin defa büyük olan güneş aynıdır
Ufacık bir sineği aynı kolaylıkla havada tuttuğu ve uçurduğu gibi, koca güneşi aynı kolaylıkla uzayda tutar ve seyrettirir İçinde milyarlarca yıldızın yer aldığı galaksiyi de aynı kolaylıkla uzayda gezdirir
Bu açıdan bilir bilmez biçimde, olur olmaz yerde, anlamlı anlamsız durumlarda, ne manaya geldiğini düşünmeden ileri geri konuşup, “Allah gelse, seni elimden alamaz ” gibi sözlerin hiçbir değeri, kıymeti ve anlamı yoktur Bu değerlendirme, yazımızdaki diğer ifade kalıpları için de geçerlidir
“BURASI ALLAH’IN UNUTTUĞU YER!”
Bu da çok tehlikeli bir ifade kalıbıdır Allah’ın unutması mümkün mü? Dünyada yan yana gelmeyecek iki kelime varsa, o da “Allah” ve “unutma” kelimeleridir
Kur’an, Allah’a “unutma” yakıştırmasını şiddetle reddediyor, Musa aleyhisselamın diliyle Kur’an diyor ki: “Onlar hakkındaki bilgi Rabbimin katında bir kitaptadır Rabbim yanılmaz ve unutmaz ” (Tâhâ, 20/52)
Cebrail aleyhisselamın ağzından da şu gerçeği dile getiriyor:
“Biz ancak Rabb’imizin emriyle ineriz Geçmişimiz, geleceğimiz ve ikisi arasındaki her şey O’na aittir Ve Rabbim hiçbir şeyi unutmaz ” (Meryem, 19/64)
Bundan dolayı Allah için “unutma” kelimesini kullanmak hem caiz değildir, hem de insanın ayağını kaydırır, kişiyi inançsızlık/imansızlık çukuruna yaklaştırır Çünkü “unutmak” noksan bir sıfattır Allah ise bütün noksan ve eksik sıfatlardan beridir ve uzaktır Böyle bir ifadeyi mecaz manasında kullanmak da doğru değildir Bir mümin, hangi manayı kasdederse etsin ağzına, neticesi itibariyle kendisini çıkmaz sokaklara götürecek böylesi tehlikeli sözleri alıştırmamalıdır
“BU ADAM ALLAH’LIĞIN BİRİ!”
Bu söz, imana ve inanca leke getiren, insanın kalbini rencide eden, bir yerde vicdanı sızlatan bir yakıştırma… Çoğu zaman bu ve benzeri sözler rastgele, gelişigüzel kullanılıyor, sözün nereye vardığı hiç mi hiç düşünülmüyor, hesabı kitabı yapılmadan dillerde gezip duruyor Halbuki bu sözler sakıncalı sözlerdir Her yönüyle saçma ve bayağı ifadelerdir
TDK sözlüğü, “Allah’lık” kelimesi için şöyle bir açıklama getiriyor: “Kendisinden hiçbir işte yararlık umulmayan saf ve zararsız kimse ” Bir de örnek cümle veriyor: “Bu adam Allah’lığın biri, elinden hiçbir şey gelmiyor ”
Günlük dilde de şu şekilde dönüp dolaşıyor:
“İşiniz Allah’lık”, “Allah’lık adam”, “Allah’lık Ali Bey misali”, “Tam Allah’lık bir hal, ahı gitmiş vahı kalmış ”
Dikkat edilirse, bilgisiz, beceriksiz, sorunlu ve hiçbir işe yaramayan insanlar bu sözlerle anlatılıyor Sanki insan Allah’a yaklaşırsa, Allah’a kul olmaya çalışırsa, Allah’ın emir ve yasaklarını yerine getirirse aptal/budala ve sefil bir hale gelirmiş gibi bir mana çıkıyor
Yahut bir iş yolunda gitmiyorsa, planlandığı ve düşünüldüğü gibi bir sonuca varılamıyorsa, suç Allah’a atılıyor, hata Allah’a mal ediliyor Böylece insan farkına bile varmadan Allah’a isyan ediyor Oysa beceriksizlik insanın kendinden kaynaklanır, dağınıklık kişinin kendi ihmali ve tembelliği sonucudur Neden Allah’a verilsin, bu konularda niçin Allah suçlansın?
Kur’an bu konuda diyor ki: “Başınıza ne musibet gelirse, kendi elinizle işledikleriniz yüzündendir ” (Şûra, 42/30)
“ALLAH BABA KIZAR!”
Allah’a baba ve oğul isnadı yapılmaz, caiz de değildir, mümkün de değildir Böyle bir sözü, bir Müslüman söylememelidir Çünkü mesele doğrudan doğruya Allah’ın birliği ile alakalıdır Bir kere bütün babaları ve oğulları, erkekleri ve kızları yaratan Allah’tır Yaratıcı, yaratılan olamaz İslamî deyimle Hâlık, mahluk olmaz Böyle bir sözü ve inancı kesin olarak Kur’an reddeder Hepimizin bildiği İhlas Suresi’nde, “Lem yelid velem yûled” diyoruz Bunun anlamı, “O doğurmamış ve doğurulmamıştır” demektir Yani, doğanlar ve doğurulanlar Yaratıcı ve Allah olamaz
Yabancı filmlerdeki sözler olduğu gibi tercüme ederek söylendiği ve bazı eski Türk filmlerinde düşünülmeden bilinçsizce kullanıldığı için bu batıl inanç ve ifade, dilimize bu filmler kanalıyla geçmiştir Böyle bir sözü söylemek doğru değildir
“KADER UTANSIN KAHPE KADER!”
Kaderi suçlayan o kadar söz var ki, saymakla bitmez Kendine söz geçiremeyen, kadere taş atar Kimseyi suçlayamayan, kaderi taşlar Karşısındakine gücü yetmeyen kadere yüklenir Böyle bir kör dövüşüdür gider Kime vurduğunu bilemez, vurduğu yeri göremez, rastgele hücum eder Beceriksizliğini, tembelliğini ve bilgisizliğini kendi üstüne almaz, eline geçen taşı kadere fırlatır, durur “Kader utansın” der Kader ne yapmış ki utansın, kaderin utanacağı neyi vardır? Gerçekten utanması gereken birisi varsa, o da kişinin kendisidir aslında
Kader bir suç işlememiş, bir hata yapmamış, bir yanlışa girmemiştir Suçu işleyen, hatayı yapan, yanlışa giren kişinin kendisi; neden kader hatalı olsun? Geçen zaman içinde daha büyük bir kayba uğramış, daha büyük bir zarar etmiş, daha büyük bir belaya çarpılmışsa, kadere olan kızgınlığının dozunu biraz daha artırır
Bu sefer ağzından çıkanı kulağı duymaz halde, söylediği sözlerin nerelere vardığını düşünmez biçimde, açar ağzını, yumar gözünü, Allah muhafaza “kahpe kader” deyiverir Bu sözler insanı o kadar boşluğa atar, o kadar uçuruma sürükler ve o kadar sert bir duvara toslatır ki, insanı iman dairesinden çıkarabilir…
Bu gereksiz ve yersiz sözlerin hiçbirinin bir Müslüman’ın ağzından çıkmaması lazım… İnanan bir insanın böyle sözleri söylememesi gerekir Söylenmemesi bir tarafa, bu sözlere karşı tavır koymalı, böyle sözlerin toplumda barınmasına, tutunmasına meydan vermemelidir
|