Prof. Dr. Sinsi
|
Yönetici Ve İdareci Peygamber Olarak Hz. Muhammed (Sav)
Hz Peygamber'in devlet yönetimi, İslamî esasların bizzat kendisi ve tümü idi Pek çok Kur'an ayetinde ifade edildiği üzere (el-En'am, 6/57, 62; Yusuf 12/40, 67; el-Kasas, 28/70, 88), İslam idare sisteminde hâkimiyet, hükümranlık, hüküm ve tam idare Allah'a ait idi Kanun koyma yetkisi de, bu bakımdan öncelikle Allah'ın vahiylerini ihtiva eden Kur'an-ı Kerim'e mahsus bulunuyordu Bizzat Hz Peygamber ise ikinci sırada kanun koyucu durumundaydı Dinî meselelerde Hz Peygamber'in getirdiği hükümler ya Cebrail vasıtasıyla Cenab-ı Hak'tan aldığı, ama Kur'an'da yer almayan emirlere (vahy-i gayr-i metlüvv), dayanıyordu ya da bizzat kendi kararları idi Ama bizzat kendisine ait bu kararlarda Hz Peygamber'in bir yanılgısı söz konusu ise derhal Cenab-ı Hak tarafından ikaz ve tashih ediliyordu
Devlet başkanı olarak Hz Muhammed, toplumda Müslümanlar arasında veya İslam devleti'nin tebası durumunda bulunan gayr-i müslimler arasında çıkan anlaşmazlıkları, dava konusu olan problemleri de çözümlüyordu Bu gibi durumlarda davacıyı olduğu kadar davalıyı da dinliyor; yerine göre şahitlerin bilgisine başvuruyor, getirilen delilleri değerlendiriyor ve meseleyi fazla uzatmadan, sürüncemede bırakmadan, çoğu zaman hemen o anda, değilse en kısa zamanda çözüme bağlıyordu Taraflara hakkaniyet mefhumunun aşılanmasına büyük hassasiyet gösteriyor; kendisinin bir beşer olarak yapılan konuşmalara, getirilen delil ve gösterilen şahitlere göre hüküm vereceğini, gaybı bilemeyeceğini, bu durumda aslında haklı olmadığı halde kendisine bir hak verilmiş olanın gerçekte Cehennem ateşini almaktan başka bir kârı olmadığını belirtiyordu Davaların halini bazen ashabının ileri gelenlerine havale ettiği de olurdu Eyaletlere tayin edilen valiler Hz Peygamber adına idareyi yürütüyor ve adliyeye taalluk eden meselelere bakıyorlardı
Eğitimci Olarak Hz Muhammed Hz Peygamber'in temel görevinin dini ve dünyevi tüm meselelerde insanları eğitmek olduğu söylenebilir Bu bakımdan bizzat kendisi; "Ben ancak bir muallim olarak gönderildim" buyurmuştur (ibn Mace, Mukaddime 17) Hz Peygamberin eğitimi, insanlara her yönde faydalı bilgilerin kazandırılması ve kazanılan bilgilerin kişilerin hayatına yansıyarak faydalı hale gelmesi esasına dayanıyordu O, bir taraftan Cenab-ı Hakk'ın emrine uyarak; "Rabbim, benim ilmimi artır!" (Taha, 20/114) diye bilgisinin artırılması için Allah'a yalvarır ve bu uğurda çaba sarf ederken, diğer taraftan; "Allah’ım, bana öğrettiğinle faydalanmayı nasîb et!" (İbn Mace, Mukaddime 23) diye yakarıyor; "Faydasız ilimden Allah'a sığınırım" (Müslim, Zikr 73) diyerek de bilgiden maksadın faydalanmak ve faydalı olmak olduğunu belirtiyordu
Bu ölçüler içerisinde Peygamber Efendimiz ashabını Medine'ye hicretten önce Mekke döneminde Daru'l Er-kam'da, Hicretten sonra da Mescid-i Nebî’de ve Suffa'da yoğun bir şekilde eğitim ve öğretime tabi tutmuştu Tabiatıyla eğitim, bütün bir hayatı ilgilendirdiğinden; Hz Peygamber evlerde, çarşıda, pazarda, yolda, bir sefer sırasında, harp halinde iken ve benzeri durumlarda gerekli olan her yerde, her fırsat ve vesile ile eğitim görevini yerine getiriyordu Eğittiği kişilerin şahsi ihtiyaçları, ferdi farklılıkları, kabiliyet ve kapasiteleri Hz Peygamber tarafından göz önünde tutuluyordu Peygamber Efendimiz, kendisi haricinde eğitim ve öğretim için görevliler de tayin etmişti Okuma-yazma, basit matematik, Kur'an tilaveti, temel dinî bilgiler, hayatta uygulanacak pratik malumat bu şekilde öğretmenler tarafından veriliyordu O sıralarda Arap Yarımadası'nda okuma-yazma seviyesi son derece düşük olduğundan, yeterli Müslüman öğretmenin bulunmadığı ilk yıllarda Hz Peygamber, gayr-i müslim öğretmenlerden istifade etmekte bir beis görmemişti Mesela Bedir gazvesinde müşriklerden elde edilen esirler arasında okuma-yazma bilenlerin, hürriyetlerine kavuşabilmeleri için, on Müslüman çocuğa okuma-yazma öğretmeleri şart koşulmuştu İlk yıllarda Müslüman çocukları okuma-yazma öğrenmek üzere Medine Yahudilerine ait okullara gönderilmişti
Peygamber Efendimiz kadınların eğitim ve öğretimi ile de meşgul oluyordu Haftanın sadece kadınlara ayırdığı bir gününde onlara konuşmalar yapıp ders veriyor, sorularını cevaplandırarak problemleri ile ilgileniyordu Ayrıca Hz Aişe başta olmak üzere Resûlullah'ın zevceleri ve Ashabın âlim hanımları öğretim faaliyetlerinde Hz Peygamber'e yardımcı oluyorlardı Bu bakımdan Peygamber Efendimiz henüz o sırada okuma-yazma bilmeyen zevcesi Hz Hafsa'ya okuma-yazma öğretmek üzere bir görevli tayin etmişti
Okunma Sayısı : 1952
Ahmet Özel (Doç Dr )
|