Konu: Lâl.....
Yalnız Mesajı Göster

Lâl.....

Eski 10-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Lâl.....







ÖYKÜZEN LÂL

Yola baş koyuş:

Önce lâl vardı

Susuş pus olmuş puslu bir havada geveze bir sükûttu

Önce o vardı,

mevsimler yalanı, yalanlar kışları

Kışlar yazları ırgalıyordu

1

Lâl, kelimelerini diline dizmişti

Diz çökmüştü heceler cümle sofrasında

İmgeler, sükûtun lâl oluşunu seyre durmuşlardı

Sukut artık vardı

/Ve lâldi/

Varlığı kanıtlanmış bir suskunluktu lâl,

Gözlerinin içindekini içecekmiş gibi duran,

Bir mevsimde yaratılmıştı

2

Mevsimlerin ilmeğine geçince lâl,

Şahlandı

Geceye olur olmaz öyküler anlattı

Susmuyordu lâl,

Bu sükût öyle gevezeydi ki

Kelimeler utanıyordu

Lâl artık bağrını açmıştı

Söyledikleri tadından yenmiyordu

Bir bilmeceydi dilinin bağlı olduğu damar,

Damarları kalbini sükûta hasret bırakıyordu

Bu lâl hiç susmuyordu

Lâl geceleri düş toplantılarına konuktu

Ha bire anlatıyordu

Dervişlerin zamanından bir esmerlik vuruyordu yüzüne

Lâl kıskanmaya başlıyordu

Bitiş ellerinde ki hınçta saklıydı

3

Lâl ceza aldı

Artık kekeme bir lâldı

Sükûtun kekelemesi, akordu bozuk bir sazdı

Çift kişilikli sevdaları izleye durdu

Kekemeliği gitsin diye kendini şarkıya verdi

Lâl hiçbir tene dokunamaz oldu

4

Lâl kelime radarında duraklayınca,

Dili çözülüverdi

Sustu!

Sükûtunu perdeleyerek, emirlere karşı gelerek,

Sustu!

Lâl hayır etme böyle Dediler,

Lâl sustu

Sükût terk-i diyar yaptı

Kayboluş:

Öyküzen bir lâl vardı

Uykunun son secdesini yaşıyordu

Vedaları süslüyordu

Ve artık sükûtunun yakasını bırakmadan /susuyordu

Susuşunu süslüyordu

Yitiyordu

Asude Zeynep Toprak/ Mart- 08


Alıntı Yaparak Cevapla