Yalnız Mesajı Göster

Yakilası Mektuplar

Eski 10-11-2012   #11
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yakilası Mektuplar



Duy ki bu mektuplar sanadır şimdi

Sözler, sarf edilen aşklar senindir

Artık kıymetin değil bunlar, anlatmıyor güzel gözlü insanlar

Bak saatine sevgili, aşk trenini kaçırma bu durakta

Sesim çıkmıyor ki neden, inan soğuktan değildir herhalde,

Ağlamaktan

Su üzerindeki gölgen beni gösterir,

Taş attığın zaman kaybolurum

Basit aşklar satan aşkçı amca, nerde o şimdi?

Ne yapar oralarda?

Duy ki bu mektuplar sanadır şimdi,

Sabah saat 7'dir Güneş doğar aydınlanır etraf,

çevrem aydınlanır insanlar

Ve en önemlisi sen, hep karanlık göründün bana neden?

Söyle son durak artık

Bak aşkçı amca da gidiyor,

Hadi! ne o acemi aşık, ne oldu?

Bir an gözlerin aşka büründü,

Kalbin güzellikleri mi geldi aklına?

Nedir, gözlerin mi doldu?

Dedim ya ağlamaktan kısıldı sesim,

Bağırsam şu gökyüzü duyar ancak

Sana olan sevgimin şimşekleri çakar ve yağmur başlar inan

Surların dibinde savunmam var,

Al ve idam et beni Görüyorsun ki söz yağmurun artık,

Yağmur sularıyla boğ beni

Aslında bu mektuplar sanadır inan

çöz sevginin iplerini koparsana!

bu kadar da olmaz dedirtme,

Yaşanılan ne ki senin için,

Kuru bir aşk değil mi?

Ne olacak sanki, aşkçı amcadan satın aldın

Sevgini verecek başka birini bulursun elbet

Yaramaz çocuklar gibi koştum, yoruldum

Elimde bir uçurtma, uçuruyorum oralarda buralarda

Ne fark eder ki sevgili,

Senin aşkın bir dağ kelebeği O daldan o dala,

konarsın güzel görüntü vermek için

Bir de mana ararsın ya hani, bakışlardan, konuşmalardan

Bende kin yok artık sana, bakamıyorum gözlerim dolu,

Konuşamıyorum sesim kısık, unuttun mu yoksa bunları?

Ben ölümcül olduğumu bile sende fark etmişken,

sen kapak konusu oldun dergilerde,

astroloji idi aşkının geleceği

Hey! Bu aşk treninde, uyuma ve beni dinle

Duy ki bu mektuplar senin, yaralı bir aşığa dermansın şarkılarda

Bu yürek bir söz dinlese, bilirdim ona yapacağı

Mecnun değilim ki kudretli olayım

Yüzüne bakıldığında utanan, yığılmış ve ayakaltındayım

Kendini bu kadar küçük görem dersin,

derken bile bir yüreksin sözlerinle

çocukluğumun küçük bisikletinde, son turumu atmaktayım

Ne kadar iç acıtır, çünkü artık son turundur ve çocuksundur

İç acıtır sona giden ayrılıklarda

İşte böyledir sevgili, küçük bir kâğıt yazısı veya bir telefon mesajı kadar kolaydır

Birbirini seven insanların, kalplerinin arasında, hep bir ip vardır

Ayrılık günü geldiği vakit, bu ipler kopmak zorundadır

İpler iyice gerilir, sevenlerin kalpleri iyice acımaya başlar

Gel gör ki sevgili, o ipler, bir ömür sonunda kadar, hiç kopmayacaktır

Hala o âşıkların trenindesin

Yolculuk nereye peki?

Benden uzaklaştığını hissederim inan,

çünkü söküntü ipler hala hala kalbimde

Duy ki bu mektuplar senindir,

Bil ki yılların ardından, sana başka bir trenle geleceğim

Ve bu mektupları sana vereceğim

Hiçbir yere kaçamazsın, Adresin kalbimde yazılı

alıntı

Alıntı Yaparak Cevapla