10-10-2012
|
#14
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlı'dan Günümüze Kalan ... Tarihi Fıkralar
Fatih'in Cevabı
Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan, Fatih sultan Mehmet'i kendisine rakip görüyor, her fırsatta onunla boy ölçüşmek istiyordu Nihayet işi o kadar ileri vardırdı ki, İstanbul'a bir elçi yollayarak şu istekte bulundu:
1- Vaktiyle Çelebi Mehmet'in kendisine yolladığı hediyeler devam etmeliydi (Bu Fatih'ten bir nevi vergi istemekti)
2- Fatih, Pontus kralını tehditten vazgeçmeli idi
Elçiye: "Peki hükümdarınızın tutumu, bu dediklerini yapmazsam ne olacak?" diye soran Fatih Sultan Mehmet, ondan:
- Hükümdarım üzerinize yürüyüp, dediklerini zorla yaptıracak, cevabını alıncı, gülerek:
- Hükümdarına söyle zahmet etmesin, dedi Önümüzdeki bahara ben kendisinin üzerine geleceğim; o zaman bir güzel ödeşiriz
Dediğini de yaptı Ertesi yıl açtığı seferde, Otlukbeli Savaşı'nda Uzun Hasan'ın tacını tahtını başına geçirdi
Kabasaba Adam
Kara Osmanoğlu Yakup Paşa İzmir’de vali iken dalkavukluğu ve tuhaflığı ile maruf biri ziyaretine gelir Adamcağız, paşanın eteğini öpüp de geri geri çekilirken o vaktin adedince ortada bulunan üçer metrelik yasemin çubuklarla nargilelere çarparak bir çubuğu kırar Mahçup olup çubuğu düzelteyim derken eteği ile bir nargileyi devirir, daha ziyade telaş gösterdiğinden bu sefer de diğer bir çubuğun lülesini kırar Artık büsbütün şaşıran hazret oda ortasında fırıl fırıl döndükçe çubukları, nargileleri harap eder Paşa, misafirinin heyecanını def ve telaşını teskin için:
- Efendi sen zahmet etmeotur Uşaklar şimdi gelir düzeltirler, der Ama, iki tarafına bakıp yerden temenna eden misafirden de şu cevabı alır:
- Rica ederim efendim, biraz daha müsaade buyurun, şunda topu topu iki lüle kalmış, onları da kırayım da öyle oturayım
Ata Binmek
Kibar bir adam, rüyaya pek meraklı olduğundan her kim kendisine müteallik iyi bir rüya anlatırsa pek çok para verirmiş Beyin bu huyunu bilen birisi bir gün bir rüya uydurup beye nakletmek için konağa gelmiş ve evvela kahyasına hikaye etmiş Kahya:
- “Güzel bir rüya, fakat rüyanın ata binecek yerinde kes” tavsiyesinde bulunmuş Beyle görüştürülmüş ve rüyayı nakle başlamış:
- Efendim, geniş bir saha Zatıalileri bir dere kenarında oturmuşsunuz Derken karşıdan mükemmel donanmış ikisi kır, biri al üç at geldi Al atı efendimize çektiler
- Sonra?
- Tamam efendimiz ata binerken uyandım
Bey çıkarıp bir altın vermiş ve ilave etmiş:
- Eğer ata bindirmiş olsaydın beş altın verirdim
Adam bir ah ettikten sonra şöyle cevap vermiş:
- Ben bindirmesine bindirecektim ama şu kahya keratası bırakmadı
Kahyanın İsyanı
Eski zamanlarda vezirler, sabahları haremden selamlığa çıktıkları vakit kahya efendi sofada durup:
- Kahvecibaşı! Berberbaşı! Hazinedar Ağa! Çamaşır Ağası! Peşkir Ağası! Diye gedikli ağalara nida edermiş
Vezirlerden birisi uzun süre mazul kalarak dairesi halkını dağıtmış ise de adet yerini bulsun diye yine sabahları haremden çıkınca kahyasını, ismi var cismi yok ağalara nida ettirirmiş Bir gün hayvanını hazırlatıp bineceği sırada üzenginin biri eksik olduğunu görünce kahyaya:
- Üzenginin biri nerede? Diye sormuş Kahya:
- Bilmem Sabahleyin ağalar binmiştiler Korkarım onlar zayi ettiler Paşa:
- Canım bizde ağa ne gezer, deyince şu cevabı almış:
- Öyledir de her sabah beni eşekler gibi niye bağırtıp duruyorsun
505 Kuruş
Çengeloğlu Tahir Paşa, cesur vatan evlatlarındandı Gençliğinde korsanlık etmiş, sonra donanmaya katılmıştı Mesleğinde süratle ilerleyen Tahir Paşa, bir süre sonra Kaptan Paşa oldu Akdeniz’deki adalardan bir kısmının idaresi ona verildi Paşa, adaların birindeki bir konsolostan memnun değildi Onu uzaklaştırmak için nazikane telkinlerde bulundu Adam oralı olmayınca, hiddetlendi, bir gün konsolosa:
- Beni, 505 kuruştan çıkaracaksın, dedi 500 kuruşa bir köle alıp seni öldürtecek, 5 kuruşluk iple de herifi astıracağım
Ertesi gün konsolos adayı terk etti
|
|
|