Yalnız Mesajı Göster

Osmanlı İslahat Hareketleri Ve Tanzimat

Eski 10-10-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlı İslahat Hareketleri Ve Tanzimat



TANZİMAT FERMANININ HAZIRLANMASI VE İLANI

IIMahmut’un 1826-1839 yılları arasında gerçekleştirdiği ıslahatlar, 3 Selim zamanından beri yapılan ıslahatların devamı olup, Tanzimat ıslahatlarının öncüsüdür Bu noktada, “Tanzimat kavramının 1839’dan önce kullanıldığı ve II Mahmut döneminde ilan edilmesinin planlandığını görmekteyiz

“Mustafa Reşit Paşa Osmanlı Devleti’nde bir reform yapmayı kafasına koymuştu Bu projeye ‘Tanzimat Hayriye” adını vermiş ve bu reform paketini hazırlayıp bir hatt-ı hümayunla ilan edilmesi hususunda 2 Mahmut’u ikna etmişti Bu amaçlarla 24 Mart 1838 yılında Meclis-i Vala’yı Ahkam-ı Adliye kuruldu Meclisin görevi Tanzimat-ı Hayriye’nin nasıl hazırlanacağını müzakere etmek idi Meclis 31 Mart 1838’de ilk toplantısını yaptı”

Meclis-i Vala-yı Ahkam-ı Adliyenin kurulması ile başlayan Tanzimat Hayriye’nin Gülhane Hattı’nda belirtilen esasların büyük bir kısmını içerdiği görülmektedir Nitekim, “ IIMahmut, Meclis-i Vala’yı kurdurarak, yeni düzenlemeler yapma yetkisini bu Meclise devretmiş, iktidarının bir kısmından feragat etmiştir Reşit Paşanın Hariciye Nazırı sıfatı ile talebi, bu Meclisin yetki alanına girmektedir Padişah acil görünenleri uygulamaya sokarken, Meclis’in yetkilerini çiğnememeye özen göstermektedir Tanzimat döneminin ayırt edici vasfı olan, saray iktidarının bürokrasi (Meclis-i Ahkam-ı Adliye )ile paylaşıldığına dair bir işarettir bu” 2 Bu açıdan Tanzimat Meclislerinin, kanunlaştırma hareketi ile birlikte idari, mali, adli ve eğitimle ilgili olanlarda bir reform hareketi hazırlamak ve iktidarın saray ve Bab-ı Ali bürokrasisi ile paylaşılmasına geçişi noktasında da işlevsel olmasından dolayı, “II Mahmut dönemi ile Tanzimat dönemi arasında bir geçiş meclisi niteliğinde olduğunu söyleyebiliriz

Mustafa Reşit Paşa, IIMahmut öldüğünde İngiltere’de bulunuyordu Abdülmecid tahta çıktığında İstanbul’a gelerek Tanzimat hazırlıklarına başladı “Abdülmecid’in Dışişleri Bakanı Mustafa Reşit Paşa, Battı uygarlığına hayran bir devlet adamıydı Elçilik yaptığı Paris ve Londra’da bu ülkelerin yönetim sistemlerini inceleyip yakından bakma imkanı bulmuştu Mustafa Reşit Paşa, devlet yönetiminin her din ve mezhepten tebaanın hak ve hürriyetlerini güvenceye alacak ve kanun hakimiyetinin tesis edecek şekilde yeniden düzenlenmesini istiyordu Bu düzenlemeleri öngören bir ferman yayınlaması halinde, Batılı ülkelerin Hıristiyan tebaanın haklarını bahane ederek, Osmanlı’nın içişlerine karışmayacağına, düzenin yeniden sağlanacağına ve böylece çöküşün durdurulacağına inanıyordu”

Reşit Paşa, fikirlerini Sultan Abdülmecid’e açarak, ıslahatın gerekliliğini anlattı “Abdülmecid’de, M Reşit Paşanın fikirlerini kabul etti Fermanın hazırlanmasını M Reşit Paşaya bıraktı Bu vazifeyi üzerine alan M Reşit Paşa, geceli gündüzlü çalışarak, kendi kalemi ile bir ferman sureti hazırladı, Abdülmecid’e okudu Fermanı beğenen padişah, temize çektirip imza etti Padişahın imzasını taşıyan tebliğ ve emirlere “Hatt-ı Humayün” denildiği için bu ıslahat projesine de “Hatt-ı Humayün” denildi Gülhane Parkı’nda okunduğu için de “Gülhane Hatt-ı Humayün” denildi”

FERMANI İLANI

Tanzimat fermanı, 3 Kasım 1839’da Gülhane Parkı’nda, padişah, diğer devlet büyükleri, ulema, lonca ve esnaf temsilcileri ve halkın huzurunda Mustafa Reşit Paşa tarafından okundu “Gülhane Hattı Humayunu adı verilen bu fermanla, Osmanlı Devleti’nde, İslam hukuku ve geleneksel kurumların bıraktığı hızlı bir değişim süreci başladı”

“Tanzimat fermanı, ilanından yaklaşık yirmi gün sonra devletin resmi gazetesi olan Takvim-i Vekayi’nin 187 numaralı ve 15 Ramazan1255/22 Kasım 1839 tarihli nüshasında yayınladı Arkasından Fransızca’ya tercüme edilerek İstanbul’da bulunan yabancı devlet temsilciliklerine gönderildi”

TANZİMAT KAVRAMI VE TANZİMAT’IN DÖNEMİ

Tanzimat kelimesinin lügat manası “düzenlemeler” şeklinde verilebilir Bu terim “tenzim” kelimesinin çoğu olup, o da “nizam verme” anlamina gelmektedir Nasıl ki “ Nizam- cedit kavramının, “yeni düzen” ya da “yeni askeri anlamının dışında geniş manası ile, başlangıcı ve sonu belli olan bir dizi ıslahatı ifade ederse, “ Tanzimat” da 3 Kasım 1839’da ilan edilen ferman dışında, Osmanlı Devleti’nin en önemli reformlarının yapıldığı bir dönemi ifade etmektedir”

Bu durum Tanzimat’ın başlangıç ve bitiş tarihlerinin belirlenmesine de yansımıştır “Geniş anlamıyla Tanzimat (düzenlemeler), Osmanlı devlet yapısında ve devlet toplum ilişkilerinde yapılan düzenlemeleri ifade eder Bu açıdan bu deyimin kapsaminda, 3 Selim ve 2 Mahmut reformlarını sokan yazılar olduğu gibi, Tanzimat döneminin 2 Meşrutiyete (1908) kadar sürdüğü görüşünü savunanlarda vardır Dar anlamı ile Tanzimat ise, genel olarak kabul edildiği üzere, 1839 Gülhane Hümayunu ile başlayıp 1870’li yılların başlarına kadar süren sınırlı bir dönemi ifade eder”

Görüldüğü üzere Tanzimat’ın başlangıç ve sona eriş tarihinde tam bir kesinlik yoktur Bunun nedeni ise, Tanzimat’ın, bir yandan 3 Selim zamanından beri yapılan ıslahatların bir devamı niteliğinde olması, diğer yandan da İmparatorluğunun sonuna kadar etkisini sürdürmesidir

TANZİMAT FERMANININ İÇERİĞİ

Tanzimat fermanı beş temel alanda düzenlemeler getiriyordu İslam hukuku ve geleneksel kurumlara ilaveten Batı hukuku ve kurumlarında yapılan düzenlemeler, ekonomi, askeriye, eğitim ve edebiyat, sanat alanında öngörülen düzenlemeleri içeriyordu

Tanzimat fermanının giriş bölümünde, yayınlanış sebebi padişahın ağzından özetle şöyle açıklanmaktadır; “Devletin ilk dönemlerinde şeriat hükümlerine tam manasıyla riayet edildiği için devletin gücü ve tebaanın refahı yükseldi Son yüz elli yıldan beri şeriat hakimiyeti kalmadığından, devletin gücü zayıfladı ve tebaasının refah düzeyi düştü Bu gidişin durdurulabilmesi için devletin iyi idare edilmesi, vatandaşın güvenliğinin sağlanması, halkın malının, ırz ve namusunun korunması, vergi ve askerlik konularında yeni kanunların çıkarılması zorunludur Müslim ve gayri Müslim tüm tebaaya eşit şekilde uygulanacak bu kanunlarla devletin gücü ve halkın refahı yeniden yükselecektir Osmanlı ülkesinin coğrafi durumu, toprağın bereketliliği, halkın yeteneği ve zekası göz önünde tutulursa, gerekli çarelere başvurulduğu taktirde; Allah’ın yardımı ile beş- on sene içerisinde istenilen sonuçlara ulaşılacağından kimsenin şüphesi olmasın”

Padişah, fermanda uyruklara tanınan hakların kendisi tarafından güvence altına alındığını söylemekte, çıkacak yasalar” din ve devlet ve mülk ve milleti ihya için vaz olunacak olduğundan”, bunlara karşı gelmeyeceğine de yemin etmektedir “ Gülhane Hattı Hümayununda kabul edilen prensipler şu şekilde sıralanabilir”

- Din ve mezhep ayrımı yapılmaksızın bütün vatandaşların can, mal ve namus güvenliğinin sağlanması garanti altına alınmıştır

- İltizam usulünün kaldırılması ve vergilerin herkesin malına ve gelirine göre alınması kararlaştırılmıştır

- Devletin kuvvetlenip gelişmesi, huzur ve asayişin sağlanması için bütün vatandaşların askerlik görevini yapması ve askere alınacak hakkaniyet ilkesine uyulması esasları getirilmiştir

- Suç işleyenlerin durumları yasalar gereğince incelenip karara bağlanmadıkça kimse hakkında ceza uygulanmaması ve kanun önünde herkesin eşit sayılması benimsenmiştir

- Tüm devlet memurlarına maaş bağlanacak Rüşvet kesinlikle yasaklanacak ve bu yasağa uymayanlar şiddetle cezalandırılacak

Tanzimat Fermanı’nın amacı, çeşitli iç ve dış olayların etkisi ile işlemez durumda olan devlet idaresini yenileştirerek devlet oteritesini etkin kılmak, vatandaşa hak ve hürriyetler veren adaletli bir yönetim sistemi kurmaktı

Fermanda “şeriata uymama” nın bu bozulmanın ana nedeni olarak gösterilmesine rağmen kurtuluşun yeni yasalarda, şeriata dayanmayan yeni kanunlarda aranması çelişik bir durum yaratmaktadır Bu çelişkinin kaynağı Abadan şöyle anlatmaktadır: “Şeriat ile şeriat – ötesi anlayış arasındaki denge GHH’nın yazılışı sırasında şer’i anlayış doğrultusunda bozulmuştur

Bunda, “ifadede ağırbaşlılığı” sağlamak düşüncesi kadar, ulemayı ve tutucuları ürkütmemek niyeti rol oynamıştır Yoksa GHH ve Tanzimat anlayışında şeriata bağlılık vurgulamaları ilkesel olmaktan çok biçimseldir,görünüşledir”

Abadan’ın belirttiği üzere Tanzimat’ın bu niteliği daha çok halkın tepkisini azaltmak düşüncesinden kaynaklanmıştır Nitekim, Tanzimat düşüncesi ne halktan geliyordu, ne de halka mal olmuştu Aksine Osmanlı toplumuna, taht çevresinden indiriliyor ve bir aydın despotizminin bürokratik dünya görüşüydü

[size="2"]

Alıntı Yaparak Cevapla